Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/1649 E. 2023/2317 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1649
KARAR NO : 2023/2317
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1290 E., 2022/79 K.
DAVA TARİHİ : 14.11.2016
HÜKÜM/KARAR : Dava Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/991 E., 2021/209 K.

Taraflar arasındaki İtirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki 05/03/2014 tarihli taşeron sözleşmesi gereğince işin yapıldığını, üzerine düşen yükümlülüklerinin yerine getirildiğini, ancak davalı yüklenicinin müvekkiline ödemesi gereken iş bedelini ödemediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında icra takibi yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işin süresinin 6 ay olduğunu, işin zamanında bitirilmemesi nedeniyle sözleşmede belirtilen tutarda gecikme cezası bedelinin hak edişlerde kesildiğini, kesintilerin sözleşmeye uygun olduğunu, kesintilerden sonra KDV dahil tahakkuk eden net hak ediş tutarının davacıya ödendiğini savunarak davanın reddi ile davacı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece alınan ve itibar olunan bilirkişi raporunda; neticeten götürü bedel olarak kararlaştırılan 4650.000,00 TL’den (KDV Dahil 5487.000,00 TL) 52 günlük gecikme cezası 483.600,00 TL, su kullanımı kesintisi 11.623,00 TL, elektrik kullanım kesintisi 1.867,10 TL, ekskavatörlerin kurtarılma bedeli 26.550,00 TL olmak üzere toplam 523.640,10 TL mahsup edildiğinde davalı tarafından ödenmesi gereken toplam tutarın 4.963.359,90 TL olduğu, davalı tarafından yapılan 3.370.436,22 TL ödeme, 23.637,40 TL iade ve 43.252,64 TL’lik stopaj kesintisi ile davacı tarafından takip tarihi itibariyle talep edilebilecek miktarın 1.526.033,64 TL olduğu, davalı tarafa ihtarnamenin tebliğ edildiği tarih olan 02/07/2015 tarihine 7 günlük ödeme süresi eklenmekle temerrüt tarihi olarak tespit edilen 09/07/2015 itibariyle işlemiş faiz tutarının 26.705,58 TL olarak hesaplandığı, davacının sözleşme içeriği ile ilgili yaptığı işler sırasında çevre taşınmazların zarar görmesi nedeniyle ödenen toplam 315.000,00 TL’nin ise, gerek sözleşme hükümlerine göre ödenmesi gereken tazminatların davacı tarafça karşılanması gerektiğine ilişkin hükmü, gerekse bu hususta davalıya atfedilebilecek kusur bulunmadığından davalıdan talep edilemeyeceği kanaati ile toplam bedele eklenmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, Bakırköy 17.İcra Müdürlüğü’nün 2015/12691 Esas sayılı dosyasında davalının 1.526.033,64 TL asıl alacak ve 26.705,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.553.739,22 TL yönünden itirazının iptaline, takibin 1.526.033,64 TL asıl alacak, 26.705,58 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; süre uzatımı verilmesi gereken günlerin bilirkişi raporuna yanlış hesaplandığını, hesaplanan sürelerin faaliyet alanı gözetildiğinde uygun olmadığını, örneğin 18 gün çalışma yapılamadıktan sonra hemen ertesi gün çamurlaşan alanda çalışılamayacağını, davacının işin ifası sırasında çevre taşınmazların zarar görmesi neticesinde çevrede taşınmazı bulunan esnafa ödediği miktarın davacının sorumluluğunda bulunmadığını, mahkeme kararında hesaplanan faiz tutarının yanlış hesaplandığını, icra inkarı tazminat talebinin mahkemece reddinin doğru olmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının hava koşulları ile ilgili olarak işin yapımı sürecinde talebi olmadığını, hava koşullarına yönelik yapılan incelemenin eksik ve yeterli olmadığını, hava koşullarının sözleşmede mücbir sebep olarak sayılmadığını, davalı tarafından yaptırılan tespitte gecikme cezasının hesaplandığını, davacının tespit davasına itiraz etmediğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Meteoroloji Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdürlüğü’nden gönderilen 20/02/2020 tarihli yazı ve eklerindeki meteorolojik verilerin baz alınması ile hazırlanan ve hükme dayanak yapılan ve kurula meteroloji yüksek mühendisi öğretim üyesi Prof.Dr. … ‘in katılımı ile hazırlanan 01/06/2020 tarihli bilirkişi kurul 2. ek raporunda; davacının tabi afetler; sel, sağanak, yağış, yangın, deprem gibi haller nedeniyle süre uzatımı talebinde bulunabileceği toplam gün sayısının 51 gün olarak belirlenmesi gerektiği, bu itibarla davacının 5. ve 6. hakedişlerinden davalı tarafından kesilen (33 gün + 70 gün) 103 günlük gecikme cezası kesintisinden; ancak (103 gün – 51 gün) 52 günlük gecikme cezası kesintisinin haklı olabileceği, bu durumda davacı alacaklarından kesilmesi gereken tplam gecikme cezası kesintisinin; 9.300,00 TL (Günlük Gecikme Cezası) x 52 gün (Gecikilen Gün Sayısı) = KDV dahil 483.600 TL olduğu kabul edilerek hüküm tesis edilmiş olup, mahkemece bilimsel veriler doğrultusunda hazırlanan bu raporun esas alınması dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf itirazları kapsamında talep edilen 327.000,00 TL’lik esnafa ödenen bedelin yerindeliğinin denetimi açısından yapılan incelemede; mahkemece inşaat mühendisi …, mali müşavir … tarafından hazırlanan 15/08/2018 tarihli bilirkişi 1. ek rapor dayanak alınarak davacı şirkete ait defterlerde 327.000,00 TL esnafa ödenen bedelin davalıya borç olarak yazıldığı, sözleşmede bulunan; “Taşeron tüm çalışmalardan sorumlu olup, her ne sebeple olursa olsun (tedbirsizlik, kirlilik vs.) dolayı Belediye ve diğer kurumlardan yahut başkaca kişilerden gelecek ceza ve tazminatları taşeron ödemekle yükümlüdür.”, “Şantiye sahasının emniyete alınması için gerekli bütün malzemeler, taşeron tarafından temin edilip şartnamelere uygun şekilde kurularak saha emniyeti sağlanacaktır.” ve “İşveren, bu işi taşerona götürü olarak verdiğinden bundan böyle; işveren iş bitimine kadar sadece kontrollük görevi üstlenecek olup taşeron iş bitimine kadar hiçbir şekilde ek fiyat talebinde bulunmayacaktır.” şeklindeki düzenlemeler gereğince davacının işin yapımı esnasında mahalle sakinlerine vermek zorunda kaldığı bedelleri davalıdan talep edemeyeceği şeklindeki kabulünün sözleşme hükümlerine uygun olduğu ve mahkemece yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan hak ediş bedeli alacağına ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Taraflar arasında imzalanan 05/03/2014 tarihli sözleşme ile davacı taşeron sıfatıyla İstanbul/Ayazağa Yerleşkesi, Üniversite binası, iksa ve kazı binası yapılması işlerini üstlenmiştir. Sözleşmede iş bedeli 4.650.000,00 TL götürü bedel olarak kararlaştırılmış, sözleşmenin 4.maddesinde yer tesliminin 07/03/2014 tarihinde yapılacağı, işin süresinin 6 ay olacağı ve işin en geç 07/09/2014 tarihinde teslim edileceği belirlenmiştir.

