Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/1970 E. 2023/2204 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1970
KARAR NO : 2023/2204
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/167 E., 2022/68 K.
DAVALILAR : 1- … İş İnş. Mühendislik Tes. Nalb. San. Tic. Ltd. Şti.
vekili Avukat … ve diğer 4 davalı
BİRLEŞEN 2019/209 ESAS SAYILI DOSYADA
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 28.08.2013
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Tic. Ltd. Şti. vekili

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın asıl davada maddi tazminatın kısmen kabulüne, manevi tazminatın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı … vekilince duruşmalı, davalı … İş İnş. Mühendislik Tes. Nalb. San. Tic. Ltd. Şti. vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili Avukat … ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı … İş İnş. Mühendislik Tes. Nalb. San. Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat … ‘nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Asıl Dava
a.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 21.05.2013 tarihinde … Mutfak Bayisi olarak tanıtılan ve … Mutfak Satış Noktaları arasında internet sayfasında adı geçen Kavacık adresinde bulunan … İş İnş. Müh Tes. Nalb. San. Tic. Ltd. Şti.’den bir mutfak ve wc ile ilgili fayans ve yer karoları satın almasının yanı sıra eskilerinin sökülerek yenisinin montajının sağlanması ve tesisatların yerlerinin değiştirilerek seçilen mutfak ile wc modeline uygun hale getirilmesi hususlarında eser sözleşmesi akdedildiğini, hiçbir zaman projede yer alan dolapların, tezgahın boyutları konusunda bilgi verilmediğini, mutfaktan maksimum fayda sağlanacağı vaadinde bulunulduğunu, ancak işin henüz başında … firmasında satın alınan malzemenin hazır olmadığı bildirilerek panik halinde çözüm üretileceğinin dile getirildiğini, sonuçta ne yazık ki belli standartların altında ve davalı bayiinin cevabi ihtarnamesinde dile getirdiği üzere teşhir mutfaklarının toplanarak konuta monte edildiğinin anlaşıldığını, buradaki hiçbir vaadin yerine getirilmediğini, yanlış projelendirme neticesinde mutfaktan maksimum faydanın hiçbir şekilde sağlanamadığının tespiti ile evyenin bulunduğu ve devamını sağlayan kısım tezgahının ve dolaplarının tümü ile doğru projelendirilerek değiştirilmesini talep ettiklerini, ayıplı yer karoları yönünden ise bu aşamada tekrar kırılıp değiştirilmesi mağduriyeti çoğaltacağı gibi artık güvenleri de kalmadığından bu hali ile ne kadar edebileceğinin tespiti ile ödenenden iadesine karar verilmesini talep ettiklerini; satın alınan malzemenin eskisi kırılarak yerine montajı için yapılan eser sözleşmesi kapsamında meydana getirilen işin bütününün ayıplı olduğunu, bu hususta muhataplara keşide ettikleri 12.08.2013 tarih ve 4135 yevmiye, 21.08.2013 tarih ve 4266 yevmiye, 23.08.2013 tarih ve 4284 yevmiye numaralı ihtarnamelerinde bu ayıplara tek tek yer vererek ayrıca bu ayıpların tespiti için İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/70 D. İş sayılı dosyası ile tespit talep ettiklerini, maddi zararlarının tazminini talep ettiklerini, ayrıca cevabi ihtarnamelerde suçlayıcı beyanlarda bulunmaları nedeniyle çekilen manevi üzüntünün hiçbir şekilde telafi edilemeyecek olsa da 50.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini, …grubu ile ilgili husumet yöneltme nedenlerinin …ismi nedeni ile … markasını seçmeleri ve ihtarname göndermelerine karşın, …Holdin A.Ş. vekilinin bu konunun kendilerini ilgilendirmediğini cevaben bildirmesi oysa ….’nin internet sayfasında 2012 bülteninde … ünvanlı bir şirketin varlığını koruduğu ve yine … A.Ş. Ünvanlı halka açık şirketin yönetim kurulu üyeleri arasında …soyadlı bir şahsın da yer aldığını, kaldı ki… denilen firmanı isminin yanına …adını eklediğini bütün bunların tüketiciyi aldatmaya yönelik olduğunu, …Holding … Mutfak ile alakasını kestiyse halka açık olan bu şirketlerin tüketiciyi bilgilendirmesi ve kamuoyunu bu yönde aydınlatması gerektiğini, ayıplı imalatlar ve verilen hasarlar nedeniyle şimdilik 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan ihtarname tarihinden itibaren avans faizleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

b. 16.07.2014 tarihli duruşma ara kararı ile maddi tazminat yönünden açıklama istenilmesi üzerine maddi tazminat taleplerinin faturalara ilişkin olduğu beyan edilmiştir.

