YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1448
KARAR NO : 2023/1476
KARAR TARİHİ : 25.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/382 E., 2021/1072 K.
Birliği-Akaryakıt ve Lpg Satış İstasyonu Şubesi
vekili Avukat …
Kaşlı
BİRLEŞEN 2016/156 ESAS SAYILI DOSYADA
Birliği-Akaryakıt ve Lpg Satış İstasyonu Şubesi
vekili Avukat …
Şirketi vekili Avukat …
MÜDAHALE TALEBİNDE
BULUNANLAR : 1- … 2-… vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 12.03.2015
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki asıl davada kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi ve tazminat, birleşen davada tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı arsa sahibi vekili asıl dava dilekçesinde; davacı ile davalı yüklenici arasında imzalanan sözleşme gereğince davalı yüklenicinin, davacı adına kayıtlı … mevkiinde bulunan 12119 ada, 2 parsel sayılı taşınmaz üzerine 48 adet villayı sözleşme koşullarında inşa etmeyi ve teslimini yüklendiğini, davalının sözleşmede yükümlendiği süre içerisinde davacının iyi niyetle veridiği tüm ek sürelere rağmen inşaatı teslim etme edimlerini yerine getirmediğini, dava açıldığı tarihte inşaat seviyesinin %45 civarında olduğunu, bu nedenle Antalya 3. Noterliğinin 18.11.2008 tarih, 29202 yevmiye no.lu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ile Antalya 3. Noterliğinin 13.02.2013 tarihli, 2577 yevmiye nolu ek sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, tensiple birlikte tedbiren davalının inşaattan el çekmesine, davalıya devredilen bağımsız bölüm ( G Blok 1 no.lu ) tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, 200.00 USD kesin teminatın cezai şart olarak tahsiline, 170.000,00 TL gecikme cezasının tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 131.771,06 TL emlak vergisi, 69.372,76 TL noter masraf, 208.563,61 TL yapı denetim firması ödemesi, 1.320,85 TL ipotek tescili için yapılan harcama bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı arsa sahibi birleşen dava dilekçesinde özetle; asıl davada sözleşmelerin geriye etkili feshi talep edildiğini, bu davanın Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/472 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, tensip zaptıyla birlikte… 12119 ada, 2 parselde kayıtlı G blok 1 no.lu bağımsız bölümün 3. Kişilere devrini engellemek için tedbir konulmasına, davalıya devredilen Antalya ili, … ada, 2 parselde kayıtlı G blok 1 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalılar davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2017 tarihli 2015/472 Esas, 2017/687 Karar sayılı kararıyla; dava tarihi itibariyle inşaatın gerçekleşme oranının %37 olduğu, sözleşmenin geriye etkili feshi ile ilgili tüm koşulların oluştuğu, geriye etkili feshin niteliği itibariyle ancak sözleşmede açıkça yazılması halinde cezai şartlar ile ilgili talepte bulunulabilinmesinin mümkün olduğu, sözleşmede fesih halinde sadece 200.000,00 ABD Doları olarak belirlenen kesin teminatın cezai şart olarak tahsili hususunun düzenlendiği, diğer talepler ile ilgili sözleşmede açık olarak geriye etkili fesih halinde iade edileceği veya ödeneceği hususunda düzenlemenin mevcut olmadığı, her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesinde yaptığı imalatlardan hükmedilecek tazminatların mahsubunu talep etmiş ise de açmış olduğu bir karşı davanın mevcut olmaması, bu anlamda lehine hükmedilecek bir imalat bedelinin söz konusu olmaması nedeniyle mahsup talebinin değerlendirmeye alınmadığı, bu yönde dava açma haklarının saklı tutulduğu, birleşen dosya yönünden her ne kadar birleşen dosya davalısı iyi niyetli 3. kişi olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiş ise de G-1 no.lu bağımsız bölümün davalı ile davacı arasında yapılmış kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında birleşen dosya davalısına devrinin yapıldığı, tescilin dayanağı olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshine karar verilmiş olması nedeniyle G-1 no.lu bağımsız bölümün tescilinin artık yolsuz hale geldiği hususu değerlendirilerek bu savunmalara itibar edilmediği belirtilerek asıl davanın kısmen kabulü ile sözleşmelerin geriye etkili olarak feshine, 200.000 Amerikan doları cezai şartın dava tarihinden itibaren işletilecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davalı tarafın dava konusu sözleşme kapsamında yapılmış imalatlar bedeli yönünden dava açmak hususunda muhtariyetine, birleşen davanın kabulü ile … ada 2 nolu parselde bulunan G blok 1 nolu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2017 tarihli 2015/472 Esas, 2017/687 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi 23.05.2019 tarih ve 2018/5195 Esas, 2019/2468 Karar sayılı ilamında; birleşen dosya davalısının tüm, davacı arsa sahibi ile