YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1828
KARAR NO : 2023/2212
KARAR TARİHİ : 06.06.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1778 E., 2022/155 K.
DAVA TARİHİ : 03.02.2014
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/1004 E., 2019/466 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan red karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile davacının kardeşinin yetkilisi olduğu dava dışı … Yapı Malzemeleri İnş. Otom. Turz. ve Telekomünikasyon San. ve Tic.Ltd.Şti. arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında inşaatın zamanında teslimi için teminat olarak davalıya verildiğini, davalının sözleşmeye konu taşınmazları tapuda devralmasına rağmen bonoyu iade etmediği gibi kötüniyetli olarak icra takibine konu ettiğini ileri sürerek müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak koşulu ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkilinden borç para istediğini, inşaatın tamamlanamaması durumunda kendisi de mağdur olacak davalının, davacıya ve davacının yetkili olduğunu zannettiği mezkur şirkete bono bedeli kadar parayı elden borç verdiğini, buna rağmen inşaatın süresinde bitirilmeyip, borç para da geri ödenmediğinden taraflar arasında ihtilaf çıktığını, inşaatın bitirilmesi yönünde keşide edilen ihtardan sonuç alınamayınca davacı ile kardeşi dava dışı …’in azledildiklerini ve nihayetinde dava konusu bononun icra takibine konulduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafça davalıya verildiği iddia olunan senedin teminat senedi olarak mı verildiği, yoksa borç karşılığı düzenlenen ve ödeme aracı olarak düzenlenmiş bulunan bir senet mi olduğu noktasında toplandığı, dava konusu bonoda “teminat için verilmiştir” ifadesinin yer aldığı, ancak her ne kadar bonoda bu ifade yer almış ise de senedin neyin teminatı olduğunun açıkça belirtilmediği, yine kat karşılığı inşaat sözleşmesinde de dava konusu bonoya herhangi bir atıf bulunmadığından, senetteki bu ifadenin tek başına iddiayı ispat için yeterli olmadığı, ispat yükü kendisinde olan davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı, İstanbul BAM 12.Hukuk Dairesinin 2017/720 esas ve 2018/1076 karar sayılı ilamı doğrultusunda davacıya yemin teklifinde bulunmak üzere süre verildiği, davalının da teklif edilen yemini eda ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; üzerinde açıkça “teminat için verilmiştir” yazan bononun, kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, takip alacaklısının takip dayanağı bononun teminat olarak alındığı yönündeki kabulünün de mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olduğunu, davalının soruşturma dosyasında polis merkezinde alınan ifadesinde, senedin üzerindeki “teminat için verilmiştir” yazısının … tarafından parayı aldığı ve karşılığında senedi de teminat olarak verdiğine dair olarak yazıldığını beyan ettiğini, davalı alacaklının dayanak bononun teminat olarak alındığı yönündeki ikrarı karşısında davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiğini, bononun davalıya “nakden” ibareli kısmı boş bırakılarak teslim edildiğini, davalının senedin boş bırakılan kısımlarına borcun nakden verildiğini yazarak senedi icraya koyduğunu, davalının bu parayı ne yolla ödediğini ispat etmesinin gerektiğini, müvekkilinin hiçbir şekilde davalıdan senette belirtilen miktarda para almadığını, kaldı ki davalı tarafça davacının kardeşi tarafından yapılan inşaatın eksik yapıldığı ya da geç teslim edildiği şeklinde bir iddianın ileri sürülmediğini, inşaatın devamı esnasında davalının dava dışı müteahhit … şirketi hakkındaki uygunsuz söylemleri üzerine, müvekkilinin inşaatın kat irtifakının kurulabilmesi için tapuya gelmeyi sürekli erteleyen davalının oğlunun dükkanına giderek, kat irtifakının kurulabilmesi için davalıya ben şahsi olarak kefil olayım, şirkette bir problem olursa sana teminat senedi vereyim dediğini, davalıya ait taşınmaz tapusunun … şirketine devri ile birkaç gün içinde kat irtifakının kurulup verilene kadar kendi adına şahsi kefalet amacı ile teminat senedinin düzenlenerek davalıya teslim edildiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava ve takip konusu bonoda ‘teminat için verilmiştir’ ifadesi yer alsa da, neyin teminatı olduğu açıkça belirtilmemiş olup, kat karşılığı inşaat sözleşmesinde de dava konusu bonoya bir atıf bulunmadığından, bu ifade tek başına bononun teminat için verildiğini kabule yeterli olmadığı, davalının soruşturma aşamasında emniyette alınan ifadesinde ve ceza yargılamasındaki savunmasında da, dava konusu bononun davacı tarafça iddia edildiği gibi kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında inşaatın süresinde bitirilmesinin teminatı olarak verildiği yönünde bir beyanı bulunmadığı, davalının beyanlarında açıkça; davacının paraya ihtiyacı olması nedeniyle kendisinin davacıya nakit olarak elden para verdiği, paraya karşılık aynı miktarda senet aldığı, senet üzerindeki ‘teminat için verilmiştir’ ifadesinin yazılma sebebinin ise davacının parayı almış ve karşılığında teminat olarak senet vermiş olması olduğu ifade edilmiş olup, bu beyanların davacının teminat iddiasının ikrarı mahiyetinde kabulü mümkün olmadığı, davacı tarafça dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmış olup, davalının kendisine teklif edilen yemini de eda ettiği gözetildiğinde, teminat iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, takip dayanağı bononun teminat olarak verildiği iddiasıyla borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, TBK’nın 470-486. madddeleri, 6102 sayılı TTK’nın 687/1 , 776/1., 777. , 818/1-e ,maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu bononun incelenmesinde; keşidecileri davacı ile dava dışı … Yapı Malzemeleri, lehdarı davalı olan, nakden kayıtlı 15.10.2011 keşide, 01.01.2012 vade tarihli 300.000-TL bedelli bononun üst kısmında ‘teminat için verilmiştir’ ibaresinin bulunduğu görülmüştür.
İspat yükü kendisinde olan davacı borçlu, bononun teminat senedi olduğu yönündeki iddiasını yazılı delille ispatlamak zorundadır. Kambiyo senedindeki salt ‘teminat’ ifadesi, iddianın ispatı için yeterli olmayıp senedin neyin teminatı olarak verildiğinin de açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı her ne kadar dava dışı şirket ile davalı arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki davalı şirketin yükümlülüklerine istinaden teminat verildiği iddiasında ise de, davalı yargılama aşamasındaki beyanlarında bu iddiayı kabul etmemiş, verdiği borca karşılık senedin alındığı beyanında bulunmuştur. Yine söz konusu bononun kat karşılığı inşaat sözleşmesi sebebiyle verildiğine dair bir atıf bulunmadığından, bu ifade tek başına bononun sözleşmenin teminatı için verildiğini kabule yeterli değildir. Yargılama sırasında davalı tarafından eda edilen yemin delili de gözetildiğinde karar yerinde olup davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.