c.Davacı vekili 10.08.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; HMK 176. maddesi hükmü uyarınca davanın anlatım itibari ile ıslahına ve bu kapsamda bayii olmadıkları halde … Mutfak Bayisi olduğunu söyleyerek nitelikli dolandırıcılık suçu teşkil edecek şekilde mutfak satışı yapan ve hiçbir şekilde marka karakterini taşımayan mutfak için alınan fahiş marka fiyatının tenkisi ile marka fiyatının aynen davacıya iadesini ve dava dilekçelerinde bahsettikleri 50.000,00 TL maddi 50.000,00 TL manevi tazminatın 12.08.2013 ihtarname tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen Dava
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile 23.05.2013 tarihli … Mutfak Sözleşmesi gereği davalıya ait dairede … Mutfak satışı ve 23.05.2013 tarihli Daire Tadilat İşleri Teklifi başlıklı sözleşmede yazdı işlerin ve sair işlerin yapımı konusunda mutabık kaldıklarını, davalı … Mutfak projesinde tezgah olarak belirlenen bölgelere, tezgah yaptınlması konusunda da müvekkilinden talepte bulunduklarını ve davalının tezgah için seçtiği ürün tezgah imal eden şirkete yaptırılarak davalının mutfağına monte ettirildiğini, sözleşmede yer alan tüm imalat, montaj ve teslimler de ilgili …/vitra ve sair servislerce wc ilgili firmalarca gerçekleştirilip, montajlar ve sair işler yapıldığını, davalıya ait sözleşmelerin, 11 adet toplam 64.525,25 TL tutarındaki faturanın mevcut olduğunu, davalının müvekkiline (ve çalışanı …’a) 64.525,25 TL borçlanmış olmasına rağmen 60.180,00 TL tutarında muhtelif tarihlerde ödeme yapmışsa da bakiye 4.345,25 TL borcunu müvekkil şirkete ödemediğini, belirterek ödenmemiş bakiye kısmı olan 4.345,25 TL’nin ödemenin eksik gönderildiği 07.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Asıl Davada Cevap
a.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; eser sözleşmesi ile …’ın bir ilgisi olmadığını bu nedenle davalı yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini beyan ederek haksız ve dayanaksız davanın reddini istemiştir.

b.Davalı … İş İnş. Müh. Tes. Nalb. San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının evi için wc ve mutfak yapımı ve davacının evinde, müvekkil ile davacı arasında yazılı olarak tek tek sayılan işlerin yapımı konusunda anlaşma yapıldığını ancak 23.05.2013 tarihli nihai anlaşma öncesi dönemin varlığı davacı tarafından anlatılmadığını, 23.05.2013 tarihinde imzalanan anlaşmaların son halini alabilmesi için bir süreç geçtiğini, bu süreçte davacı öncelikle müvekkili işyerinde bulunan teşhir ürünleri bizzat görerek kendi zevkine uygun olanları seçtiğini, bu seçimler kah sadece davacının kişisel zevklerine göre kah satış görevlilerinin ve şirket mimarının mahalde ölçü alması sonucunda, davacının mutfak ölçülerinde kullanılabilecek modüllere ait proje ve çizimler yine davacının kendi istek ve teknik uygunluk ve mimari görüş de davacıya çizili ve sözel olarak verildiğini, alternatifler arasından davacının kendisine ait şahsi kararı doğrultusunda tercih ettiği projeye uygun şekilde mutabık kalınan hali ile davacı ile nihai anlaşmalar imzalandığını, ayrıca ekli faturalar gereğince davacı ile imzalanan sözleşmeler gereğince ve ek siparişler gereği davacının müvekkil şirketle yaptığı anlaşma gereğince toplam 64.525,25 TL borcundan, ödediği 56.230,00 TL’den geriye kalan ve halen ödemediği işçilik faturasından 7.840,00 TL ve 455,25 TL malzeme bedeli olmak üzere toplam 8.295,25 TL borcu bulunduğunu, davacının kendi tercih ve isteklerine uygun, kendi onay verdiği proje ve çizimlere uygun ayıpsız mutfak ve ürünler teslim edilmiş, işlerin yapıldığını, müvekkili şirketin davacının mutfağının ve cihazlarının ölçülerine ve davacının kendi tercihlerine uygun davacı ile mutabık kaldığı edimlerini tekniğine ve standartlarına uygun şekilde eksiksiz yerine getirdiğini, hiçbir ihtarnamelerinde, “teşhir mutfaklarının toplanıp davacı konutuna monte edildiği” beyanı yer almadığını, davacının bu iddiasının da asılsız olduğunu, … mutfak modüllerinin ölçülerinin yer aldığı “bilgisayar programları” kullanıldığını, bu nedenle herhangi bir mimarın, … Mutfak modülleri bilgisine sahip olmadan, … Mutfak için proje hazırlayamayacağını, kaldı ki davacının projeleri onayladığını, davacının İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/70 D. İş sayılı dosyasından yaptırdığı tespit ve bu tespit sonucu verilen bilirkişi raporu ne gerçeklere, ne tekniğe ne de HMK ilgili maddelerine uygun olmayan bir tespit olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir

c.Davalı … Yapı Gereçleri San. Ve Tic. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacının bir eser sözleşmesi imzalandığı ifade edilen diğer davalılar … İş İnş. ve … arasında bir hukuki sonuç doğuracak herhangi bir bağ olmadığını, adı geçenlerin müvekkili şirketin ne bayisi ne de temsilcisi olmadığını, dava dilekçesinde ayıplı hizmet ve ürünlerden bahsedilmişse de müvekkili şirket söz konusu ürün ve hizmetlerin ne sağlayıcısı ne üreticisi ne satıcısı ne de imalatçısı olmadığını, müvekkili ile diğer davalılar … İnş. Ve Tesisat Malz. Yatr. Ve Paz. A.Ş. ve ….’nin birbirinden bağımsız ve farklı şirketler olduğunu, aralarında hukuki bir bağ olmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini; müvekkilinin hiçbir şekilde tüketiciyi yanıltan bir reklamı veya vaadi bulunmadığını; 6098 sayılı Borçlar Yasasının 56 ve 58. maddelerinde düzenlenen koşulları bulunmayan manevi tazminat isteme hakkının bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

d.Davalılar …. ve … İnş. ve Tesisat Malz. Yat. ve Paz. A.Ş. vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; her bir şirketin ayrı ayrı tüzel kişilikleri olduğunu, bu bakımdan ne üretici ne de sözleşme tarafı konumunda olmayan müvekkilinin bu davada pasif husumet ehliyetinin olmadığını, dava konusu eserleşmesinin diğer davalılar … İş ve … ile davacı … arasında akdedilmişken sırf dava konusu ürün müvekkili şirket … tarafından seri üretim halinde üretilen bir ürün olması gerekçesi ile müvekkili şirketi sorumlu tutmanın kanuna ve nefaset ilkelerine aykırı olduğunu, iddia edilen zarar sebebiyle müvekkillerine bir kusur atfedilemeyeceğinden maddi tazminat talebinin hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, manevi tazminat talepleri kapsamında da hiçbir hukuki ve somut gerekçe öngörülmediğini ve tamamen hissi ve duygusal nedenlere yer verildiğini, bu durumun davacının sebepsiz zenginleşme niyetinde olduğunu gösterdiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

