YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2189
KARAR NO : 2023/2239
KARAR TARİHİ : 07.06.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1118 E., 2022/150 K.
ASIL VE BİRLEŞEN DOSYA
DAVACILARI :1-… 2-… 3-… 4-…
vekilleri Avukat …
ASIL DOSYA DAVALISI : … İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
ASIL VE BİRLEŞEN
DOSYA DAVALISI : … İnşaat Nakliyat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
vekili Avukat …
ASIL DOSYA DAHİLİ
DAVALISI : … İnşaat Nakliyat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd.
DAVA TARİHİ : 13.10.2014
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/623 E., 2021/477 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne-kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davalılar … İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile … tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar … İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile …İnşaat Nakliyat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalılar vekili Avukat … ile davacılar vekili Avukat … geldiler. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri ile dava dışı …,… ve davalı … İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında 11.02.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre 2 blok inşaat, toplamda 60 daire yapmayı taahhüt ettiğini, yapılacak inşaattaki paylaşım oranının arsa sahiplerine %18,33 müteahhide %81,67 oranında olacağını, müvekkilleri ve dava dışı hissedarların sözleşmeye konu gayrimenkulün tapudaki devrini yüklenici adına gerçekleştirdiklerini, arsa sahiplerine verilecek daireler belirlendikten sonra kalan dairelerin müteahhide ait olacağının belirlendiğini, sözleşmenin başında yapılacak bağımsız bölümlerin 60 daire olarak sınırlandırıldığını, paylaşım dışında kalan ve fazladan yapılan bağımsız bölümlerin tamamının yükleniciye ait olmadığını, paylaşım oranına göre arsa sahiplerine de verilmesi gerektiğini, fazladan yapılan 17 adet dairenin %18,33 isabet eden 3,12 dairenin arsadaki hisselerine göre müvekkillerine verilmesi gerektiğini, yüklenicinin kendisine yaptığı dairelerin müvekkilleri dairelerine göre daha büyük olduğunu, sözleşmeye göre A Blok zemin katta bulunan 3 nolu dairenin arsa sahipleri adına tapudaki hisse oranında paylaştırılacak olmasına rağmen dairenin müvekkillerine verilmediğini ileri sürerek 3 nolu dairenin hisseleri oranında müvekkilleri adına tescilini mümkün olmaması halinde dairenin rayiç bedelini, fazladan yapılan dairelerin sözleşmedeki paylaşım oranlarına göre tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına hisseleri oranında tescil edilmesini mümkün olmazsa rayiç değerinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
2.1.Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşme uyarınca A blok zemin kat 3 nolu dairenin tapusunu vermeye hazır olduklarını, davanın inşaat bittikten dairelerin davacılara teslim edildikten sonra açıldığını, davacı tarafın inşaatın yapım aşamasını gördüklerini, herhangi bir itirazda bulunmadıklarını, davacıların inşaatın yapım aşamasında icazet verdiklerini, aradan 4 yıl geçtikten sonra dava açmalarının iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, sözleşmede arsa karşılığının yüzde olarak belirlenmediğini, davacılara verilecek dairelerin net bir şekilde bağımsız bölüm numarası ile belirlendiğini, diğer dükkan, daire, çatı katı ve diğer bağımsız bölümlerin müvekkilinin olacağını, davacı vekilinin kendisi hesabına göre sözleşmede yazmayan yüzdelik oranlar üzerinden talepte bulunmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, davacı tarafın kendisi için belirlenen daireler dışındaki bölümlerden hak iddia etmeyeceğini kabul ettiğini, inşaatta sözleşme kapsamı dışında yapılan fazla bir inşaat alanı olmadığını, müvekkilinin davacılara balkon hariç 150 m2 daire taahhüt ettiğini, bu miktardan daha büyük daireler yapıp teslim ettiğini, müvekkilinin kendisine kalacak daireleri m2 olarak küçültüp daire sayısını proje üzerinden artırdığını, toplamda arazinin imar durumunun müsaade ettiği inşaat alanı kadar inşaat yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.2.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; derdestlik itirazları olduğunu, dava konusu taşınmazın tapusunu vermeye hazır olduklarını, ancak davacı tarafın kendi arasında anlaşamaması neticesinde devrin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşmenin davacılar ile davalı … İnşaat Mal. San. ve Tic. Ltd. Şti ile imzalandığı ve sözleşme kapsamında edimlerin taraflar arasında doğduğu, her ne kadar davalı … İnşaat Nak. Mal. San. ve Tic. Ltd. Şti’ye karşı da dava açılmış ise de bu dosya kapsamında davalının sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı ve bu nedenle adı geçen davalıya karşı açılan davanın haksız olduğu gerekçesiyle davalı … İnşaat Nak. Mal. San. ve Tic. Ltd. Şti’ye karşı açılana davanın reddine,
