Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/2152 E. 2023/2003 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2152
KARAR NO : 2023/2003
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1171 E., 2022/219 K.

DAVA TARİHİ : 06.08.2018
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/567 E., 2020/695 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilinin istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı yüklenici şirketin, 19.09.2000 tarihinde … Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü (…Holding) tarafından ihale edilen “II. Kırmızı Çamur Barajı II. …İnşaatı” işinin ihalesini kazandığını, … Barajı İnşaatının kontrollük hizmeti DSİ IV. Bölge Müdürlüğü tarafından yürütüldüğünü, yüklenicinin bu iş nedeniyle, ihale şartnamesinin gereği olarak toplam 10 adet teminat mektubu verdiğini, inşaat sırasında yapılması istenen ilave işler nedeniyle… Barajı İnşaatının bitirilebilmesi için keşif artışı ve süre uzatımına ihtiyaç duyulduğunu, iş sahibinin mezkur baraj ile ilgili yapılması gereken ilave işler için gerekli keşif artışı ve süre uzatımını vermeyerek söz konusu… Baraj İnşaatının tasfiye edilmesini talep ettiğini, sebepsiz yere geçici kabul işlemlerini yapmadığını, yüklenicinin yapmış olduğu imalat ve ihzaratlardan doğan alacaklarının da ödemediğini, bu nedenle Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 29.03.2007 tarihinde 2007/396 Esas sayı ile alacak davası açıldığını, yargılama neticesinde mezkur kararın Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 30.10.2017 tarih ve 2017/1703 Esas, 2017/3660 Karar sayılı kararıyla “Gelir Vergisi Stopaj Faizi karşılığı alacağı” kalemi dışındaki alacak kalemleri yönünden onaylanarak kesinleştiğini, kesinleşen alacak tutarının iş sahibi tarafından ödendiğini, ve 10 adet teminat mektubunun kendilerine 05.02.2018 tarihinde iade edildiğini, bu teminat mektuplarının toplam tutarının 559.187,03 TL olduğunu, davanın açıldığı 29.03.2007 tarihinden 05.02.2018 tarihine kadar, Banka Teminat Mektupları Devre Komisyonları bedeli olarak toplam 161.331,38-TL tutarında ana para komisyon ödenmek zorunda kalındığını, ödenmiş olan ana paraların oluşturduğu faiz yükü, dönemsel ödeme tarihlerinden 05.02.2018 tarihine kadar ticari avans faiziyle hesaplandığında 113.660,38 TL tuttuğunu, banka teminat mektuplara mezkur yıllar arasında davalı şirket tarafından haksız olarak alıkonulduğunu, müvekkili şirket aleyhine 05.02.2018 tarihi itibariyle toplamda 274.992,36 TL finansal maliyet oluştuğu, ihtarname ile 10 gün içinde ödenmesini talep etmelerine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2018/8613 Esas no.lu dosyasıyla alacağı tahsil etmek için takip başlatıldığını, ancak borçlunun haksız ve kötü niyeti itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın likit olması ve borçlunun davayı uzatmak amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz etmiş olması nedeniyle, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, bu nedenle reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacıya teminat mektuplarından kaynaklanan herhangi bir borcu olmadığını, dava konusu iş hakkındaki süreçler devam ederken davacı şirket tarafından 29.03.2007 tarihinde davalı müvekkilinin borcunu ifa etmemesi sebebiyle oluşan müspet zararlardan teminat mektubu devre komisyonu karşılığı alacağının, şantiye şefi ve iki kişiden olaşan bekçilik hizmetleri karşılığı alacağının şantiye tesisleri masrafları alacağının, gelir vergisi stopaj alacağının ve imalat ve ihzarat bedeli alacaklarıyla imalat ve ihzaratların Eskalasyon ve fiyat farkı alacağının ödenmesi talebiyle bir dava daha ikame edildiğini, dosya hakkında son olarak karar düzeltme yoluna başvurulduğunu, davaya konu sözleşmeye ilişkin açılan davaların derdest olduğunu, bu kapsamda Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/994 Esas sayılı bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davaya konu teminat mektuplarının iadesi ve devre komisyon bedellerine ilişkin olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “Kesin Teminat ve İadesi” başlıklı 5. maddesinde açık hüküm