Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/2376 E. 2023/2606 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2376
KARAR NO : 2023/2606
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/160 E., 2022/157 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl davada ve karşı davada taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı vekilince duruşmalı, davalı-karşı davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı-karşı davalı vekili Avukat … ile davalı-karşı davacı vekili Avukat …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında davalı iş sahibine ait maden ruhsat alanlarında sondaj yapılması işini konu alan sözleşme düzenlendiğini, davalının sözleşmede kararlaştırılan sürede, makina ve ekipmanların sondaj alanına girebilmesi için gerekli yolu yaparak yer teslimini gerçekleştirmediğini, bu nedenle müvekkilinin sözleşmenin 18. maddesinde öngörülen bekleme ücretine hak kazandığını, iki adet sondaj makinası için 15.04.2013 tarihinden 29.02.2016 tarihine kadar hak kazandığı bekleme ücretinin toplam 6.554.000 USD olduğun ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; sondaj alanlarının koordinatlarının açıkça belirli olduğunu, sondaj alanlarının yükleniciye ihtarname ile bildirildiğini, bölgedeki terör olayları ve yerel halkın maden arama çalışmalarına tepki göstermesi nedeniyle işin aksadığını, sondaj alanınan giden yolların açık olduğunu, sözleşmenin süresinin 31.12.2013 tarihinde dolduğunu ve uzatılmadığını, davacının bu süreyi aşaşacak şekilde bekleme ücreti talep edemeyeceğini, yüklenicinin hiç bir zaman işin ifa edileceği alanda gerekli ekipman ve personeli hazır bulundurmadığını, sözleşme uyarınca yüklenicinin her durumda ancak yaptığı işin bedelini talep edebileceğini savunarak asıl davanın reddini istemiş, açtığı karış davasında ise; yüklenici şirket edimlerini yerine getirmediğinden maden arama ruhsatlarının işletme ruhsatına dönüşemediğini, bu nedenle resmi ve özel kurumlara ödemeler yapılmak zorunda kalındığını, istihdam ettiği personel için maaş ve SGK pirim ödemeleri yaptığını, yüklenicinin temerrüdü nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Karşı davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yaptığını iddia ettiği harcamaların müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, hiç bir çalışma yapılmadan bu kadar harcama yapılmış olmasının da anlamsız olduğunu, fili yer teslimi yapan iş sahibinin temerrüde düştüğünü savunarak, karşı davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşme süresi boyunca taraflar arasında herhangi bir işlem ve yazışma bulunmadığı, bu sürede yüklenicinin bekleme ücretine ilişkin bir fatura veya ödeme talebi olmadığı, öte yandan, yöre halkının maden arama faaliyetlerine yönelik tepkisi, illigal grupların açık ve örtülü tehditleri, iş makinalarının yıkılması gibi olguların mücbir sebep sayılması gerektiği, sözleşmede belirtilen bekleme süresi kavramının, iki sondaj lokasyonu arasında işverenin talebi ile sondaj makinelerinin ve işçilerin beklemesi halini ifade ettiği, somut olayda, sondaj sahasında herhangi bir faaliyet olmadığı, bu itibarla asıl davadaki talebin yerinde görülmediği, iş sahibinin mücbir sebep olarak önü sürdüğü hususların, yüklenici yönünden de mücbir sebep teşkil ettiği, dolayısıyla işin ifa edilmemesinde yüklenicinin bir kusuru bulunmadığı, sonuç olarak karşı davadaki taleplerin de yerinde olmadığı gerekçesiyle, asıl ve karşı davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Asıl davada davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; iş sahibinin sondaj sahasına gidecek yolları yapmadığını, yer teslimini gerçekleştirmediğini, hangi lokasyonda çalışma yapılacağını bildirmediğini, müvekkili yüklenicinin iki adet sondaj makinasını hazır halde beklettiğini, sözleşmede kararlaştırılan bekleme ücretine hak kazandığını, gönderdikleri elektronik posta ve ihtarnameler ile bu bedeli talep ettiklerini, fatura kesilmeden dava açılmasında yasal bir engel bulunmadığını, mücbir sebep olarak gösterilen bölgedeki terör olaylarının uzun yıllardır bilinen hususlar olduğunu, yörenin koşulları bilinerek sözleşme düzenlendiğini, iş sahibi şirketin çok öncesinden bu konuda halkla ilişkiler faaliyeti yürüttüğünü fakat başarısız olduğunu, yerel mahkemenin uyuşmazlığı yanlış yorumladığını, bilirkişi raporuna itiraz süresi tanınmadığını ileri sürerek, asıl davada verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Karşı davada davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yüklenicinin mücbir sebep halini kabul etmediğini, bu gerekçeyle karşı davanın reddedilemeyeceğini, geçerli bir sebep olmaksızın edimini ifa etmediğini, noter ihtarı ile yol ve sondaj lokasyonlarının yükleniciye bildirildiğini ileri sürerek, karşı davada verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşmeye konu Tunceli ili …. ilçesinde yürütülecek maden faaliyetine yöre halkının yoğun tepki göstermesi ve illigal bir takım haraketlerin oluşması üzerine iki tarafın da sözleşme süresi boyunca sessiz kalarak birbirlerinden ifa talebinde bulunmadıkları, bu imkansızlık halinin sonradan ortaya çıkan geçici imkansızlık hali olarak kabulü gerektiği, somut olayda, sözleşme tarihinin 26.03.2013 tarihi olduğu, sözleşmede sondaj faaliyetinin 15.04.2013 tarihinde başlayacağı ve 31.12.2013 tarihinde bitirileceğinin düzenlendiği, yüklenicinin sözleşme süresinin bitiminden yaklaşık iki buçuk yıl sonra gönderdiği ihtarname ile bekleme ücretini talep ettiği, geçici imkansızlığın giderilmemesinde iş sahibine yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, yüklenicinin bu nedenle müspet zarar kapsamındaki bekleme ücretini talep edemeyeceği, asıl davanın reddinin doğru olduğu, aynı şekilde iş sahibi karşı davada, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle menfi zarar talep etmiş olup, geçici imkansızlığın doğumunda ve giderilememesinde yüklenicinin bir kusuru bulunmadığından, iş sahibinin karşı davadaki talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri, istinaf başvuru dilekçelerinde dile getirdikleri hususları temyiz nedeni olarak ileri sürmüşlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve karşı davada, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesine dayalı tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci
fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Yargıtay duruşmasında vekilleri hazır bulunan taraflar yararına takdir olunan 8.400,00 TL duruşma
vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı ….’ye yükletilmesine,

Fazla yatırılan harcın istek halinde davalı … A.Ş.’ye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.