YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1500
KARAR NO : 2023/1893
KARAR TARİHİ : 17.05.2023
…
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/148 E., 2022/84 K.
…
HÜKÜM : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/337 E., 2019/857 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalı vekili Avukat … vekili Avukat …, yine duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalı … vekili Avukat …, Avukat … ile davacı şirket vekili Avukat …’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılar arasındaki sözleşmeye göre müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini ve işin tutanakla teslim edildiğini, taraflar arasındaki 07/05/2015 tarihli protokol ile bir kısım iş bedeli karşılığında dükkan niteliğinde bir bağımsız bölümün tam ve eksiksiz, iskan ruhsatı alınmış şekilde 15/07/2015 tarihinde devrinin kararlaştırıldığını, tapu devrinin 29/06/2015 tarihinde yapıldığını ancak bağımsız bölümde birçok eksik bulunduğunu, bu hususun 16/07/2015 tarihli ihtar ile bildirildiğini ve protokole göre bağımsız bölümün belirlenen tarihte eksiksiz devredilmemesi halinde 100.000,00 Amerikan Doları ceza-i şartın davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ceza-i şartın 10.000,00 Amerikan Doları için açılan davanın kabul edildiğini, bu karara karşı davalıların temyiz isteminin reddedildiğini, bakiye 90.000,00 Amerikan Doları ceza-i şart alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının ilk davasının kısmi dava olduğunu ve alacağın 10.000,00 Amerikan Doları kısmını dava ettiğini ve bakiye kısma ilişkin bir alacak talebi olamayacağını, ilk kararın Yargıtay incelemesinden miktar itibarı ile temyiz sınırının altında kalması ile reddedildiğini, taraflar arasındaki 07/05/2015 tarihli protokolün gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi niteliğinde olduğunu ve resmi şekil şartına aykırı olduğunu, dava konusu ceza-i şartın ifaya ekli ceza-i şart niteliğinde olduğunu ve tapu devri ile birlikte ihtirazi kayıt olmadığından talep edilemeyeceğini, eksiklik olarak iddia edilen kısımların bedelinin cezai şart bedeline göre çok az olduğunu ve davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu hakkında daha önce verilen ilk kararın kesin hüküm niteliğinde olduğunu ve bu karara karşı temyiz isteminin alacağın tamamına göre belirlenen kesinlik sınırına göre reddedildiğini, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından ortaklara ayrı ayrı dava açılması gerektiğini ve bu hali ile husumet itirazında bulunduklarını, 07/05/2015 tarihli protokolün gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi niteliğinde olduğunu ve resmi şekil şartına aykırı olduğunu, mülkiyetin devri anında ihtirazi kayıtta bulunmayan davacının ceza-i şart alacağı talebinde bulunamayacağını, davacı vekilinin 07/005/2015 tarihli protokolü imzalamaya yetkili olmadığını, devri kararlaştırılan taşınmazın müvekkiline ait olmadığını, taşınmazın teslim edilmiş hali ile bir eksiklik barındırmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın usulüne uygun teslim edilmemiş olması nedeniyle 100.000 USD lik ceza-i şartın tahakkuk ettiği, alacağın 10.000 USD lik kısmının Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/297 esas 2018/72 karar sayılı ilamı ile hüküm altına alındığı, 90.000 Usd’lik bölümünün işbu dava ile talep edildiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Dosyadaki Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 2019/760 esas 2019/612 karar sayılı taraf teşkilinin sağlandığına ilişkin kaldırma kararının hukuka aykırı olduğunu, kaldırma kararı öncesinde ön inceleme duruşmasının kendilerine bildirilmediğini, yokluklarında yapılan duruşma neticesinde davanın reddi yönünde hüküm kurulduğunu, kararın ve istinaf dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, ceza-i şart alacağının parça parça istenebilecek alacaklardan olmadığını, davacı tarafın miktar sınırı sebebiyle Yargıtay incelemesinden geçemediği için usulen kesinleşen, aslında hukuka aykırı olan istinaf kararı ile kesinleşmiş olan davada, talebini 10.000,00 dolar olarak belirlendiğini, kaldı ki iddia edilen kısmın talebinin artık mümkün olmadığını, protokolde yer alan 100.000,00 USD tutarında ceza-i şart alacağının fahiş olduğunu, ceza-i şartın hak kazanılıp kazanılmadığı tartışmasına neden olan taşınmazın 29/06/2015 tarihinde, dava dışı malik … Pazarlama San.ve Tic.A.