2.Birleşen Davada Cevap
Davalı cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında sari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davalının ayıplı iş yaptığını, herhangi bir borçları olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.07.2015 tarihli ve 2013/704 Esas, 2015/261 Karar sayılı kararı ile TBK’nın 472/1. maddesi uyarınca yüklenici, imal ettiği eserde kullandığı malzemenin iyi cinsten olmasından dolayı iş sahibine karşı sorumlu olduğundan imalatçı şirket davalı … A.Ş. ve onun çatı şirketi davalı …. ye diğer davalı ve bunların bayisi olan … İş Şirketi ile birlikte müteselsil sorumluluğu bulunduğu kabul edilerek husumet yöneltilmesi doğru bulunmuş ise de, davalı … Yapı Gereçleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. satışı ve montajı yapılan ürünlerin imalatçısı olmadığından yine davalı … de eser sözleşmesinin tarafı değil davalı … İş Şirketinin çalışanı olduğundan onlar yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiği, mahkemece alınan rapora göre davaya konu mutfak dolaplarının şeklen ve tasarım olarak taraflarca onaylanan projeye uygun olduğu, teşhir ürünü olmadığı, kullanılan dolap ölçülerinin piyasada aynı amaç için kullanılan dolaplardaki ölçüler ile benzerlik gösterdiği, süpürgelik kullanılmasa da mutfak tezgahının üzerinden başlayıp, üst dolabın altına kadar iki dolap arası mutfak tezgahında kullanılan malzeme ile kaplanmış olmasının fiziki olarak sorun teşkil etmeyeceği, mutfaktaki üst köşe dolabının onaylanan mutfak projesinde mevcut olduğu, mutfakta kullanılan evyenin üzerine akan suyun seçilen evye modelinden dolayı mutfak tezgahının üstüne doğru yol bulduğundan tezgahın üzerinde biriken suyun dolap veya tezgah imalatından kaynaklanmadığı, tezgahın üzerindeki suyun dolaplara erişmesini engellemek için mutfak tezgahının altına damlalık olarak da adlandırılan kanal açıldığı, davaya konu yer karoları seramiğinin üst sır tabakasında herhangi bir fiziksel bozukluk tespit edilemediği, seramiğin üzerindeki desenlerin seramikte kendinden bir doku algısının yaratılması için yapıldığı, seramikte imalattan kaynaklı bir hata olmadığı, evin mevcut duvarlarına döşenen ve zemin seramiklerin kesilmesi ile yerinde imal edilen süpürgeliklerdeki kalınlık farklılıklarının duvardan kaynaklı olduğu, WC’de kullanılan asma klozetin rezarvuar kapağında herhangi bir soyulma, çizilme olmadığı, yine WC’de kullanılan sarı / bronz renkli tezgah üstü lavabonun üstünde, dokusunda soyulma, çizilme renkte bozulma tespit edilemediği, WC içinden kapı açık iken bakıldığında kapı eşiği ile WC zemin seramiği arasında koridor zemine döşenmiş olan seramiğin 2 cm’den başlayıp 2 mm en ölçüsünde son bulduğu ve kapı genişliğince devam ettiği, ilk yapılan döşemeye göre WC zemin seramiği ile koridor zemin seramiğinin birleşme yerine çıta konduğu ve mevcut kapı kalınlığının altına getirildiği, dolayısı ile WC kapısı kapalı iken içten bakıldığında koridor seramiğinin, dıştan bakıldığında WC zemin seramiğinin görülmediği bu işlemin doğru olduğu, daha sonra yapıldığı iddia edilen WC kapı eşiğinin kasa genişliğinde imal edildiğinden, birbirine çap gelen zemin seramiklerinden dolayı hata olduğu yanılgısını yarattığı, taşınmazın mevcut duvarlarını davalı firmanın yapmadığı göz önüne alındığında; WC zemine döşenen seramiğin kapı kasasının sökülmediğinden dolayı kasanın altına tam olarak giremediği, dolayısı ile seramiğin kasaya yakın ölçüde kesilip döşendiği, kasa ile seramiğin arasının şerbet / derz ile doldurulmasının kabul edilebilir olduğundan bu hususlarla ilgili bir kusurun, ayıbın söz konusu olmadığı saptandığından davacı tarafa satılan ve imal edilen eşyaların sözleşme koşullarına, teknik ve sanatsal kurallara ve amacına uygun olarak teslim edildiğinin anlaşıldığından, davalı … ve… A.Ş. yönünden pasif husumet noktasında davanın reddine, diğer davalılar yönünden subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, …. ve … İnş. ve Tes. A.Ş. vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 01.02.2017 tarihli ve 2016/1181 Esas, 2017/421 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı … İnş. Ltd. Şti. dışında kalan diğer davalılara yönelik tüm temyiz itirazlarının ve … İnş. Ltd. Şti.’ye yönelik aşağıdaki 2 no.lu bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarınınve davalılardan …Holdinğ A.