Asıl dava yönünden hükme esas alınan 08/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda fazla yapıldığı belirtilen 3,12 daireye ilişkin bedelin belirlendiği, davacı vekilinin beyan dilekçesi ile daireler tespit edilemediğinden bedele ilişkin hüküm kurulmasını talep ettiği, davalı … İnşaat Mal. San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından sözleşmede belirlenen daire sayısından fazla daire yapılması kapsamında davalının sebepsiz zenginleştiği ve davacıların bu hususta dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğu ve haklı oldukları, davacı … yönünden feragat beyanı bulunduğu, feragatin davaya son veren taraf işlemi olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, … tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine,
Birleşen 2018/405 Esas sayılı dosya yönünden ise taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında davacılara verilmesi belirlenen A blok 3 nolu bağımsız bölümün birleşen dosya davalısı adına kayıtlı olduğu ve bu kapsamda sözleşme dışı kayıt malikine karşı davanın açıldığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında edimin yerine getirilmediği, davaya konu taşınmazın tapu iptal ve tescili istemine ilişkin açılan davada davacıların haklı olduğu gerekçesiyle birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ve birleşen davada davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl davada davalı ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde; kararın infaz kabiliyetinin bulunmadığını, asıl dava yönünden ve mahkemenin birleşen 2018/405 Esas sayılı davasının kabulü olarak belirtilen hükmün iki defa yazıldığını ve asıl dava yönünden ikinci defa yazılan hüküm kısmında tapu iptali ve tescil talebinin reddi ile ilgili ibarenin yer almadığını, asıl dava bakımından; dahili davalı yapılan … İnş. Nakl. Turizm San ve Tic. Ltd. Şti.’ye karşı talepte bulunulabilmesi için ayrı dava açılması gerektiğini, harç ve gider avansının yatırılması dava şartı olup, harç ve gider avansı yatırılmamış olması nedeniyle açılmış bir dava bulunmadığını, adı geçen yönünden davanın reddine karar verilmesine rağmen maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm hissedarlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu, arsa maliki olan davacılar dışında …,… hissedar ve sözleşmenin tarafı olmasına rağmen dava açmadığını, …’nın da davadan
feragat etmiş olması nedeniyle davacıların tek başına dava açma haklarının bulunmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, tapuda ismi geçen herkesin de taraf olarak gösterilmesi gerektiğini, karar vermeye elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verdiğini, sözleşmede, davacılara verilecek dairelerin tek tek belirlendiğini, davacılara verilecek daireler dışındaki tüm daire ve bağımsız bölümlerin ise davalı müteahhide ait olacağı sözleşmede kararlaştırıldığını, davacıların imar tadilatı nedeniyle meydana gelecek artışlardan talepte bulunamayacağının hükme bağlandığını, davalı müvekkilin sözleşme hükümlerine uygun olarak inşaatı bitirip davacıların dairelerini teslim ettiğini, davacıların da, hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin daireleri teslim aldıklarını ve kullanmaya devam ettiklerini, bu nedenle, davacıların talebinin TMK 2 de düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, fazla yapılan bir imalatın söz konusu olmadığını, davacıların, alması gerekenden daha fazla büyüklükte ve bir üst kattan daireler aldıklarını, bu nedenle, almış oldukları dairelerin değeri alması gerektikleri dairelerin değerinden daha fazla olduğundan dolayı, imar değişikliği söz konusu olmuş olsa bile davacıların herhangi bir hak kaybı söz konusu olmadığını, davacılar ile davalılara düşen dairelerin % üzerinden oranını belirlerken daire değerlerini dikkate almadığını, sözleşmede davacılara % olarak ne kadar daire verileceği yazmamasına rağmen, davacıların kendi menfaatlerine belirlemiş oldukları yüksek bir oran olan %18,33 oranı üzerinden hesaplama ve değerlendirme yapıldığını, %18,33 oranı sözleşmede olmadığı gibi, arsa maliklerine düşmesi gerektiği iddia edilen bu oranın nasıl bulunduğu da hala bilinemediğini, imar değişikliği ile zemin bodrum katta artış meydana gelmiş olmasına rağmen, dairelerin değerini belirlerken tüm dairelerin ortalamasını almış olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, değerlendirmenin zemin bodrum katta bulunan dairenin değeri dikkate alınarak yapılması