bulunduğunu, maddedeki iade şartlarının gerçekleşmediğini, geçici ve kesin kabul yapılamamış olduğunu, teminat mektuplarının iade edilmemiş olmasının yanı sıra tasfiye kabulünün ve kesin hesabının yapılamamasında müvekkili şirketin hiçbir kusura bulunmadığını, davacı tarafın davalı şirketin kötü niyetle icra takibine itiraz ettiği şeklindeki iddiası gerçeği yansıtmadığını, davanın reddine ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 19/09/2000 tarihli “II. Kırmızı Çamur Barajı II. …İnşaatı” işinin ihalesini kazandığı, 23 maddelik sözleşme imzalandığı, davacı tarafça sözleşme ve iş artışları gereği 1 adet kesin, 9 adet ek artış kesin teminat mektubu verildiği, 26 ve 27 no.lu hakedişlerden 509.734,70 TL – 509.734,70 TL ihrazat kesintisi yapıldığı, davacı yüklenicinin 29.11.2004 tarihli yazısıyla %20,45 oranında keşif artışı talebinde bulunduğu, davalı iş sahibi …A.Ş.’nin ise keşif artışını kabul etmediği, geçici kabulün yapılarak tasfiye işlemlerinin yapılmasını kontrol makamı olan DSİ’den talep ettiği, DSİ ve yüklenici tarafından 14.11.2005 tarihli durum tespit tutanağı düzenlendiği, davacı yüklenicinin 10.03.2006 tarihinde DSİ Genel Müdürlüğüne hitaben geçici kabul yapılması talebinde bulunduğu, DSİ tarafından davalı …Ş.’den geçici kabul heyetinin oluşturulması talebinde bulunulduğu, bu talebin sonuçsuz kaldığı, işin geçici kabul aşamasına geldiğinin yüklenici tarafından iş sahibine bildirildiği, ancak iş sahibi …A.Ş. tarafından yüklenicinin iş artış talebi kabul edilmeksizin tasfiye kararı alındığı, bu işlemin yazışmalara rağmen yapılamadığı, davalı iş sahibinin işin tasfiyesine yönelik iradesini beyan etmesine rağmen bundan kaçınması doğru olmadığı kabul edilerek Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/994 Esas, 2016/342 Karar sayılı ilamı ile işin tasfiyesinin ve “…Teminat mektubu devre komisyonu alacağı olarak hesaplanan 27.201,00 TL için; 272,00 TL’ye dava tarihi olan 29.03.2007 tarihinden itibaren ve 26.929,00 TL’ye ise ıslah tarihi olan 08.03.2010 tarihinden itibaren, …. Değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” hükmedildiği, kararın Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2017/1703 Esas, 2017/3660 Karar sayılı ilamı ile tasfiye ve teminat mektuplarına ilişkin hükmün onanması ile taraflar açısından kesinlik kazandığı, bu aşamada teminat mektuplarının davalı tarafça 05/02/2018 tarihinde davacı tarafa iade edildiği, işin tasfiyesi nedeniyle davacının 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin dava tarihinden teminat mektuplarının iade edildiği tarihe kadar olan devre komisyon bedelleri ile ana para faizlerine hak kazandığı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/404 Esas, 2013/115 Karar sayılı, 2014/994 Esas, 2016/342 Karar sayılı ilamları, Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2013/2972 Esas, 2014/2196 Karar sayılı, 2017/1703 Esas, 2017/3660 Karar, 2018/224 Esas, 2018/4912 Karar sayılı ilamları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla kesin kabulü yapılmayan ve fesih edilmemiş işte henüz zamanaşımı süresi işlemeye başlamayacağı, teminat mektuplarının 05/02/2018 tarihinde iade edilmiş olması nedeniyle zaman aşımının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın kabulüne, Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2018/8613 Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptaline, takibin 161.331,98 TL asıl alacak, 113.660,38 TL işlemiş faiz olmak üzere 274.992,36 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına, asıl alacak tutarı 161.331,98 TL üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; teminat mektuplarının iadesi koşullarının taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5. maddesine göre oluşmadığını, teminat mektupları komisyon bedellerinden davalının sorumlu tutulamayacağını, geçici ve kesin kabulün yapılmadığını, teminatın iadesine karar verilmeyeceğini, mahkeme kabulünde dahi davalının teminat mektubu komisyon bedellerinden sorumlu tutulabileceği en erken tarihin davacının teminat mektuplarının iadesi talebinde haklı olduğunun yargı kararı ile de kesinleştiği tarih olabileceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli nitelikte olmadığını, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece diğer bendin dışında kalan hususlarda bir yanlışlık görülmediği, davalının takip öncesi faiz yönünden yaptığı istinaf itirazı incelendiğinde; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/994 (2005/404) Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde, asıl dava yönünden davacı yüklenicinin 26 ve 27 no.lu hakedişlerden yapılan kesintilerin iadesi ile ilgili talebi yönünden davanın kabulü ile, 325.000,00 TL’nin davalıdan alınarak, davacı yükleniciye verilmesine karar verildiği, birleştirilen 2007/396 Esas sayılı dosya için ise, yüklenicinin davasının kabulü ile, teminat mektubu devre komisyon alacağı olarak hesaplanan 27.201,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, dosya kapsamından kararın henüz kesinleşmediği anlaşıldığı, davacının iş bu davada da sözleşme çerçevesinde verdiği teminat mektupları sebebi ile ödediği komisyon bedellerini ve bunların faizlerini talep ettiği, mahkemece bilirkişi raporu alınarak, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, raporda davacı yüklenicinin ödediği teminat mektubu komisyon bedelleri 161.759,18 TL olarak belirlendiği, söz konusu teminat mektupları için yapılan ödemelerin tarihleri dikkate alınarak, her bir ödeme tarihinden iade tarihine kadar avans faizi hesabı yapıldığı ve faiz miktarının da 114.446,71 TL olarak belirlendiği, Mahkemece davacının talebini dikkate alarak, 161.759,18 TL asıl alacak ve 113.233,18 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verildiği, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101. maddesinin I. bendine göre (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 117. md) sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacaklara temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun ihtarla temerrüde düşürülmesi gerektiği, ya da aynı maddenin II. bendi uyarınca taraflarca ödeme tarihinin kesin olarak belirlenmesi gerektiği, somut olayda ödeme tarihinin kesin olarak belli olmadığı, davacının gönderdiği Ankara 56. Noterliğinin 26/02/2018 tarih ve 32339 yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya 06/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 10 günlük ödeme süresi sonunda davalının 17/03/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının, davalıyı söz konusu ihtar öncesinde temerrüde düşürmediğini, bu nedenle, teminat mektupları sebebi ile komisyon bedellerinin ödendiği tarihlerden teminat mektuplarının iade edildiği tarihe kadar, faiz hesaplanmasının doğru olmadığı, davacı, davalıyı temerrüde düşürdüğü 17/03/2018 ile, takip tarihi olan 20/07/2018 tarihleri arasındaki dönem için ancak, avans faizi talep edebileceği, faiz formülü uygulandığında söz konusu 4 ay 3 günlük dönem için 6.308,61 TL avans faizi istenebileceğini, davacının takip öncesi talep edebileceği avans faizi miktarı 6.308,61 TL olup, 161.759,18 TL asıl alacak ve 6.308,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 168.067,79 TL üzerinden itirazın iptaline ve teminat mektubu komisyon bedelinin likit olması nedeni ile davacı lehine asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına ve davacının kötüniyet ile fazla miktar üzerinden icra takibi başlattığı sübut bulmadığından, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ilamının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2018/8613 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, davalının 161.331,98 TL asıl alacak ve 6.308,61 TL takip öncesi faiz olmak üzere, toplam 168.067,79 TL’lik alacak miktarına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin bu miktar alacak üzerinden ve takip tarihinden sonra asıl alacak miktarına avans faizi işletilmek sureti ile kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra inkar tazminatı isteminin kabulüne, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1.İstinaf Mahkemesince verilen bu karara ilişkin, faiz başlangıç tarihi dışında kalan hususlara bir diyecekleri olmadığını, ancak, faiz başlangıç tarihi konusunda itiraz ettiklerini,

