Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/1482 E. 2023/2391 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1482
KARAR NO : 2023/2391
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/187 E., 2021/490 K.
DAVACILAR : 1-… 2-… vekili Avukat …
DAVALILAR : 1-… 2- … Turizm Sanayi Ticaret ve Ltd. Şti.
vekili Avukat … 3-…
DAVA TARİHİ : 05.11.2014
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve temyiz incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinden … ile davalılardan şirket ve … arasında 07.06.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkili …’nın da bu sözleşmedeki hususları yazılı olmasa da kabul ettiğini, anılan sözleşmeler gereğince diğer davalı … lehine taşınmazlardaki paylarının satışı ve davalar için vekaletname verildiğini, …’ın vekalet görevini kötüye kullanarak, davacıların taşınmazlardaki paylarını üçüncü kişiye devrettiğini, müvekkillerinin zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere toplam 50.000,00 TL tazminat ile 2.000,00 TL munzam zararın ticari faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili ve davalı olarak … cevap dilekçesinde, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacıların halen devam eden ve feshedilmemiş sözleşmeye dayanarak haksız dava açtıklarını, kendilerine düşen edimleri yerine getirmediklerini, davacıların taşınmazlardaki paylarının devirlerinden haberlerinin olduğunu, sözleşmede belirtilen edimleri yerine getirmeyen davacıların alacak ve zarar talebinde bulunmalarının haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 29.11.2016 gün ve 2016/81 Esas, 2016/443 Karar sayılı kararı ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1-Mahkeme kararına karşı davacı vekili süresi içerisinde temyiz isteminde bulunmuştur.
2-Yargıtay (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 20.10.2017 gün, 2017/1198 Esas-2017/2791 Karar sayılı ilamı ile “Davacılar tarafından …’a vekaletname verilerek davalılardan … Turizm Sanayi Ticaret ve Ltd. Şti. arasında 07.06.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış ve akabinde taşınmaz hisselerinin satışına ilişkin olarak davalı …’a vekalet verildiği, bu vekaletname ile … tarafından taşınmaz hisselerinin 3. kişilere satıldığı, en son …Yapı Doğrama İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi üzerine kayıtlıyken İzaleyi şuyu davası sonucunda satılarak davacıların da içinde bulunduğu 16 hissedar tarafından taşınmazın satın alındığı anlaşılmaktadır. Davacılar bu durumda kendi hisselerini de satın alıp taşınmaza yeniden hissedar olmuşlardır. Bu arada …’a verilen vekalet uyarınca satılan ilk hisselerini de ayrıca para verip aldıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda davacılar satışa konu edilen ilk hisselerin bedellerini sebepsiz zenginleşme hükmüne göre sorumlulardan isteyebilir. Hal böyle olunca da dava zamanaşımının hangi hukuki sebebe dayanarak ne zaman başlayacağı önem arz etmektedir. Başlangıçta yapılan 07.06.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi tüm hissedarlarla yapılmadığı için geçersiz ise de sözleşmede başka hissedarların olduğu ve bu hissedarlarla da sözleşme yapılacağının kararlaştırıldığına göre sözleşmenin geçersiz sayılabilmesi için tahammül sınırının geçmesi gerekir. Somut olayda davacıların …’a vermiş olduğu vekaletnamede azil tarihi tahammül sınırının bittiği tarih olarak kabul edilmeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılacak davanın zamanaşımı bu tarihten itibaren hesaplanmalıdır. Dava tarihi gözetildiğinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığına göre, davanın esasına girilip bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, tapu devri taahhüdü içermeleri nedeniyle 818 sayılı Borçlar Kanunun 213, TMK 706, Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanununun 60. maddesi uyarınca bizzat tapu memuru huzurunda veya noter aracılığı ile düzenleme şeklinde yapılmalarını geçerlik koşuludur, davaya konu sözleşme ise bu geçerlik koşuluna uygun olmayıp adi yazılı/sözlü şekilde düzenlendiği için ilke olarak geçersizdir ve arsa sahiplerince devri taahhüt edilen paylar da davalı müteahhide devredilmediğine göre geçerli kabul edilmesi mümkün değildir. Buna göre davacıların geçersiz sözleşmeye dayanarak munzam zarar talep edemeyeceği kabul edilmiş ve bu yönde tüm davalılara karşı ileri sürülen talebin reddi gerekmiştir. Vekil olan davalı …, taşınmaz payını 3.kişiye satışı akabinde satış bedelini, vekil eden davacılara ödemekle yükümlüdür. Davalı … tarafından ödeme yapıldığı ispat edilemediğine göre davacıların 26343 ada 1 parseldeki hisseleri yönünden zarar gördüğü ve davalı …’ın vekil sıfatıyla bu zarardan sorumlu olduğu, bilirkişi heyetince düzenlenen ek rapor ile belirlendiği üzere davacı … için 60.000,00 TL; … için 60.000,00 TL zarar bulunduğu ve taleple bağlı kalınarak 25.000’er TL tazminatın davalı …’ten tahsiline karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle ” Davanın kısmen kabulü ile, Davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara ödenmesine, Munzam zararla ilgili taleplerin ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, bilirkişilerin mahkemenin önceki kararını bozan ancak hatalı değerlendirme yapılmış olan Yargıtay (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin ilamını dikkate alarak rayiç bedel, alacak ve zarar tespit etmelerinin hatalı olduğunu, alacak ve maddi zarar tespitinin ve rayiçlerin çelişki yaratmayacak şekilde açık olarak bildirilmesi gerektiğini, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği davacıların, davalılardan 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde özel düzenleme olan kat karşılığı inşaat sözleşmesini düzenleyen kanun hükümleri gereği de 5 yıllık sürede talepçi olmadıkları için talep haklarının zaman aşımına uğradığını, davacıların tüm sözleşmeden ve sözleşme hükümleri gereği bedel olarak satılan arsa payından haberdar oldukları gibi kendilerine düşen edimleri yerine getirmedikleri halde art niyetle hareket ederek başka bir müteahhitle anlaşıp davalı …’ı azlettiklerini ve sözleşmenin ifasını imkansız hale getirdiklerini, davacıların ayrıca davalılarca parası ödenmiş arsa paylarını küçük kardeşlerinden devralarak dava konusu parseldeki paylarının artırdıklarını ve davalılardan mal kaçırdıklarını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427 nci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 427 nci maddesi ile 439 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verildiği, bilirkişi raporlarının denetime elverişli ve gerekçeli olduğu, davalılar vekilinin itirazlarının mahkemece alınan 02.07.2021 havale tarihli raporla karşılandığı anlaşılmakla verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi karanının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.