Taraf vekillerinin süre uzatıma ilişkin itirazları değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşmenin 24/a maddesi kapsamında, işin ifası sırasındaki hava koşullarının ayrıntılı değerlendirmesi yapılarak bilirkişi raporu alınmış, taraf vekillerinin bu kapsamdaki itirazları bilirkişi ek raporuyla karşılanmıştır. Bu doğrultuda gecikme cezası için belirlenen süre yerindedir.

Davacı vekilinin 327.000,00 TL’lik esnafa ödenen bedelden kendisinin sorumlu olmadığı yönündeki itirazı değerlendirildiğinde; sözleşmenin 13. maddesindeki, “Taşeron tüm çalışmalardan sorumlu olup, her ne sebeple olursa olsun (tedbirsizlik, kirlilik vs.) dolayı Belediye ve diğer kurumlardan yahut başkaca kişilerden gelecek ceza ve tazminatları taşeron ödemekle yükümlüdür.”, “Şantiye sahasının emniyete alınması için gerekli bütün malzemeler, taşeron tarafından temin edilip şartnamelere uygun şekilde kurularak saha emniyeti sağlanacaktır.” ve “İşveren, bu işi taşerona götürü olarak verdiğinden bundan böyle; işveren iş bitimine kadar sadece kontrollük görevi üstlenecek olup taşeron iş bitimine kadar hiçbir şekilde ek fiyat talebinde bulunmayacaktır.” şeklindeki düzenlemeler gereğince davacının işin yapımı esnasında mahalle sakinlerine vermek zorunda kaldığı bedelleri davalıdan talep edemeyeceğinden bu husustaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Yine alacak faizi ve icra inkar tazminatı yönünden yapılan incelemede de istinaf kararı yerinde olup davanın bu konudaki temyiz itirazlarının da reddi gerekmiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.