zorunlu olmasına rağmen, tüm dairelerin değerinin ortalamasının alındığını,davacıların talep ettiği daireler zemin bodrum katta (eksi katta) meydana gelmiş olması nedeniyle daha fazla imalat gideri oluştuğunu, daha fazla imalat gideri olması dikkate alınmadığını, davacılara sözleşme ile taahhüt edilenden daha büyük bir üst katta daireler teslim edilmiş olması dikkate alındığında bodrum katta meydana gelen artış nedeniyle davacıların bir zararları söz konusu olmadığını, sözleşmeye göre değerlendirmeyi teslim tarihindeki rayiç değerlere göre yapması gerekirken, dava tarihindeki değerlere göre yapmasının açıkça yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu,dava tarihi itibari ile sadece, talep edilen 100.000,00 TL için temerrüt söz konusu olması nedeniyle, dava tarihi itibari ile sadece 100.000,00 TL üzerinden faiz işletilebileceğini, talep ve ıslah tarihleri dikkate alınarak ayrı ayrı faize hükmetmesi gerekirken, dava tarihi itibari ile faize hükmetmesi açıkça yasa ve içtihatlara aykırılık olacağını,
Birleşen dava bakımından ise; derdestlik itirazlarının dikkate alınmadığını, sözleşme gereği dava konusu 4 nolu dairenin tamamının tüm hissedarlara ait olduğunu, davacıların hissesinin bölünüp davacılara verilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle, davalı tarafından satılıp bedelinin verilmesi gerektiğini, bunun için de tüm arsa maliklerinin birlikte talep etmesi gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu kayıtlarına göre 4 nolu bağımsız bölümün 26/06/2013 tarihinde …İnşaat Nakliyat Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne devredildiği ve halen bu şirket adına tapuda kayıtlı olduğu, asıl dosya davalısı şirket vekili tarafından keşif sırasında, her iki şirketin bağlantılı olduğunun beyan edilmesi nedeniyle sözleşme hükümleri ve şirketler arasındaki bağlantı dolayısıyla 4 nolu taşınmaz yönünden verilen kabul kararının yerinde olduğu, her ne kadar hüküm kısmında asıl dava yönünden verilen hükmün infazda karışıklığa neden olacak şekilde iki sefer yazılmış ise de; belirtilen hatanın tahsis yoluyla düzeltilmesi nedeniyle hükmün infaz kabiliyetinin bulunduğu, sözleşme dışı arsa maliki … davacı konumunda bulunmasa ve davacılardan … ‘in feragat beyanı bulunsa bile davacıların istem sonuçları birlikte hareket etmelerini gerektirmediğinden, davacıların aktif dava ehliyetine sahip oldukları, ayrıca asıl dava ile birleşen davadaki taşınmaz numaraları farklı olduğundan davalının derdestlik itirazının da yerinde olmadığı, bununla birlikte yüklenici tarafından sözleşmeye aykırı olarak fazladan yapılan dairelere yönelik davacının sözleşmedeki paylaşım oranına göre isteminin ve bu doğrultuda yapılan hesaplama ile verilen hükmün yerinde olduğu, istinaf yoluna başvurmayan … İnşaat yönünden yapılan istinaf isteminin ise incelenemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı ve birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı ve birleşen davada davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre birleşen davada davalı vekilinin tüm,asıl davada davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. Sözleşmeden doğan davalarda bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş ya da alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmesi zorunludur. (6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi) Somut olayda temerrüt ihtarı bulunmadığı ve dava kısmi dava niteliğinde olduğundan kabul edilen alacağın dava dilekçesinde istenilen kısmına dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile artırdığı kısma ıslah harcının yatırıldığı 30.10.2019 tarihinden yasal faiz uygulanması gerekirken alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi isabetli olmamıştır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Birleşen davada davalı vekilinin tüm, asıl davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, asıl davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının Asıl dava Yönünden başlıklı bölümünün 1. numaralı bendinde yer alan “ 352.630,64 TL’nin “ ibaresinden sonra gelmek üzere “74.999,999 TL ‘sine dava tarihinden, 277.630,641 TL’sine ıslah tarihi 30.10.2019 tarihinden itibaren” ibaresinin eklenmesine, “58.771,78 TL’nin …’ya” ibaresinden sonra gelmek üzere “12.500,00 TL’sine dava tarihinden 46.271,78 TL’sine ıslah tarihi 30.10.2019 tarihinden itibaren” ibaresinin eklenmesine, “58.771,78 TL’nin …’ye” ibaresinden sonra gelmek üzere “46.271,78 TL’sine ıslah tarihi 30.10.2019 tarihinden 12.500,00 TL’sinin” ibaresinin eklenmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille
temsil olunan taraflara verilmesine,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.