Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/1545 E. 2023/1507 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1545
KARAR NO : 2023/1507
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/144 E., 2020/131 K.
DAVA TARİHİ : 25.09.2007
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı vekilince ise duruşmalı talep edilmişse de, miktar itibariyle duruşma sınırının altında kaldığından duruşma isteminin reddedildikten sonra temyiz dilekçelerinin kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kooperatifte 2001, 2002, 2003, 2004 yıllarında yönetim kurulu üyeliği yaptığını, bu yıllara ilişkin genel kurul kararlarına göre doğan huzur hakkı alacağının davalı tarafça ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 10.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 13.02.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 53.400,00 TL’ye çıkarmıştır.

II.CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; genel kurul toplantılarında kendilerinin huzur hakkı almayarak kooperatife kazanım sağladıkları şeklinde beyanda bulunarak huzur hakkından feragat ettiğini, üyeliği için aidat ödemediğini kabul ve beyan ettiğini, 2001 yılında müdürlük görevi yapmadığı halde ödeme yapıldığını, 2001 yılında yönetim kurul üyesi olmadığı için huzur ücreti alamayacağını, 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ilişkin müdürlük ücreti ödendiğini, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI:
Mahkemenin 21.02.2012 tarih ve 2007/282 E., 2012/49 K. sayılı kararında, davacının 2002 yılında yönetim kurulu asil üyeliğine seçildiği, yönetim kurulu üyelerine 2002 yılı için aylık 2.250,00 TL, 2003 yılı için aylık 1.000,00 TL, 2004 yılı için 1.200,00 TL huzur hakkı ödenmesine karar verildiği, kooperatifin defterleri üzerinde yapılan incelemede davacıya yönetim kurulu üyesi olmasından dolayı belirlenen bu miktarların ödendiğine ilişkin herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, müdür olarak yapılan ödemelerin huzur hakkı olarak nitelendirilemeyeceği, davacıya yönetim kurulu üyesi seçildiği günden yönetim kurulu üyeliğine son verildiği 22.08.2004 tarihine kadar davalı kooperatiften huzur hakkı ödemesi yapılması gerekirken buna ilişkin herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davanın dava tarihinde açılan 10.000,00 TL ile 12.02.2009 ıslah tarihinde davalı tarafından zamanaşımı iddiası bulunduğundan 5 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak 12.02.2004 ve davacının yönetim kurulu üyeliğine son verilme tarihi olan 22.08.2004 tarihleri arasında aylık 1.200,00 TL olan meblağ gözönüne alınarak toplam 7.600,00 TL’nin ıslah tarihinden itibaren davalıdan alınması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL’nin dava tarihinden, 7.600,00 TL’nin ıslah tarihi olan 12.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. 1. Bozma Kararı
1-Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay ( Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 2012/3310 E., 2012/5926 K. sayılı ilamı ile, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddi ile, hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm vermeye ve denetime elverişli olmadığı, davalı kooperatifin, davacının üyelik aidatlarını ödemediği, huzur hakkı alacağının aidat ödemelerine mahsup edilerek daire sahibi olduğu yönündeki itirazları da gözetilerek, aralarında kooperatifler konusunda uzmanın da bulunduğu bilirkişi heyeti oluşturulup, davalı kooperatifin 2001-2002-2003-2004 yıllarına ait resmi defter ve kayıtları getirtilerek, davacıya huzur hakkı ile ilgili bir ödeme yapılıp yapılmadığı, davacının aidat borcunu nasıl ödediği, aidat borcu ile huzur hakkı alacağının mahsup edilip edilmediği, ya da farklı bir ödeme biçimi geliştirilip geliştirilmediği, böyle bir ödeme şekli mevcut ise davacının huzur hakkı alacağı ile davalının aidat ve varsa gecikme faizi alacağının belirlenmesi, ayrıca davalının zamanaşımı itirazları da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Kararı
Mahkemece 16.10.2014 tarih ve 2012/763 E., 2014/1212 K. sayılı kararı ile, davacının, davalı kooperatiften aldığı ücretler düşüldüğünde , davacının davalıdan alacaklı olmadığı, aksine 8.202 TL borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

C. 2. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 2015/203 E., 2016/1893 K sayılı kararı ile, davalı kooperatif genel kurulunun 2002-2003-2004 yıllarına ait genel kurul toplantılarında yönetim kurulu üyesi olan davacının huzur hakkı alması konusu karara bağlandığı, genel kurullarda alınan kararların ise iptal edilmediği, iptal edilmeyen genel kurul kararlarını kooperatifi ve üyeleri bağlayıcı nitelikte olduğundan davacının huzur hakkı alması gerektiği, davalı kooperatifçe huzur haklarının ödendiği iddia edilmediğine göre, zamanaşımı itirazı da gözönünde bulundurularak bilirkişiden açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince 2. Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ıslah tarihinde, alacağın geri kalanının zamanaşımına uğradığından davacının sadece 10.000,00 TL alacağını alabileceği gerekçesiyle, 10.000,00 TL asıl alacağın temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

VI- TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Gerekçeleri
1.Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacıya 2001 yılında hiçbir müdürlük kararı olmadığı halde 31.413,00TL müdürlük ücreti adı altında ödeme yapıldığını, 2001 yılında kendisinin yönetim kurulu üyesi olarak kooperatifte görev almadığını, 2002, 2003, 2004 yıllarında ise ücretlerini aidat ödemelerine saydırdığını, bir kısım alacaklarından da genel kurula sundukları yönetim kurulu faaliyet raporuyla feragat ettiklerini, ilk bozmanın davalı lehine olduğunu ve bu nedenle 2002 yılı huzur hakkı miktarının her üç yönetim kurulu üyesi için toplam aylık 2.250,00 TL olduğu hususunun kesinleştiğini, bozma öncesinde dosyaya sunulan ikinci ek raporda davacının kooperatife 8.202,00 TL borçlu olduğunun belirtildiğini, bu hesaplamanın huzur hakkı ödemelerinin mahsubundan sonra kalan borç olduğununun belirtildiği, bozma ilamı sonrası doğrudan huzur hakkı ve zaman aşımı hesaplaması yapılmasının bozma ilamı içeriğine ve mahkemenin ara kararına aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
kısmi ıslahın ek dava niteliğinde olmadığını, kısmi ıslah halinde zamanaşımının ilk davanın açıldığı tarihe göre belirlenmesi gerektiğini, genel kurul kararlarının üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olduğunu, davaya konu olan huzur hakkının da genel kurulda görüşülüp karara bağlanan bir sözleşme hükmü niteliğinde olduğunu, sözleşmeden doğan sorumluluk gereğince kooperatifin yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı alacağını ödemesi gerektiğini, sözleşmeden doğan sorumluluk hallerinde, Borçlar Kanununun 146. maddesindeki on yıllık zaman aşımının uygulanması gerektiğini, toplam 68.400,00 TL huzur hakkı alacağınun bulunduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, huzur hakkının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3/2. maddesi atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 nci ve devamı maddeleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/4 ncü maddesi

3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda, oluşa uygun ve denetime elverişli 29.11.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda, 818 sayılı Borçlar Kanununun 126/4 maddesi gereğince dava ve ıslah tarihleri göz önünde bulundurulduğunda, davacının 25.09.2002-13.02.2004 tarihleri arasındaki yönetim kurulu üyeliği dönemi için huzur hakkı talep edebileceği ve talep edebileceği bedelin 16.840,00 olduğu belirtilmiştir. Bu durumda davacının 16.840,00 TL huzur hakkı alacağının olduğu dikkate alınarak, 16.840,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE

2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Aşağıda dökümü yazılı harcın temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi