YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1985
KARAR NO : 2023/2332
KARAR TARİHİ : 13.06.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1614 E., 2022/221 K.
DAVA TARİHİ : 04.07.2014
HÜKÜM/KARAR : Davalının İstinaf Başvurusun Kabulüne, Davacının Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/376 E., 2018/531 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun reddine, davalının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/08/2007 tarihinde davacı tarafça 67.900 TL +KDV karşılığında davalı … Belediyesi’nin … Beton Parke İşleri yapım işleri ile ilgili ihale açıldığını, ihalenin davacı tarafça alındığını, 17/12/2007 tarihinde bu ihale sözleşmesi gereği işin bitirilerek teslim edildiğini, 10/12/2007 tarihinde 113.500 TL + KDV bedelle … Beton parke yol yapım işleri ile ilgili anlaşıldığını, bu sözleşme gereği 28/12/2007 tarihinde teslim edildiği, 23/07/2008 tarihinde …, beton parke yol yapım işleri için 210.500 TL +KDV karşılığında sözleşme imzalandığını, davacı firmanın 28/12/2009 tarihinde teslim edildiğini, 26/08/2008 tarihinde … Sok.’da doğal parke döşeme işi 403.154,42 TL+ KDV karşılığında sözleşme imzalandığını 15/12/2008 tarihinde bu işlerinde eksiksiz bir şekilde teslim teslim edildiğini, bahsi geçen 4 sözleşmeninde 12.2 maddeleri gereğince, ”sözleşme bedelinin aynı yıl tamamının ödeneceği” hususun hükme bağlandığını, davalı belediyenin edimini yerine getirmediğini, davalıya sözleşme gereği zamanında ödeme yapılmadığı gibi sonradan haciz ihbarnameleri uyarınca davacının hakedişlerinden borçlulara için ayrılan tutarlar süresinde ödenmediğinde davacının zarara uğradığını, İstanbul 3., İstanbul 6. İstanbul 8. ve İstanbul 2. ve Bergama İcra Müdürlüklerinde davacı hakkında icra takip dosyaları açıldığını , davacının bu dosyalardaki takipleri kapatmak için… … Şubesinden kredi kullandığını bu krediyi ödeyemediği için davalıdan olan alacağını bu bankaya temlik ettiğini” iddia ederek HMK 107’deki bilirkişi raporuna göre arttırmak üzere 10.000 TL munzam zararının tazminini faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı belediyeyi açıkça temerrüte düşürmediğini, her ne kadar ilgili sözleşmelerde ödeme yeri ve şartlarına ilişkin hüküm bulunsa da davalı belediyenin temerrütü için ”açık ve belli bir vade tarihi” mevcut olmadığını, davacının temerrüt faizini aşan bir zara uğramış olsa dahi davalının kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını” savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki 4 adet eser sözleşmesi gereğince, davacı yüklenicinin üzerine düşen işi tamamını yaparak teslim ettiği, davalının ödemeleri ne şekilde ve hangi zamanlarda yapılacağının sözleşmelerin 12. Maddeleri ile belirlendiği, 12.2 maddesine göre ”Hakediş raporları, bu sözleşmenin eki olan Yapım işleri Genel Şartnamesinde düzenlenen esaslar çerçevesinde, kanuni kesintiler de yapılarak 30 günde bir düzenlenir ve idarece onaylandıktan sonra otuz gün içinde tahakkuka bağlanarak on beş gün içinde ödenir” hükmüne rağmen davalı … tarafından sözleşmenin bu maddesine uyulmadığı, davalı tarafından verilen çizelgeler ile sabit olduğu, davacının dosyaya bildirmiş olduğu icra dosyaları ile ücret ödemek zorunda kaldığı, gerek takip tarihleri ve gerek takiplere mesnet çek ve senetlerin ödeme tarihlerinden anlaşıldığı, davacının ”İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2008/30470 sayılı dosyası kapsamında; 1.382 TL, İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2008/25735 sayılı dosyasında; 8.201,98 TL, İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2009/18483 sayılı dosyasında 3.982,60 TL, İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2009/10249 sayılı dosyasında 5.675,29 TL olmak üzere 19.241,87 TL” zararının meydana geldiği munzam zararın bu halde gerçekleştiği bilirkişi kurulunca raporunca tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkeme … Şekerbank Şubesinden çekilen kredi ödemeli ve zararları munzam zarar olarak kabul etmemiş ve bu kısım yönünden davanın reddine karar vermiştir. Kredinin daireler satılarak ödendiğini, buna ilişkin belgenin sunulduğunu, 133.030 TL faiz ödemesini de mahkemenin munzam zarar kapsamına katması gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Belediye temerrüte düşürülmediğinden davacı munzam zararı isteyemeyeceğini. sözleşme de kesin vadenin olmadığını, açık ve kesin bir vade tarihi yoksa ihtar ile bu hususun belirlenmiş olması gerektiğini, davacı tarafın munzam zararı iddia ettiği dönemden önce hakkında açılan 25 icra dosyası bulunduğunu, davacının borçlarını ödeyememesi davalının ödeme yapmaması sebebiyle değil icra dosyaları yüzünden borçlarını ödeyememe durumuna düştüğünü, illiyet bağı olmadığını, temerrüt faizini aşan zarar gerçekleşmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında “Yanlar arasındaki ihtilaf davacı yüklenici tarafından davalı borçlu iş sahibinin iş bedeli alacağı bakımından usulünce temerrüte düşürülüp düşürülmediği, munzam zarar alacağına ilişkindir. Alacaklının geç ödeme iddiasına dayalı olarak zarar talebinde bulunabilmesi için borçlunun usulünce ve öncelikle temerrüte düşürüldüğünü kanıtlaması gerekir. Kesin vadeye (takvim günü) bağlanmış alacaklar vadenin geçmesiyle muaccel (istenebilir) hale gelir ve borçlu temerrüte düşer ise de, diğer hallerde borçlu ancak alacaklı tarafından ihtarla temerrüte düşürülebilir.
Davacı yüklenici munzam zarar talebinde bulunmuş, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin eki olup, bilirkişi raporunda sözleşmenin 12. Madde hükmüne dayanılarak değerlendirme ve hesaplama yapılmış ise de, Yapım işleri Genel Şartnamesinde ödemelerin nasıl yapılacağı prosedüre bağlanmış olup, gerek Yapım İşleri Genel Şartnamesinde gerek sözleşmede davacı hak edişlerinin ödenmesine ilişkin kesin vade belirtilmediği gibi davacı tarafça da ayrıca davalıyı temerrüte düşürüldüğüne yönelik iddiası ve ispatı olmadığı anlaşılmakla ispatlanmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesine ilişkin kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf talepleri Dairemizce kaldırma gerekçesine göre yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin reddi, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının sözleşme gereği ödemesi gereken ödemeleri yapmadığı için zarara uğradıklarını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabul edilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan munzam zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, munzam zararın talep edilebilmesi için öncelikli asıl alacak için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerektiği ancak dosya kapsamından borçlunun temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13/06/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.