davalı yüklenicinin sair temyiz itirazlarının reddine, sözleşmenin feshi halinde alacaklının ancak menfi zararının tazminini isteyebileceği, düzenleme şeklinde olan bu sözleşmeler için notere 69.372,76 TL ödeme yapıldığı, ayrıca sözleşmelerin teminatı olarak davalı yüklenicinin taşınmazlarına ipotek konulduğu, bunun için de tescil ücreti ödediğinin iddia edildiğinin görüldüğü, mahkeme tarafından bu taleplerin reddine karar verildiği, ancak açıklandığı üzere bu istek kalemlerinin menfi zarar kapsamında olup sözleşmenin feshi halinde kusursuz olan tarafın bu zararların tazminini isteme hakkı olduğu, mahkemece bu talepler bakımından inceleme yapılıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, diğer taraftan Mahkeme tarafından asıl davada bakiye nispi harç, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yüklenicinin bilirkişi raporuyla belirlenen imalat bedeli de gözönüne alınarak 3.640.981,00 TL üzerinden hesaplandığının anlaşıldığı, ancak dava konusu olmayan alacak üzerinden yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığı belirtilerek açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davacı vekili Avukat … tarafından 28/09/2021 tarihinde dosyaya sulh protokolü sunulduğu, sunulan sulh protokolünde davacı Kooperatif ve davalı… İnşaat adına imza bulunduğunun görüldüğü, davalı… İnşaat şirketi yetkilisi … tarafından dosyaya 18/03/2021 tarihinde davayı kabul beyanı sunulduğu, beyanda davacının taleplerini protokol kapsamında kabul ettiğini belirttiği görüldüğü, davacı vekilinin 28/09/2021 tarihli ve 04/11/2021 tarihli celsede sulh protokolü uyarınca davayı takip etmediğini beyan ettiği, davalı… İnşaat vekilinin beyanlarında protokol ile ilgili bilgisinin bulunmadığını, aleyhe hüküm verilmemesini talep ettiği, kesinleşen yönler açısından karar verilmesine yer olmadığı belirtilerek 2015/472 E., 2017/687 K. sayılı, 21/11/2017 Tarihli ilamı ile … ada 2 no.lu parsele ilişkin olarak düzenlenmiş olan Antalya 3. Noterliğinin 18/11/2008 tarih 29202 yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile buna bağlı olarak yapılmış olan Antalya 3. Noterliğinin 13/02/2013 tarih 2577 yevmiye no.lu ek sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, cezai şart olarak 200.000 Amerikan doları cezai şartın dava tarihinden itibaren işletilecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kabulü ile … ada 2 no.lu parselde bulunan G blok 1 no.lu bağımsız bölümün davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla, bu taleplere ilişkin yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının asıl davadaki menfi zararına ilişkin olarak davacı vekili davasını takip etmediğini beyan ettiğinden bu talebine ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Birleşen dava davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1.Davalı şirketin iddia edildiği gibi G-1 nolu bağımsız bölümü davalı ile davacı arasında yapılmış kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında devralmadığını, G-1 no.lu bağımsız bölümün tapusunu yüklenici davalı… İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’den değil de davacı … yönetiminin bilgisi ve izni çerçevesinde aldıklarını, bu devrin, davacı … ile yüklenici davalı… İnşaat arasında yapılmış kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında olmadığını,
2.Asıl dava davacı ve davalı arasındaki sözleşmenin tarafı olmadıklarından sözleşmenin geriye etkili feshinin kendilerini etkilemeyeceğini,
3.Burada davacı kooperatifin, gayrimenkulün tapusunu müvekkiline, bilgisi ve izni çerçevesinde devrettirerek müvekkilini ayni hak sahibi yaptığını daha sonrada davalı… inşaat ile yapmış olduğu şahsi hak niteliğinde olan sözleşmeye dayalı olarak bu davayı açtığını, ayrıca 28.09.2021 davacı taraf diğer davalı… İnşaat ile aralarında yapmış oldukları bir protokolü dava dosyasına sunduklarını, bu protokolün dahi müvekkili şirketin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu gösterdiğini, çünkü davacı ile davalının işbirliği yaptığını, birleşen davada verilen tapu iptal ve tescil hükmünün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi, tapu iptal ve tescili ile alacak, birleşen davada tapu iptal ve tescil istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi, 437 nci maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355-370
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak doğmuştur. Usuli kazanılmış hakkın istisnaları ise dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu G blok 1 no.lu bağımsız bölümün davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
3.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleşen dava davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliye yükletilmesine,
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.