Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/1640 E. 2023/1935 K. 22.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1640
KARAR NO : 2023/1935
KARAR TARİHİ : 22.05.2023


MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/924 E., 2022/179 K.

HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/193 E., 2018/1068 K.

Taraflar arasında kooperatif yönetim kurulunun ihraç kararının batıl ve yok hükmünde olduğunun tespiti ile menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatif tarafından müvekkiline iki ayrı borç ihtarnamesi gönderdiğini, ilk ihtarname sonrasında ana para borcunu ödediğini, gecikme faizi olarak herhangi bir ödeme yapmaması üzerine müvekkilinin ortaklıktan ihraç edildiğini, talep edilen faizin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 120/2 nci maddesine aykırı hesaplandığını ileri sürerek ortaklıktan çıkarma kararının mutlak butlanla batıl ve yok hükmünde olduğunun tespitine, gecikme faizi ve ihtarname masrafı yönünden kooperatife borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ortaklıktan çıkarma kararının davacıya tebliğ edildiğini, 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde iptali için dava açmadığını, çıkarma kararının kesinleşmesi karşısında yeniden başa dönerek ihtar içeriğindeki borç ve faizlerin doğru olup olmadığı konusunda yeniden inceleme yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
1. İhraç kararının yok hükmünde olduğunun tespiti talebi yönünden; 15.04.2013 tarihli yönetim kurulu ihraç kararının davacıya 17.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği, bu karara karşı davacının süresi içinde iptal davası açmadığı, yasal hak düşürücü süre içinde iptali kabil nitelikteki ihraç kararına karşı itiraz ve dava yoluna gitmeyen davacı hakkında verilen ihraç kararı kesinleşmekle yok hükmünde olduğunun tespitinin istenemeyeceği gerekçesiyle bu yöndeki talebinin reddine,

2. Menfi tespit istemi yönünden; TBK’nın 120/2 nci maddesi hükmü gereğince hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının 21.690,66 TL gecikme faizi ve 2.392,72 TL toplu konut kredisi gecikme faizinden sorumlu olmadığı, davacı taraf her ne kadar bilirkişi raporundan sonra zamanaşımı itirazında bulunmuşsa da dava dilekçesinde bu hususu ileri sürmediği gibi davalı tarafın iddianın genişletilmesine rıza göstermediği görülmekle zamanaşımı hususunun dikkate alınmadığı gerekçesiyle bu miktarlar üzerinden davacının borçlu olmadığına dair kısmen kabul kararı verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alınan ihraç kararının kanunun açıkça emredici hukuk kurallarına aykırı alındığı için yok hükmünde sayılması ve yok hükmünde olduğunun tespiti gerektiğini, yok hükmünde olan kararların dava açma süresine tabi olmadığını, genel kurulda belirlenen faiz oranının TBK madde 120/2 nci maddesinde yazılı kanun maddesine açıkça aykırı olduğunun bilirkişi tarafından da tespit edildiğini, kanuna açıkça aykırı alınan bu kararın yok hükmünde olacağı için davalı kooperatifin hiçbir şekilde faiz alacağının doğmamış olacağı, aidat borcunun ilgilendirdiği ayın çıkması ile muaccel olduğunu ve 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, 1997 yılından itibaren işletilen ve 2012 yılı Haziran ayına kadar devam eden aylar nedeniyle davalının bir kısım aidat alacağının zamanaşımına uğradığını, aynı şekilde faiz alacağının da zamanaşımına uğradığını, ihtarnamelerde gösterilen borç da gerçek borcu yansıtmadığından yok hükmünde olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi asıl ve ek raporlarının somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, ihraç kararına karşı süresi içerisinde dava açılmadığı, ihraç kararına karşı iptal davası açılabileceği, gecikme faizi yönünden bilirkişinin TBK 120 nci maddesi uyarınca yapmış olduğu hesaplamanın yerinde olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüş, ilaveten ortaklıktan çıkarma kararının ve noter ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinden yok hükmünde olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kooperatif yönetim kurulunun ihraç kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile kooperatife borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 120 nci maddesinin ikinci fıkrası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 72 nci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, ileri sürülen temyiz sebeplerine ve temyiz edenin sıfatına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.