Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/2058 E. 2023/2211 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2058
KARAR NO : 2023/2211
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/462 E., 2021/1177 K.
DAVALILAR : 1-… 2-… 3- … İnş G.menkul Değ. Müh Elktr. San. ve Tic. Ltd.Şti. vekili Avukat … 4- … Emlak İnşaat Tarım Ürünleri Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.
DAVA TARİHİ : 31.12.2019
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/524 E., 2020/671 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, dava dışı arsa sahibinin avukatı olduğunu, dava dışı arsa sahibi ile davalı yükleniciler arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra bir araya gelerek 31.01.2014 tarihli sulh ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tadili konulu sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre dava dışı arsa sahibine düşecek 8,9 ve 13 no.lu bağımsız bölümlerin davacıya satıldığını, ancak bu dairelerin sözleşmede belirtilen nitelikte yapılmadığını ve zamanında teslim edilmediğini beyan ederek şimdilik 10.000,00 TL kira kaybı ve bağımsız bölümlerin sözleşme şartlarına aykırı imal edilmesi sebebiyle şimdilik 200.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davaya konu bağımsız bölümlerin kendileri tarafından satılmadığını, 03/04/2014 tarihli tutanakta belirtildiği gibi 3 adet bağımsız bölümün arsa sahibi tarafından davacıya devrinin sağlandığını, bu nedenle kendilerine herhangi bir ücret ödenmediğini, aralarında akdi ilişki bulunmadığını, ayrıca davacının arsa sahiplerinden temlikname almadığını, tapu devri sırasında ve sonrasında ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, dava dilekçesindeki daireler yönünden arsa sahibi tarafından davacıya Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/224 Esas sayılı dosyasında tapu iptal tescil davası açıldığını, bağımsız bölümlerde eksiklik bulunmadığını, dairelerin tesliminde bir gecikme olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı yüklenici arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, dava konusu taşınmazların arsa sahipleri ile yüklenici arasındaki anlaşmaya göre tapu maliklerine düşen taşınmazlar olup, davacının arsa sahiplerinden taşınmazları satın aldığını,davacı taraf arsa sahiplerinin sözleşmeden doğan hakların kendisine temlik edildiğini iddia etmediği gibi yazılı temlik sözleşmesi de sunmadığı, davacı ile davalılar arasında akti ilişki olmadığı, dava dışı arsa sahibince sözleşmeden doğan hak ve alacakların yazılı olarak davacıya temlik edilmediğinden arsa sahibinden daire satın alan davacının, sözleşmeye aykırı imalatlar, m² eksikliği, kullanılan malzeme ve işçiliğin kalitesizliği sebebiyle maddi tazminat ve geç teslim nedeniyle kira kaybı nedeniyle alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle; davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar dava konusu taşınmazlar dava dışı arsa sahibinden satın alınmış ise de, dava dışı arsa sahibi ile yüklenici davalılar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra, 31.01.2014 tarihli sulh ve tadil sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede davacının da arsa sahibinin avukatı sıfatıyla imzasının bulunduğunu, davacının bu sözleşmeye dayanarak dava konusu taşınmazları satın aldığını, davalı yüklenicilerin bu tadil sözleşmesine uygun olarak taşınmazları yapmadıklarını, bu sözleşmeye davacının da taraf olduğunu ve davacıya geniş yetkiler verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye göre vardığı sonuçta istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa sahibinden taşınmaz satın alan davacının taşınmazlarda bulunan eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsili nedeniyle yükleniciye karşı açtığı davada aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava, dava dışı arsa sahibinden daire satın alan davacının, dairelerdeki eksik ve ayıplı iş bedelinin tazmini istemine ilişkindir.

2.1Davalı yükleniciler ile davacı arasında herhangi bir akdi ilişki bulunmamaktadır. Davacının, arsa sahibinin halefi sıfatıyla sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunabilmesi için arsa sahibi ile yüklenici arasında yapıldığı bildirilen sözleşmeden kaynaklı hakların satıcı arsa sahibi tarafından davacıya temlik edilmiş olması gerekir. Alacağın temliki kapsamında sözleşmeden doğan şahsi hakların temliki, 818 sayılı BK’nın 163. maddesi gereğince yazılı şekilde olmadığı sürece geçerli değildir.

2.2Arsa sahibi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine isabet eden bağımsız bölümleri yükleniciden teslim alıp kabul ettikten sonra üçüncü kişiye satmış ise, bu durumda kural olarak yeni malik yükleniciye karşı hiçbir talepte bulunamaz, çünkü yüklenici edimini arsa sahibine karşı yerine getirip inşaatı teslim etmekle borcundan kurtulur. Üçüncü kişi satın ve teslim alındığı inşaatta bazı ayıpların bulunduğunu saptarsa ancak satıcısı arsa sahibinden satış sözleşmesi nedeniyle ayıba karşı tekkeffül hükümlerine dayanarak süresinde istemde bulunabilir.

2.3. Davacı her ne kadar sulh sözleşmesinde kendisinin de taraf sayılması gerektiği itirazında bulunmuş ise de, söz konusu sözleşme incelendiğinde sözleşmenin tarafları arasında bulunmamakta, sözleşmeyi de arsa sahibi adına vekil olarak imzalamıştır. Bu nedenle mahkemece aktif husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yerinde olup davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.