Ş. tarafından tapuda davacı taraf lehine devrinin gerçekleştiğini, davacının tapuda gerçekleşen devir işlemi esnasında herhangi bir ihtirazi kayıt düşmediği gibi devir sırasında ifayı çekinceli olarak kabul ettiğine dair herhangi bir delil de sunamadığını, haricen satış vaadi sözleşmesi niteliğinde olan, uyuşmazlığa konu protokolün geçersiz olduğunu, kanunun emredici hükmü ile geçerliliği resmi şekil şartına bağlanmış gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin bu şekle uyulmadan akdedilmiş olması karşısında dava ve sözleşme dışı malik … Pazarlama San.ve Tic. A.Ş. tarafından devrin gerçekleşmiş olmasının geçersiz sözleşmeye sıhhat kazandırmayacağını, taşınmaz alımı, satımı için yetkinin vekaletnamede açıkça düzenlemesi gerektiği halde davacı vekiline verilen vekaletnamede böyle bir yetkinin bulunmadığını, sonradan çıkarılan vekalete dayanarak tapu devri konusunda işlem yapma yetkisini vermeyeceğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Davaya cevap dilekçesinde davanın, davaya dayanak satış protokolünün tarafın olan … – İmaj- Tan Adi Ortaklığının üç ortağına karşı ayrı ayrı açılması gerekiği yönündeki beyanları dikkate alınmadan, ortaklardan …’a husumet yönetilmeden hüküm kurulduğunu, davalı tarafın davaya dayanak aldığı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartlarına uygun olarak yapılmadığı için geçersiz olduğunu, davacı tarafından tapunun teslimi esnasında ceza-i şart konusunda bir şerh de konulmadığını, ceza-i şartın 10.000,00 USD’lik kısmı için açılan ilk davanın Yargıtay’ın esas incelemesinden geçmediğini, gerekli yargılama yapılmadan bu davanın sonucuna göre karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini, ilk derece mahkemesince TBK’nun 182/son maddesi tartışılmadan karar verilmesinin yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, mahkemece kabul edilen ceza-i şart miktarının fahiş olduğunu, ceza-i şart tutarı ile davacının menfaati arasında makul bir oran olması gerektiğini, inşaatın tamamlandığını, zira eksik olarak nitelendirilen hususların davacı tarafın kendi kullanımına ve zevkine uygun olarak değiştirebileceği imalatlardan ibaret olduğunu, bir an için söz konusu taşınmazın taraflar arasında akdedilen protokol hükümleri uyarınca teslim edilmediği düşünülse bile eksikliklerin tamamlanmadan taşınmazın teslim edilmesi ile kararlaştırılan ceza-i şart arasında aşırı fark olduğunu, mahkemece keşif yapılarak yerinde yapacağı tespitlerde ceza-i şart alacağı ile davacının menfaati arasındaki orantısızlığı tespit edebilecekken keşif yapmadan ve bilirkişi raporu aldırmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki 07/05/2015 tarihli protokolün 5.maddesi kapsamında düzenlenen ceza-i şart alacağına ilişkin Ankara 13.Asliye Ticaret mahkemesinde açılan ve Yargıtay’dan da geçerek kesinleşen dosyada … ve … Yatırım İnşaat Turizm Gıda Elektronik Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında ceza-i şartın talep edilebileceğinin kesinleşmiş bulunmasına, eldeki davada protokoldeki bakiye ceza-i şart alacağının talep edildiğinin anlaşılmasına göre davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
Davalı … Yatırım İnşaat Turizm Gıda Elektronik Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan ceza-i şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Taraflar arasında 05/07/2012 tarihli, … Lotus -1 projesi bitkisel peyzaj işleri ile ilgili otomatik sulama sistemi ve bitkisel uygulama işleri konulu sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme bedeli 400.447,00 TL + KDV’dir. Sözleşme konusu iş 23/11/2012 tarihinde tamamlanarak teslim edilmiş ve aynı tarihte tutanak altına alınmıştır.
