Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/2273 E. 2023/2240 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2273
KARAR NO : 2023/2240
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/423 E., 2021/3215 K.
DAVALILAR : 1-… vekili Avukat … 2- … İnş. Tah. San. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 13.02.2018
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/143 E., 2020/637 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat … geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı … A.Ş.’nin davalı belediyenin hizmet ihalesini iş ortaklığı olarak kazandıklarını, 30.12.2014 tarihinde sözleşmenin imzalandığını, idari şartname gereği 25.03.2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesiyle ilan edilen adi ortaklık sözleşmesiyle … … Adi Ortaklığı Ticari İşletmesini kurduklarını, tescil ve ilan edilen ortaklık sözleşmesine göre temsilinin müşterek olduğunun kararlaştırıldığını, dava sonra 28.08.2015 tarihli davalı şirket ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme ile davalı şirketin adi ortaklığın tüm yönetimi ve kar zararını, KDV hariç, toplam 4.388.000,00 TL’lik kâr payı ve 8 adet aracın kullanım bedeli karşılığında müvekkiline bırakıldığını, müvekkilinin ihale sözleşmesi gereği davalı belediyeye edimini eksiksiz yerine getirdiği halde müvekkili alacağının ödenmediğini, belediyenin diğer davalı şirket tarafından verilen dilekçeye istinaden ödemeyi işçilere yaptığını belirttiğini, davalı şirketin müvekkil şirketin müşterek imzası olmadan ortaklığı ve müvekkil şirketi bağlayacı işlem yapma yetkisi olmadığını, 28.08.2015 tarihli sözleşme ile adi ortaklığın tüm yönetiminin müvekkiline devredildiğini, tüm işçilerin kıdem tazminatının ödenmesinin hukuka aykırı olduğunu, işçiler asıl işveren veya yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam ediyorsa ortada gerçek bir fesih olmadığından kıdem tazminatına hak kazanamayacaklarını, sözleşmeye göre davalı dava veya icra takibi neticesinde tazminat ödemek zorunda kalmış ise yükleniciden kesinti yapabileceğini, davalı belediyenin kadrolu taşeronu olan davalı … Şirketini korumak için davalı şirket ile birlikte hukuka aykırı ve danışıklı muvazaalı işlem yaparak müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, şimdilik 100.000,00 TL’nin ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP
2.1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacıya borçları bulunmadığını, davalı … Şirketinin talebi üzerine işçilerin hak etmiş olduğu kıdem tazminatı için adi ortaklığın cari hesabından 908.553,99 TL ve cari alacak yeterli olmaması sebebiyle ayrıca teminattan 86.128,65 TL olmak üzere toplam 994.682,64 TL ödeme yapıldığını, bakiye tutarın adi ortaklık hesabına ödendiğini, kalan 88.871,35 TL’nin ise devam eden işçilik davaları nedeni ile iade edilmediğini, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, yüklenici adi ortaklığın pilot ortağı olan diğer davalı şirket tarafından yapılan talep ve esasen ihale süresinin sona ermesi nedeniyle kıdem tazminatlarının hakediş bedelinden kesilerek ödendiğini, hukuka aykırılık ve muvazaa bulunmadığını, temsil yetkisini edindiğini belirttiği sözleşmenin müvekkiline ibraz edilmediğini, taraflar arasındaki iç ilişkinin müvekkilini bağlamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.2. Davalı … İnş.taah.San. Ve Tic. A.ş vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmeye göre uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözülmesi gerektiğini, sözleşmeye göre yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemesi olduğunu, husumet itirazlarının olduğunu, 28/08/2015 tarihli sözleşmenin 4.1 maddesinde ihale konusu işte çalışan tüm işçilerin yasal haklarından davacının sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, şartnamenin 15. maddesi gereğince davacının ihale işçilerinin tazminat ve yasal haklarını ödememesi nedeniyle belediye tarafından ödeme yapıldığı takdirde ödemenin yasal faizi ile beraber yüklenicinin istihkakından kesileceğinin düzenlendiğini, davacının herhangi bir maddi zararının söz konusu olmadığını, muvazaa iddiasının ispata muhtaç olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı … ile adi ortaklık arasındaki sözleşmede temsil ve sair işler konusunda pilot ortak olarak davalı … Şirketinin seçildiği, temsil yönünden davacının tek yetkili olduğu konusunda sonradan davalı belediyeye yazılı olarak bildirimde bulunulduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi belediyenin iç ilişkide temsil yetkisinin değiştirildiğinden haberdar olmasına rağmen bile bile davacı ortağın zararına hareket ederek danışıklı işlem yaptığının da ortaya konulamadığı, tamamlanan iş kapsamında işçilerin alacağından gerek belediye gerekse de adi ortaklar müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, buna göre yapılan ödemelerde herhangi bir usulsüzlük görülmediği, adi ortaklığın ihale konusu iş tamamlandıktan sonra yeniden birlikte ihale sürecine girmediği, dolayısıyla ihale işçilerinin kıdem, ihbar tazminatları ile beraber bilumum alacakları muacceliyet kesbettiği, ihalenin eki niteliğindeki teknik şartnamenin 11.5 maddesinde yer alan “tazminat” ibaresi kapsamına işçilik alacaklarından olan kıdem ve ihbar tazminatının girmeyeceği, işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı alacağının gerçek anlamda bir tazminat olmadığı, görülen işin rutin ve doğal sonucu olan, her durumda ödenmesi lazım gelen işçilik alacaklarının hakedişten/teminattan ödenmesi için yasal takip şartı aranmayacağı, işçilerin yasal alacakları muaccel olduğundan ödeme yapılması için talimat verilmesi olağan olduğu gibi, ödenen meblağ nicelik olarak yüksek olsa da yapılan işlem (özellikle ihale konusu işin hacmi de dikkate alındığında) niteliği itibariyle rutin ve mutad iş olduğu, kaldı ki iddianın ileri sürülüş şekli dikkate alındığında, iç ilişkide davacının payından fazla ödeme yaptığı veyahut davalı ortağın işçilerinin de alacaklarının kendilerinden kesildiği yönünde bir vakıa da ortaya konulmadığı, ihalenin gereği sözleşme icrası boyunca davalı … firmasının adi şirkete izafeten belediye idaresi ile işlemler yapılmasına karşı çıkmayarak zımnen dış ilişkide temsil yetkisi benimsenmekle, işçilik alacaklarının ödenmesi safhasında temsil yetkisine karşı çıkılması TMK’nın 2. maddesi anlamında dürüstlük kuralına aykırı olduğu, dolayısıyla, sözleşmenin danışıklı ve bile bile davacı zararına ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği, bir an için sözleşmenin ihlal edildiği sübuta erse dahi, maddi zararın neye ilişkin olduğu net bir şekilde somutlaştırılmadığı, fazla ya da fiktif ödeme iddiası bulunmadığı gibi vadesinden evvel erken ödeme yapılmasının da söz konusu olmadığı, zira, işçilerin yasal haklarının ödeme tarihi itibariyle muaccel olduğu, işçilik alacaklarının ödenmiş olmasının, herhangi bir maddi zarar olarak değerlendirilemeyeceği, davacının olası bir sözleşme ihlali halinde uğradığı maddi zararını da ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karra verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalı … Şirketinin, adi ortaklık adına yönetim ve karar alma yetkisi bulunmadığını,… … Adi Ortaklığının Yönetim ve temsil yetkisinin 28/08/2015 tarihli sözleşme ile davacı şirkete verildiğini, TBK m. 625 hükmünde yer alan düzenlemeye göre olağan dışı işlemlerin yürütülmesi için bütün ortakların oy birliği gerektiğini, davalı … Şirketinin 30.11.2016 tarihli dilekçesindeki talimatının “olağanüstü bir yönetim işi” niteliğinde olduğunu, 1.083.553,99 TL gibi yüksek meblağlı bir ödemenin yapılmasına ilişkin kararın, bir adi ortaklığın olağanüstü yönetim işi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, TBK m. 625/ f. III‘de ifade edilen “gecikmesinde sakınca olan haller”in somut olayda gerçekleşmediğini, bir an için aksi düşünülse bile 28.08.2015 tarihli sözleşme ile adi ortaklığın yönetiminin tümüyle davalı şirkete (… Şirketi) bırakıldığı için davalı … Şirketinin adi ortaklık adına diğer davalı … Belediyesine böyle bir talimat vermesinin mümkün olmadığını, kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının feshe bağlı olduğunu, davalı … bünyesinde çalışan işçiler şayet asıl işveren ve yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam ediyorsa ortada gerçek bir fesih bulunmadığını ve bu halde işçilerin feshe bağlı olan işçilik alacaklarına hak kazanamayacaklarını, davalı … Şirketi tarafından işçilerin kıdem tazminatlarının ödemesine yönelik olarak diğer davalı … Belediyesi’ne verilen talimatın geçersiz olduğu ve davacıyı bağlamayacağını, adi ortaklık sözleşmesinin hiçbir yerinde pilot ortağın Adi Ortaklığı temsil yetkisi olduğuna dair bir düzenleme bulunmadığını, tam aksine sözleşmenin 7. maddesinde açıkça Adi Ortaklığı temsil yetkisinin …’te olduğnun belirtildiğini, … ‘in de davacı … Şirketinin yetkilisi olduğunu, davalı … Belediyesi tarafından mahkemeye sunulan 30.03.2018 tarihli dilekçeden, işbu adi ortaklık sözleşmesinden haberdar olduğunun görüldüğünü, adi ortaklık sözleşmesinin, Ticaret Sicili Gazetesinde tescil ve ilan edildiği için davalıların ve özellikle de davalı … Belediyesi’nin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmiş olan temsil yetkisine ilişkin hususu bilmediğini ileri sürmesinin mümkün olmadığını, davacı zararının oluştuğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu işçilik alacaklarının 10/02/2017 tarihinde ödendiği, tarafların aralarındaki ortaklık sözleşmesini ise 10/04/2017 tarihli fesihname ile feshettikleri ve birbirlerini bu adi ortaklık sözleşmesinden dolayı ibra ettikleri, birbirlerinden hak ve alacaklarının kalmadığını ayrıca belirterek fesihnameyi imzaladıkları, fesihnamenin işçilik alacaklarının ödenme tarihi olan 10/02/2017 tarihinden sonra 10/04/2017 tarihinde yapıldığı gözetilerek, söz konusu fesihnamedeki ibra beyanı kapsamında davacının davalıdan feshedilen işbu adi ortaklık sebebiyle alacak talep edemeyeceği, ayrıca Yargıtay 9.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2015/5758 E., 2016/21819 K. sayılı ihale makamının işçilik alacaklarından sorumluluğuna yönelik ilamda, işçilere yapmış olduğu ilan üzerine işçilerin başvurmamış olmasının ihale makamının sorumluluğunu kaldırmayacağı, kıdem, ihbar tazminatları ile 3 aylık ücreti aşan işçilik alacaklarından ihale makamının sorumlu olmayacağının belirtildiğinden diğer davalı yönünde bu hususun gözetilmesi gerektiği, ibranamenin Borçlar Hukukunda borçların sukutu sebeplerinden biri olduğu 10/04/217 tarihli fesihnamedeki adi ortaklık sözleşmesinin feshedildiği ve bu sözleşme sebebiyle tarafların herhangi bir hak ve alacağı kalmadığı beyanlarının, aynı zamanda bir ibraname niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki borcu sona erdiren bir işlem olarak değerlendirileceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler ile fesih tarihinde işçilerin ücretlerinin ödenmesine ilişkin dilekçeden haberlerinin olmadığını, davalılar tarafından kasıtlı olarak saklandığını,talimatın şirket kayıtlarına geçirilmediğini, muhasebeleştirilmediğini verilen talimattan haberdar olmayan müvekkilinin sessiz kalarak işleme rıza gösterdiğinden bahsedilemeyeceğini temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklık ilişkisi ve ihale sözleşmesine aykırılık nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri,

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Davacı ile davalı … inş. Taah.A.Ş arasında işçi alacaklarının ödenmesinden sonra 10.04.2017 tarihli tarafların birbirlerini ibra ettiklerine dair beyan içeren fesihname dikkate alındığından Bölge Adliye Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci
fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmeyen davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer
olmadığına,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.