YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2026
KARAR NO : 2023/2259
KARAR TARİHİ : 08.06.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/12 E., 2022/200 K.
DAVA TARİHİ : 20.04.2016
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2016/591 E., 2021/499 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı doktora “liposaction” ameliyatı için başvurduğunu, yapılan görüşmeler neticesinde “lazer lipolizm” ameliyatı olmaya karar verdiğini, ameliyat sonrasında vücudunda morluklar ve şişlikler meydana gelmesi üzerine derhal davalı doktorla iletişime geçtiğini, davalı doktorun her şeyin normal olduğunu, yapılan masajlara devam edilmesi gerektiğini söylediğini, durumun düzelmemesi üzerine ülkesinde bulunan bir doktora başvuran müvekkilinin çökme ve erimelerin düzelmeyeceğini, ameliyat izlerinin baki kalacağını, yağ dokusu konulsa bile erime ihtimalinin yüksek olduğunu öğrendiğini, yapılan estetik operasyonun cerrahın hatasından kaynaklanan sebeplerle geri dönülemez hasarlara sebep olduğunu beyanla, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın 11/03/2015 tarihinde davalıya gönderilen ihtarname tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işlem sonrası morluk ve ödemler konusunda müvekkilinin hiçbir şekilde garanti vermesinin söz konusu olmadığını, cerrahi işlemlerde garantili sonuçların olmadığını, bu durumun davacıya açık bir şekilde bildirildiğini, ayrıca morluk ve ödemlerin 1 yıl boyunca devam etmesinin normal olduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile davacı itirazı üzerine üniversiteden alınan bilirkişi raporuna göre davacıya uygulanan işlemlerde tibbi uygulama hatası olmadığı, davacının yapıları işlemlerde yeterince bilgilendirildiği, davalının mevcut şartlarda gerekli özen ve dikkati gösterdiği, yapılan işlemlerin tıp bilimi açısından doğru olduğu, hastanın Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilen kilo alma durumun davalının sorumluluğunu gerektirdiği, tespit edilen deformitelere yönelik erken dönem müdahale edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline karşı sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek müvekkilinin hem maddi hem manevi zarara uğramasına sebep olduğunu, alınan bütün bilirkişi raporları bir yana müvekkilinin sadece işlem öncesi sonrası fotoğraflarının yan yana koyularak incelenmesi sonucunda hekimin kusurlu bir operasyon gerçekleştirdiğinin açıkça ortada olduğu, müvekkilinin Dubai’de fotomodellik yapmakta olduğu, mahkemenin bu hususları göz ardı ederek davayı reddetmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürülerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesi kapsamında olup, doktorun ameliyat öncesi olası doğabilecek sonuç ve komplikasyonlar hakkında hastasını bilgilendirmesi 6098 Sayılı TBK’nun 472. maddesine göre zorunlu olduğu, dosya kapsamındaki belgelere göre ameliyatın tüm detayları ve sonuçları hakkında davacı tarafın bilgilendirildiği, davacının bu bilgilendirme sonrasında ameliyat olmayı kabul ettiği, buna dair onay belgesini imzaladığı, alınan raporlara göre davalı hekimin davalıya atfedilebilecek bir kusur olmadığı belirtilmiş olup, dosyaya ibraz edilen Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulları raporu ve M.Ü Tıp Fakültesi öğretim üyeleri tarafından hazırlanan üçlü bilirkişi raporu dava konusu olayın oluşuna ve mahkemenin denetimine elverişli olup, hükme esas alınmasında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, estetik amaçlı operasyon kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu olmamakla,yüklenicinin eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmesi, yüklenicinin hem sadakat hem de özen borcunu kapsar. Burada sonuç taahhüdü olup, eser sözleşmelerini diğer iş sözleşmelerinden ayıran en önemli hususlardan birisi de budur.
3.6098 Sayılı TBK’nın 472 maddesine göre hekimin ameliyattan sonra oluşabilecek her türlü komplikasyonu iş sahibine tüm sonuçları ile açıklaması, oluşması olası tüm bu sonuçlar için hastanın aydınlatılması ve bilgilendirilmesi zorunlu olup, dosya kapsamında mevcut onam formunda morluk ve şişliklerin oluşabileceği, uygulama alanlarında sıvı birikmesi mümkün olup, sıvıyı boşaltmak için ek tedavi gerekebileceği detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
4.Türk Borçlar Kanunu uyarınca hekimi maddi-manevi tazminattan sorumlu tutabilmek için öncelikle ortada bir kusurun olması gerekmekle dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile üniversiteden alınan heyet raporunda davalıya atfedilebilecek bir kusur olmadığı belirtildiğinden, mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır.
5.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı harçtan muaf olduğundan istek halinde temyiz peşin harcın davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.