2.1. Daha sonra taraflar arasında 07/05/2015 tarihli protokol imzalanmıştır. Davacının, davalılardan olan toplam 536.776,11 TL bakiye alacağına ilişkin;
1- … adresinde bulunan … Pazarlama Sanayii A.Ş.’ne ait … Sanayi projesinde 7/f (6) no.lu bağımsız bölümün (dükkân) taşınmazın gerçek satış değeri toplam 456.776,82 TL KDV dahil bedelle tüm alım satım masrafları, noter masrafları, tapu harcı, geçmiş ve şu ana kadar intikal eden emlak vergileri vb giderler davalılar tarafından ödenmek kaydı ile davacıya teslim edilecektir.
2- Davalılar tarafından taahhüt edilen gayrimenkulun tapusunun üzerinde hiçbir kısıtlama, ipotek taahhüt ve buna benzer şerh olmadan en geç 15/05/2015 tarihine kadar tapuda devir işlemi gerçekleşecektir.
3- Taşınmaz tüm gerekli iskan, yapı kullanma belgesi ve izinleri alınmış ve hiçbir taahhütname,feragatname, geniş yetkili vekaletname vs talep etmeden tüm site, bina ve altyapı eksikliklerini tamamlanrak vergi,harç vs masrafları ödenmiş şekilde ve kullanıma, kiraya verme veya satmaya hazır olacak şekilde, eksiksiz olarak fiilen en geç 15/07/2015 tarihinde teslim edilecektir.
4- Bakiye kalan 80.000 TL alacağın nakdi olark derhal ödenmesi konusunda mutabakata varılmıştır.
5- Taşınmazın 15/07/2015 tarihine kadar yukarıdaki şartlarla teslim edilmemesi halinde 100.000 USD cezai şart ödenecek olup ve davacının bu nedenle uğradığı her türlü zarar ve hak kayıpları davalılar tarafından karşılanacaktır.
2.2. Dava konusu bağımsız bölüm davacı adına 29/06/2015 tarihinde tescil edilmiştir. Yapı kullanma izin belgesinin 21/01/2015 tarihli olduğu görülmüştür.
2.3. Davacı, Ankara 26. Noterliğinin 16/07/2015 tarih ve 8441 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki 07/05/2015 tarihli protokole göre 15/07/2015 tarihinde taşınmazın eksiksiz olarak tesliminin yapılmadığını, bu nedenle 100.000 USD ceza-i şartın 3 gün içerisinde ödenmesini ihtar etmiştir.
2.4. Davacı tarafından, ceza-i şart alacağının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 USD’lik kısmı için 10/09/2015 tarihinde açılan davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1397 Esas, 2016/460 Karar sayılı ve 19/10/2016 tarihli kararı ile davanın reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince istinaf edilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2017/297 Esas, 2018/72 Karar sayılı ve 01/02/2018 tarihli kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne 10.000,00 USD ceza-i şart alacağının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermiştir. Bu kararın davalılarca temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/2757 Esas, 2018/1973 Karar sayılı ve 15/05/2018 tarihli kararı ile temyiz başvurusu, Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile karar verilen ve TL karşılığı 30.435,00 TL olan 10.000 dolar için yapılmış olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine göre temyiz eden yönünden kesinlik sınırı olan 47.350,00 TL’nin altında kaldığından temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
2.5. Temyiz incelemesine konu Bölge Adliye Mahkemesi kararında, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2015/1397 Esas sayılı dava dosyasının Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği belirtilmiş ise de yukarıda belirtildiği üzere, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/2757 Esas, 2018/1973 Karar sayılı ve 15/05/2018 tarihli kararı ile incelenen kararın miktar itibarı ile kesinlik sınırının altında kaldığından temyiz isteminin reddine karar verildiği, Yargıtayca esastan bir inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu hali ile kısmi davada kesinleşen hükmün tümü ile inceleme konusu yapılmadığı, tüm yargısal yollarından geçerek toplam alacak miktarını ortaya koyacak şekilde kesinleşmediği ve taraflar yönünden yargısal denetim yolları tüketilerek usulü kazanılmış hak doğurmadığı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen kısmi davadaki ilk karar karşısında, eldeki davada tarafların iddia ve savunması doğrultusunda esasa ilişkin inceleme yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 02.02.2022 tarih ve 2020/148 Esas ve 2022/84 Karar sayılı davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararının KALDIRILMASINA ve ilk derece mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA,
HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
8400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalılara verilmesine,
17.05.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.