YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1604
KARAR NO : 2023/1837
KARAR TARİHİ : 16.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/783 E., 2022/322 K.
DAVACILAR : 1- … 2- … 3- …
4- … vekilleri Avukat …
Kooperatifi vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 11.07.2019
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ergani 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
SAYISI : 2019/154 E., 2020/53 K.
Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul üyeliğinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacılar vekili Avukat … geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların davalı kooperatifin ortağı olduklarını, kooperatifin 22.06.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısına anasözleşmede yazılı usule uygun olmaksızın yapılan çağrı sonucunda yolsuzlukların ibrasının sağlandığını ileri sürerek, 22.06.2019 tarihli genel kurulun iptali ile yönetim kuruluna usulüne uygun şekilde yeniden genel kurul toplantısı yapılması için süre verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çağrının usulüne uygun yapıldığını ayrıca toplantıya katılan davacıların iptalini talep ettikleri kararlarda muhalefet şerhleri bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplantıya katılan üyelerin verilen karara açıkça itiraz etmemeleri ve muhalefet şerhi yazmamaları durumunda iptal davası açmakta hukuki yararlarından söz edilemeyeceğini, çağrıda usulsüzlük halinde genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verilmiş ise de çağrıdaki usulsüzlüğün tek başına alınan kararların iptali ya da yokluğu sonucunu doğurmayacağı, kararların yasa, anasözleşme veya iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun da iddia ve ispat edilmesinin zorunlu olduğu belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; dava konusu genel kurul toplantı tutanağının c bendinde çağrı usulsüzlüğünün bildirildiğini, 3. maddesinde de faaliyet raporu ile tüm kararlara itiraz edildiğini, panoya asılan ilanın sonradan tanzim edildiğinin açık olduğunu, beyanı tespit edilecek tanıkların belirlenme şekline ilişkin talepleri hakkında karar verilmediğini, soruşturma dosyasının inceleme dışı bırakılmasının hatalı olduğunu, usulsüz çağrı ile yolsuzlukların ibrasına neden olunduğunu, anasözleşme ile belli olan çağrı usulünün değiştirlmesine dair genel kurul kararı bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu genel kurul toplantı tutanağı uyarınca davacılardan …, … ve … ‘nın toplantıya katıldığı, davacı …’ın ise toplantıya katılmadığı, toplantıya katılmış olan davacıların çağrının usulsüz olarak yapıldığını ileri sürmekte hukuki yararları bulunmadığı, iptalini istedikleri kararlar bakımından toplantı tutanağında herhangi bir muhalefet şerhinin de bulunmadığı, toplantıya katılmayan davacı …’nin ise dava açma hakkının bulunduğu, ancak gündem maddelerinin yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu kanıtlayamadığı, davacı tarafından somut bir iptal nedenine de dayanılmadığı belirtilerek, davacılar vekilinin başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesi kararının re’sen dikkate alınan kamu düzenine aykırılığı nedeniyle kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın yazılı gerekçelerle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaf dilekçelerinde ileri sürülen sebeplerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45 inci maddesinin ikinci fıkrası, 51 ve 53 üncü maddeleri, Kooperatif Anasözleşmesi’nin 28 ve 33 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle istinaf itirazları arasında ileri sürülmeyen hususların temyiz incelemesine konu edilemeyecek olmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
– KARŞI OY YAZISI –
Davacılar, davalı kooperatifin 22.06.2019 tarihli genel kurul çağrısının; anasözleşme gereğince taahhütlü mektupla yapılması gerekirken gazetede ilan yapıldığını, 70 üyeden 37 üyenin genel kurul toplantısına katıldığını, katılan üyelerden 4 red oyuna karşılık bazı maddelerde 25, bazı maddelerde 28 oyla kararlar alındığını belirterek genel kurulun iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Genel kurula çağrının, davalı kooperatifin Anasözleşmesinin 28.maddesine aykırı şekilde yapıldığı, genel kurula dört davacıdan üçünün katıldığı, muhalefet beyanlarının toplantı tutanağında bulunmadığı, davacılardan … nın toplantıya katılmadığı, toplantıya 37 üyenin katıldığı ve iş bu davanın süresinde açıldığı sabittir.
Genel kurula çağrı usulüne uygun yapılmış olsaydı ve tüm üyeler genel kurula katılsaydı; karar yeter sayısı 70/2=36 bir fazlası, yani en az 37 olumlu oyla kararlar alınabilecekti. Somut olayda kararlar 25 ve 28 oyla alınmıştır. Bu durum, karar yeter sayısını düzenleyen KK. m. 51 açıkça aykırılık teşkil eder. Dolayısıyla usulsüz çağrı yapılması karar nisabını etkilediğinden alınan tüm kararlar yok hükmündedir (11.HD.14.04.2003 T.2002/11407;3591; 23.HD.28.03.2018.T.2015/10088;2415).
Karar yeter sayısının bulunmaması nedeniyle tüm davacıların, muhalefet şerhi yazmasına gerek olmadan, genel kurulun yok hükmünde olduğunun tespiti hakkında dava açma hakları vardır. Karar yeter sayısının bulunmaması halinde Dairemizin “…çağrı usulsüzlüğü tek başına genel kurul kararlarının iptalini gerektirmez…” içtihatlarının uygulanmasına engel bir durum olduğunu da ayrıca belirtmemiz gerekir.
Kooperatifler Kanununun toplantı ve karar yeter sayılarına ilişkin hükümleri emredici nitelikte hükümler olduğundan, KK.m.51 aykırı olarak genel kurulda alınan kararlar baştan beri hüküm ifade etmediğinden yok hükmündedirler (23.HD.13.12.2018.T.2016/6131;5820).
Bu nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile İstinaf Mahkemesi kararının bozulması gerekirken onanmasına dair Sayın çoğunluğun kararına muhalifim.