YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2278
KARAR NO : 2023/2384
KARAR TARİHİ : 15.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/30 E., 2021/378 K.
DAVA TARİHİ : 30.12.2013
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, taraflarca temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davalı vekili Avukat … ile davacı …’dan temlik alan … vekili Avukat …’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen gün ve saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili yüklenici … ile davalı arsa sahibi arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesine rağmen, davalının bir kısım bağımsız böümlerin tapularını devretmediğini, bu bağımsız bölümlerden 45 parsel 1 no.lu bağımsız bölümün davacı …’ya, 2 no.lu bağımsız bölümün davacı …’a, 5 no.lu bağımsız bölümün davacı …’a haricen satılmış olduğunu ileri sürerek, anılan bağımsız bölümlerin rayiç değerlerinin davalıdan tahsili ile adı geçen davacılara ya da yüklenici …’a ödenmesini, yine davacı yüklenici …’a düşen ancak tapusu devredilmeyen, 44 parsel 1, 2, 8, 9 ve 10 no.lu bağımsız bölümler ile 45 parsel 4 no.lu bağımsız bölümün rayiç değerinin davalıdan tahsili ile davacı … …’a ödenmesini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla, davalı arsa sahibinin uhdesinde bulundurduğu bağımsız bölümlerin bedelinden, yüklenici tarafından üçüncü kişilere satılan bağımsız bölümlerin arsa payı değerini mahsup ederek, bakiye 534.984,50 TL’nin tahsilini istemiştir.
Yargılama sırasında, davacı … … dışındaki diğer davacıların davaları eldeki davadan tefrik edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacılar arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, iddia edilen sözleşmenin geçersiz olduğunu, yüklenici… …’un müvekkilinden aldığı vekalet ile bir kısım bağımsız bölümü üçüncü kişilere satarak bedelini tahsil ettiğini ve yaptığı işin karşılığını bu şekilde aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.03.2016 tarihli ve 2013/345 Esas, 2016/257 Karar sayılı kararı ile davacı yüklenicinin bağımsız bölümlerin inşaat bedelini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne ve 534.984,50 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı … …’a ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 18.10.2018 tarihli ve 1145 Esas, 4820 Karar sayılı kararıyla, davacının talebinin sözleşmenin ileri etkili olarak tasfiyesi, diğer bir anlatımla sözleşme uyarınca hak kazandığı bağımsız bölümlerin rayiç bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğu, sözleşme kapsamında 17 adet bağımsız bölüm inşa edildiği, hali hazırda 7 adet bağımsız bölümün arsa sahibi adına kayıtlı olduğu, 1 adet bağımsız bölümün arsa sahibi tarafından üçüncü kişiye satıldığı, 44 no.lu parseldeki 9 adet bağımsız bölümün ise davacı yüklenici tarafından üçüncü kişilere satıldığı, davacı yüklenici bunları arsa sahibi adına sattığını ileri sürmüş ise de davacı arsa sahibine gönderdiği 47.000,00 TL dışında, bu sattığı bağımsız bölümlerin bedellerini arsa sahibine gönderdiğini ispat edemediği, dosya kapsamına göre taraflar arasındaki paylaşım oranının %65 yüklenici, %35 arsa sahibi olarak kabulü ve yüklenici tarafından üçüncü kişilere satışı yapılan 44 nolu parseldeki 9 adet bağımsız bölümün yükleniciye isabet eden daireler olduğunu kabulü gerektiği, bu durumda, bilirkişiden alınacak ek raporla, inşa edilen 17 adet bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle rayiç değerlerinin belirlenmesi, belirlenen bu toplam bedelin % 65’inden, yüklenicinin üçüncü kişilere sattığı 44 no.lu parseldeki 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11 ve 12 no.lu bağımsız bölümlerin yine dava tarihi itibariyle toplam değerlerinin düşülmesi, bulunan tutara yüklenici tarafından arsa sahibine 01.12.2003 tarihinde gönderilen 47.000,00 TL’nin eklenmesi suretiyle, davacı yüklenicinin bakiye alacağının kalıp kalmadığının saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalı yararına bozulmuştur.
3. Davacı tarafın karar düzeltme istemi üzerine, 15. Hukuk Dairesinin 01.11.2019 tarih ve 388 E., 4301 K. sayılı kararıyla, davacı yüklenici tarafından davalı arsa sahibine 01.12.2003 tarihinde gönderilen 47.000,00 TL’nin dava tarihi itibariyle güncellenerek, davacının bakiye tasfiye alacağının belirlenmesi gerektiği belirtilerek, bozmaya ilave gerekçe eklenmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile inşa edilen 17 adet bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle değerinin 2.032.527,21 TL olduğu, paylaşım oranına göre bu miktarın %65’i olan 1.321.142,69 TL’nin davacı yükleniciye düştüğü, bu tutardan, davacı yüklenicinin 44 no.lu parselde bulunan üçüncü kişiler sattığı 9 adet bağımsız bölümün değeri düşüldüğünde 127.337,11 TL tutarına ulaşıldığı, bu tutara da 47.000,00 TL’nin dava tarihi itibariyle ulaştığı güncel değer olan 103.032,90 TL eklendiğinde davacı yüklenicinin bakiye tasfiye alacağının 230.370,03 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile anılan meblağın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davalı arsa sahibine müvekkilince gönderilen 47.000,00 TL’nin güncellemesinin doğru yapılmadığını, öte yandan hüküm altına alınan tazminatın 130.370,03 TL’lik kısmına dava tarihinden değil de 17.02.2016 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davacı yüklenicinin %65’in çok üzerinde pay aldığını, üçüncü kişilere yaptığı daire satışları ile tüm alacağını almış olduğunu, müvekkilinin elinde kalan taşınmazların değerinin %35 paylaşım oranının altında olduğunu, bilirkişi raporunda bozma ilamıyla kesinleşmiş hususların da tartışıldığını, paylaşım oranının bozma ile kesinleştiğini, reddedilen miktar üzerinden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki kalan diğer temyiz itirazları kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3.Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Yargılama sırasında dava değeri ıslah yoluyla 534.984,50 TL’ye yükseltilmiş olup, mahkemece davanın kabul edilen kısmı 230.370,03 TL, reddedilen kısmı ise 304.614,47 TL dir. Bu durumda, reddedilen kısım üzerinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarife hükümlerine göre davalı lehine 29.773,01 TL vekalet ücretine hükmedilmemiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Yukarıda değerlendirme bölümünün 2 numaralı bendinde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasına 4 numaralı bendinden sonra gelmek üzere 5 numaralı bent olarak “Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil marifetiyle temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri gereğince reddedilen miktar yönünden davalı yararına hesaplanan 29.773,01 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine, izleyen bent numaralarının teselsül ettirilmesine, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan taraflar yararına takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak birbirlerine verilmesine,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalıya iadesine,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacıdan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.