Ş. ve … İnş. A.Ş. vekillerinin katılma yolu ile temyiz talepleri reddine karar verilerek davacı tarafça dava açılmadan önce İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/70 Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğu ve bu talebin kabul edilerek 16.08.2013 tarihinde mahallinde delil tespiti yapılarak 11.09.2013 tarihli bilirkişi tespit raporunun dosyaya ibraz edildiği ve raporun tebliği üzerine bir kısım davalılar vekilince bu rapora itiraz edildiği, mahkemece yapılan yargılama sırasında mahallinde keşif yapılmak suretiyle; bir inşaat mühendisi ve bir mimardan oluşan bilirkişi heyetinden 13.04.2015 tarihli bilirkişi raporu alınmış, bu rapora davacı tarafça ciddi ve somut gerekçelerle itiraz edilmesine rağmen yeni bir rapor alınmadığı gibi aynı heyetten ek rapor da alınmaksızın alınan bu rapor hükme esas alınarak temyiz incelemesine konu hüküm tesis edildiği, ne var ki dava açılmadan önce alınan tespit bilirkişi raporu ile yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu arasında belirlenen maddi vakıalar ve varılan sonuç açısından büyük oranda çelişki bulunduğu halde çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla, 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesi hükmü gereğince Aynı Kanun’un 266 ve devamı madde hükümlerine uygun olarak yeniden seçilecek konusunda uzman inşaat ve iç mimardan oluşacak bilirkişiler kurulu aracılığıyla gerektiğinde yerinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi heyetinden, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor almak, daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkiler giderilmek, alınacak bu rapora tarafların somut gerekçelerle ve ciddi itirazlarda bulunmaları halinde bu itirazları karşılamak amacıyla gerektiğinde ek rapor almak suretiyle sözleşme hükümleri de gözetilerek hüküm kurulması gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemenin 26.04.2018 tarihli ve 2017/144 Esas, 2018/304 Karar sayılı kararı ile İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/180 Esas sayılı dosyasında görülen davada mahkememiz dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle HMK 166. maddesi uyarınca birleştirilmesine karar verilerek dosya gönderilmiş ise de esas davanın geldiği aşama ve birleşen davanın ayrı bir yargılamanın konusu olabileceği değerlendirilerek esas davada yapılacak yargılamanın makul sürede tamamlanması amacı ile tefrik kararı verilerek mahkemece alınan raporlara göre dava konusu olan mutfak dolaplarının proje ve teknik çizimlere uygun olarak yapıldığı, dava konusu dolapların teşhir ürünü olduklarına dair herhangi bir bulguya, ayıp ve kusura rastlanılmadığını, mutfak ölçülerinde herhangi bir standarda aykırılık olmadığı, ergonomik olarak bir aykırılığın tespit edilemediğini, dava konusu olan ve inşaa edilen mutfağın standart mutfak ölçüleri aralık sınırları içerisinde kaldığını, mutfak tezgah ile ara panel birleşiminde silikon yastık uygulamasının eksik veya yetersiz yapılması nedeniyle birleşim noktasından alt-yan kısımlarına su sızdığı ve sızmalar sonucunda yan duvar dolap yüzeylerinde kabarmalar deformasyonlar oluştuğu, mutfağın ortasında bulunan masa amaçlı yapılan orta tezgahın her hangi bir kusurunun olmadığını, mutfak ve koridor zeminine döşenen seramiğin standart tekniklere uygun olarak döşendiği, ayıplı imalatların düzeltilmesi, eksik imalatların tamamlanması için yapılması gereken çalışmaların bedel olarak dava tarihi itibariyle 7.500,00 TL olacağını, eksik ve ayıplı imalatların davalı tarafından da yapılabileceği, manevi tazminat talebinin ise iddia edilen olaylarda kişilik değerlerinde objektif bir eksilmede meydana gelmediği gerekçesi ile reddine karar verilmiş ve davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 7.500,00 TL’nin 28.08.2013 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … İş İnşaat Mühendislik Tes. Nalb. San. Şirketinden alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, birleşen İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/180 Esas sayılı dosyasının esas hükümle birlikte temyiz edilmemesi, talep edilmesi ve harçlandırılması kaydı ile tefrik edilerek yeni bir esasına kaydına karar verilmiştir.

