Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/2017 E. 2023/2667 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2017
KARAR NO : 2023/2667
KARAR TARİHİ : 12.09.2023

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/62 E., 2022/115 K.
HÜKÜM/KARAR : Şikayetin Kabulü

Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayet davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; şikayetin kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı şikayet olunan vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ŞİKAYET
Şikayetçi vekili şikayet dilekçesinde; Denizli 4. İcra Müdürlüğünün 2009/3333 E. sayılı dosyasında yapılan cetvelde şikayet olunana satış bedelinin garameten paylaştırılmasının yasaya aykırı olduğunu, satışın yapıldığı saatte şikayet olunan kurumun haczinin olmadığını ve kurum haciz dayanağının borçlu …’in müdürü olduğu … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin vergi borcu olduğunu, borçlu şirketin yöneticisinin sorumluluğuna gidebilmesi için gerekli usul ve yasaya uygun davranılmadığını, ayrıca haciz yoluyla takiplerde sıra cetvelinin, alacağın İİK.’nun 138.maddesi uyarınca satış tarihindeki ulaştığı miktarın dikkate alınarak düzenlenmediğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Şikayet olunan vekili cevap dilekçesinde; sıra cetvelinin 6183 sayılı Yasa’nın 21/1. maddesine uygun düzenlendiğini, şikayete konu taşınmazın satışının 05.12.2014 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin taşınmaz üzerine haczinin de 05.12.2014 tarihinde işlendiğini, satış günü hacizlerinin işlendiğini, satışın yapılmış olmasının, o gün satılan taşınmazın paraya çevrildiği anlamına gelmediğini, borçlunun müdürü olduğu şirket adına herhangi bir hak ve alacak kaydına rastlanmadığını, bu nedenle şirket ortakları ve şirket sorumluları hakkında takibata geçildiğini savunarak şikayetin reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.03.2016 tarihli ve 2015/319 Esas, 2016/138 Karar sayılı kararıyla; şikayet olunan idarenin satış bedeli tahakkuk edip nakit olarak vezneye girme anına kadar hacze iştiraki mümkün olduğu, haciz tarihindeki alacak ile bu alacağa satış tarihine kadar işleyecek faiz dikkate alındığında paylaşımda hataların olduğu, şikayetçinin 6183 sayılı Yasa’nın mükerrer 35. maddesine de aykırılık teşkil ettiğine ilişkin itirazının alacağın esas ve miktarına ilişkin itiraz olduğu için genel mahkemelerin konusu olduğundan değerlenemeyeceği gerekçesiyle, şikayetin kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 12.02.2020 tarih ve 2019/3222 Esas, 2020/886 Karar sayılı ilamı ile, tüm iddiaların şikayet mahiyetinde olup icra mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece aksi gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, sıra cetveline konu taşınmazın satışının 05.12.2014’de saat 9:35’de yapıldığı, şikayet olunan kurum tarafından sıra cetveline konu taşınmazın kaydı üzerine konulan haczin ise 05.12.2014 tarih, 28153 yevmiye numarası ile 16.17’de konulduğu, satış işleminin yapılması ile paraya çevrilme aşamasının gerçekleştiği, şikayet olunan tarafından uygulanan haczin, paraya çevrilme aşamasından sonra uygulandığı, taşınmazın kaydında satış tarihi itibariyle, şikayet olunan adına tapu kaydına konulmuş bir haczin bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet olunan vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayet olunan vekili temyiz dilekçesinde; İİK’nın 100. maddesine göre hacze iştirak için malın tutarının vezneye giriş anına göre değerlendirme yapılması gerektiğini, dosyada aldırılan ilk bilirkişi raporunda müvekkilinin satış bedeli tahakkuk edip nakit olarak vezneye girme anına kadar hacze iştirakinin mümkün olduğu şeklinde görüş bildirildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3/2, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) geçici 2 ve HUMK’nın 26.09.2004 tarih 5236 sayılı Kanunla değişmeden önceki haline göre 428,438 ve 439. maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 100 üncü maddesi ile 142 nci maddesi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 21 inci maddesi

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Şikayet olunan vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Şikayet olunan … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.