2.Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/396 Esas sayılı dosyası ile dava tarihine kadar olan “Teminat Mektubu Devre Komisyonu” bedelinin kendilerine ödenmesine karar verildiğini, ve hükmün bu kısmının kesinleştiğini, TBK m.121 uyarınca bu davanın açıldığı 29.03.2007 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğünü,

3.Davalı şirketin dava aleyhine sonuçlanmış olmasına rağmen 05.02.2018 tarihine kadar banka teminat mektuplarını müvekkili şirkete iade etmemesinin, dürüstlük kuralına aykırı bir tutum olduğunu, bu durum kanunda sayılmamakla birlikte Yargıtay kararları uyarınca, ihtar yapılmasının dürüstlük kuralına göre beklenemeyeceği haller kapsamına girdiğini ve bu durumda borçlunun ihtara gerek kalmadan temerrüde düştüğünü, açıklanan nedenle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1.Teminat mektuplarının iadesi koşulları oluşmadığı halde mektup komisyonlarından davalının sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu,

2.Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkilinin teminat mektubu komisyonlarından sorumlu tutulabileceği en erken tarihin, davacının, teminat mektuplarının iadesi talebinde haklı olduğunun yargı kararı ile de kesinleştiği tarih olması gerektiğini, davacının, taahhüdünü sözleşme hükümlerine uygun bir biçimde yerine getirmediğini ileri süren iş sahibi davalı şirketin, teminat mektuplarını, taraflar arasındaki çekişmenin sonucu kesinleşinceye kadar elinde tutmakta haklı olduğunu,

3.Davalının, mektupların, sözleşme gereği davacı tarafından davalı iş sahibi şirkete verildiği tarihten itibaren oluşan komisyonun tamamından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle bundan sorumlu tutulacaksa sözleşmenin 5.maddesi uyarınca gerekli şartların hep birlikte gerçekleşmesi halinde bu sorumluluğun başlayacağını,

4.Davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, uyuşmazlığın yargılama gerektirdiğinin açık olduğunu, taraflar arasında yıllardır devam eden yargılamalar ve davacının talep ettiği alacağın hesaplamaya başlandığı tarihin belirsiz ve dayanaksız olduğu ve talep edilen faizin de fahiş miktarı göz önüne alındığında, likit bir alacak olmadığını, açıklanan nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, teminat mektuplarının geç iadesinden doğan komisyon bedeli ve işlemiş faizinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369, 370 ve 371. maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri,

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı yapımını üstlendiği dava konusu baraj inşaatı işine ilişkin olarak 29.03.2007 tarihinde Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/396 Esas sayılı dosyası ile açtığı davada iş sahibinin edimini ifa etmemesinden dolayı teminat mektubu devre komisyonu alacağının da içinde bulunduğu bir kısım alacağın avans faizi ile tahsili için talepte bulunmuştur. Mahkemece teminat mektupları devre komisyon bedeline ilişkin talebi kabul edilmiş, hükmün ilgili kısmı kesinleşmiştir. Davacı yüklenici tarafından işbu davanın açıldığı 29/03/2007 tarihinden davalı iş sahibi tarafından teminat mektuplarının iade edildiği 05/02/2018 tarihine kadar ödemek zorunda kaldıkları teminat mektubu ana para komisyon bedeli ile bu komisyon bedellerinin dönemsel ödeme tarihlerinden itibaren işleyen ticari avans faizlerinin tahsili için icra takibine başlanmıştır. Davacı takibe yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmektedir.

3.İlk Derece Mahkemesince, davacının Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin dava tarihinden teminat mektuplarının iade edildiği tarihe kadar olan devre komisyon bedelleri ile ana para faizlerine hak kazandığı kabul edilmiş ise de bölge adliye mahkemesince ödeme tarihi kesin olarak belli olmadığından ve davalının 26.02.2018 tarihli ihtarname öncesinde temerrüde düşürüldüğü ispatlanmadığından teminat mektupları sebebi ile komisyon bedellerinin ödendiği tarihlerden teminat mektuplarının iade edildiği tarihe kadar, faiz hesaplanması doğru olmadığı, ihtarname ile temerrüde düşülen 17/03/2018 ile takip tarihi 20/07/2018 tarihleri arasındaki 4 ay 3 günlük dönem için avans faizi talep edebileceği belirtilmiştir. Bölge adliye mahkemesinin bu tespiti hatalı olup ödemesi yapılan komisyon bedellerinin faiziyle tahsili yönünden açılmış olan ilk dava bu dava için temerrüt oluşturacaktır. İlk dava tarihi göz önünde bulundurulduğunda davalının ödeme tarihlerinden itibaren temerrüde düşeceği davacının ayrıca ihtarname göndermesine gerek bulunmadan ilk dava tarihinden itibaren faiz isteyebilecektir. Çekilen ihtarnamede ayrıca atıfet mehli verilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca ilk davanın açıldığı tarihi itibariyle davalının temerrüde düşürüldüğü kabul edilerek dönemsel ödeme tarihleri itibariyle işlemiş faizin hesaplanması gerekirken bölge adliye mahkemesince davalının gönderilen ihtarname ile temerrüde düşürüldüğü kabul edilerek yapılan hesaplamanın hükme esas alınması hatalı olmuş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönden bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde taraflara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.