4.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibi ile davalı-birleşen dosya davacısı … İş İnş. Müh. Tes. Nalb. San. Tic. Ltd. Şti. vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

5.Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 20.03.2019 tarihli ve 2018/4667 Esas, 2019/1261 Karar sayılı kararıyla; tefrik edilen İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/180 Esas sayılı dosyasının tarafları, sözleşme ve konusu aynı olup davalar aynı ve birbirine benzer sebeplerden doğup, biri hakkında verilecek hüküm diğerini doğrudan etkileyecek nitelikte bulunduğundan 6100 sayılı HMK 166/4 maddesi gereğince davalar arasında bağlantı olması sebebiyle aynı yasanın 166/1 ve 2. fıkraları hükmünce ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilip yürütülmesinin zorunlu olduğu, bu durumda mahkemece davalar arasında bağlantı mevcut olup açılıp birleştirilen davaların birlikte yürütülerek deliller de toplandıktan sonra asıl ve birleşen davada sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken birleşen davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilerek hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, taraflarca bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada yeniden oluşturulan bilirkişi kurulunca düzenlenen rapora, somut gerekçelerle ve ciddi itirazlarda bulunduklarından aynı bilirkişi kurulundan bu itirazları da karşılamak suretiyle gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp sözleşme hükümleri de gözetilerek asıl ve birleşen davada sonucuna uygun hüküm kurulması gerekirken bozma ilamında bu husus açıkça belirtilmiş ve taraflarca alınan rapora itiraz edilmiş olmasına rağmen ek rapor dahi alınmaksızın davanın karara bağlanması da usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile aldırılan bilirkişi raporunun tüm itirazları karşılar nitelikte, denetlemeye ve hüküm kurmaya el verişli olduğu kanaati ile asıl dosya açısından maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin ise iddia edilen olaylarda kişilik değerlerinde objektif bir eksilmede meydana gelmediği gerekçesi davalı …, … …Yapı Gereçleri San. ve Tic. A.Ş., …., … İnşaat ve Tesisat Malzeme Yatırım ve Pazarlama A.Ş. açısından karar kesinleşmiş olduğundan dolayı karar verilmesine yer olmadığına, asıl dava açısından; davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı … İş İnşaat Mühendislik Tes. Nalb. San. Şirketinden alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, birleşen dosya açısından davanın kabulü ile; 4.345,25 TL’nin 07.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibi ile davalı-birleşen dosya davacısı … İş İnş. Müh. Tes. Nalb. San. Tic. Ltd. Şti. vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacının Temyizi
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemenin kararının gerekçesiz olduğunu, mahkemece bilirkişi incelemesine karar verildiğinde bilirkişi heyetine marka bilirkişisi de atanmak suretiyle dava konusu edilen mutfağın … marka mutfak olması nedeni ile bu yönde inceleme yapılması öngörüldüğünü, ancak atanan bilirkişi heyeti maalesef marka konusunda hiçbir inceleme yapmadığını, ek raporda da aynı şekilde marka ile alakalı hiçbir incelemenin yer almadığını, müvekkilin … marka mutfak satın aldığını, davanın açıldığı ilk tarihten itibaren onlarca kişi ile defalarca bilirkişi incelemesi yapılmış, ne yazık ki hiçbir bilirkişi … marka olması gereken mutfak ile ilgilenmediğini, öte yandan bu bilirkişilerin hesaplamış oldukları ayıplı imalatlar ile alakalı miktarlar önceki bilirkişi raporlarında ortaya çıkan miktarlardan tamamen farklı olduğunu, dayanaklarının da belli dolmadığını, birleşen dava yönünden hesaplanan meblağın neye istinaden hesaplandığının da belli olmadığını, davacının bütün parayı ödediğini, herhangi bir borcun kalmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalının Temyizi
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtay 15. Hukuk Dairesi davacı tarafın, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi talebi dışındaki diğer tüm davacı iddialarının reddine karar verdiğinden ve esasen “… mutfağın üretim / teslim / montaj dahil tüm iş ve işlemleri … İnşaat ve Tesisat Malz. Yat. ve Paz. A.Ş. tarafından gerçekleştirildiği ve davalı … İnşaat ve Tesisat Malz. Yat. ve Paz. A.Ş. hakkında esastan davanın reddi kararı kesinleştiği için, kesinleşme sonrasında artık mutfak hususunda yasa gereğince tahkikat yapılamaz, bilirkişi incelemesi yapılamayacağı, 21.12.2021 tarihli bilirkişi kurulunun 2. ek raporunun denetime elverişli olmadığı, bu nedenle bozma ilamına uyulmadığı, teslim edilen işte herhangi bir hata veya kusur bulunmadığı gibi, raporda belirtilen rakamların da fahiş olduğu, işin teslim edildiği tarihten bu güne kadar dolapların kötü şekilde kullanıldığı, geçen süreç ve davalının hoyrat davranışları raporda gözetilmediği,

Ayrıca kullanım nedeni ile oluşacak eskimelerin dikkate alınmadığı, itirazlarının değerlendirilmediği, ayıp değerlendirmelerinin hatalı olduğu, ıslah harcının kendilerine yükletilmesinin hatalı olduğu, davacının 2 temyiz incelemesinden sonra yasaya aykırı şekilde sunduğu ıslah dilekçesi hakkında yerel mahkemenin kabul veya redde dair hüküm kurmadığı, reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup asıl dava ayıplı imalât nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tazmini, birleşen dava ise bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. maddeleri,

3. Değerlendirme
Usuli kazanılmış hak, 1086 sayılı HUMK’un yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında tanımlanmış olup, içtihadı birleştirme kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hukuka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe giren ilk halinde usuli kazanılmış hakka yer verilmemişse de bu ilkenin uygulanması, Yargıtayın içtihatları ile HMK’nın 177/2. maddesine 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile yapılan ek düzenlemeye kadar devam etmiştir. Bu ek düzenleme ile “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya İlk Derece Mahkemesine gönderildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz” maddesi ile HMK’da hüküm altına alınmış olup usuli kazanılmış hakların korunacağı bu şekilde hükme bağlanmıştır.

Usuli kazanılmış hak kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle Yargıtayca da re’sen dikkate alınır. Yargıtayın bozma kararı nedeniyle doğan hak iki çeşit olup, (1) mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak, (2) bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haklardır. Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapması zorunludur. Yargıtayın ve Dairemizin istikrarlı uygulamaları da bu yöndedir.

Bu anlatımlar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 20.03.2019 tarihli ve 2018/4667 Esas, 2019/1261 Karar sayılı kararıyla; “ bilirkişi kurulunca düzenlenen rapora, somut gerekçelerle ve ciddi itirazlarda bulunduklarından aynı bilirkişi kurulundan bu itirazları da karşılamak suretiyle gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp sözleşme hükümleri de gözetilerek asıl ve birleşen davada sonucuna uygun hüküm kurulması gerekirken” gerekçesi ile karar bozulmuş olup mahkemece bozma ilamından sonra iki ek rapor alındığı, alınan ek raporlarda, tespit raporu ile bozma ilamından önce alınan raporlar aranındaki çelişkinin giderilmediği, dava konusu mutfağın … marka olup olmadığı, kullanım hatası bulunup bulunmadığı konularında taraflarca rapora yapılan itirazların, ayıp giderim bedellerinin hangi fiyatlara göre belirlendiğinin açıklanmadığı bu nedenle bozma ilamına uygun rapor alınmadığı gibi hükme esas alınan raporun Yargıtay denetimine de elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için marka uzmanını da içeren konusunda uzman yeni teknik bilirkişi heyetinden gerekirse keşif de yapılarak rapor alınıp mahkemece aldırılan raporlara somut gerekçelerle yapılan ciddi itirazla giderilmek suretiyle ve özellikle mutfağın … marka olup olmadığı, değilse bunun ayıp olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, kullanım hatası bulunup bulunmadığı, ayıp giderim bedellerinin hangi fiyatlara göre ne şekilde belirlendiği de gerekçeli ve denetime elverişli şekilde açıklattırılarak rapor alınıp, itiraz edilmesi halinde ek raporda alınarak sözleşme hükümleri de gözetilerek asıl ve birleşen davada sonucuna uygun hüküm kurulmasından ibarettir.

Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, diğer temyiz itirazları bu aşamada incelenmeksizin kararın bozulması uygun görülmüştür.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının kararı temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA,

8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtay duruşmasında temsil olunan davacı birleşen dosya davalısı ile davalı-birleşen dosya davacısına verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yasa yolu açık olmak üzere,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.