Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/1374 E. 2023/1292 K. 30.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1374
KARAR NO : 2023/1292
KARAR TARİHİ : 30.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 14.05.2013 tarihli sözleşme ile …/… kanalizasyon inşaatı işini üstlendiğini, sözleşme konusu işin sözleşme şartlarına uygun bir şekilde yapımı devam ederken, … Belediye Meclisinin 05.08.2014 tarihli ve 29 sayılı Kararı ile sözleşme konusu kanalizasyon şebekesi hattının iptaline ilişkin karar alındığını, bu karar doğrultusunda davalı idare İller Bankası A.Ş. tarafından 01.04.2015 tarihinde işin tasfiye geçici kabulünün yapıldığını ve 23.12.2015 tarihinde tasfiye kesin kabul tutanağının imzalandığını, sözleşme konusu işin iptalinin müvekkilinden kaynaklanmadığını, işin yarıda bırakılması nedeni ile müvekkilinin menfi ve müspet zarara uğradığını belirterek şimdilik 5.000,00 TL ile yoksun kalınan kâr karşılığı olarak da şimdilik 5.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşme konusu işin, sözleşme bedelinin %46,13 mertebesinde iken dava dışı … Belediyesinin yapmış olduğu yazılı talepler doğrultusunda inşaatın durdurulduğunu, işin tamamlanmadan yarım bırakılması halinde tüm sorumluluğun belediyeye ait olacağının bildirildiğini, belediye tarafından tüm sorumluluğun üstlenildiğini, sözleşmeye konu inşaatın kesin hesabının, tasfiye geçici ve kesin kabullerinin yapılarak onaylandığını, davacının SGK ilişiksiz belgesini aldığını ve davacıya teminatların iade edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 2017/527 Esas, 2019/1034 Karar ve 05.12.2019 tarihli kararıyla özetle; davalının sözleşmeyi Belediye Meclisinin kararı üzerine feshettiği, sözleşmenin feshinde bir kusurunun bulunmadığı, davacı yüklenici kâr kaybı istemiş ise de; bu zararın sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenebileceği, davalı kusursuz olduğundan davacının bu zararını istemesinin mümkün olmadığı, davacı tarafça ayrıca müspet ve menfi zararlarının tazminini istemiş ise de; yine sözleşme davalı yanca kusursuz olarak feshedildiğinden davacının bu taleplerinin de yerinde görülmediği, somut olayda davacı edimine karşılık hak edişlerini aldığı, ayrıca bedel farkına ilişkin alacak talep etmeyeceğini de 29.01.2015 tarihli yazı ile dava dışı belediyeye taahhüt ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; teminatlarının davalıda kalmaması için tasfiyeye … gösterdikleri, kusursuz sorumluluk halinden dolayı davalının sorumlu olduğu, müzayaka halinden dolayı tasfiyenin kabul edildiği gerekçesiyle kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını, süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvurusundaki gerekçelerle kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşmenin tasfiyesi nedeniyle uğranılan müspet ve menfi zararların tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Türk Borçlar Kanunu’nun 470 inci maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/son maddesi, İhale Mevzuatı.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.1.Davacı yüklenici, teminatlarının davalıda kalmaması için tasfiyeye … gösterdikleri, kusursuz sorumluluk halinden dolayı davalının sorumlu olduğu, müzayaka halinden dolayı tasfiyenin kabul edildiği gerekçesiyle kararı istinaf etmiş ise de; aşırı yararlanmadan (gabinden) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun gerçekleşmesine bağlı olduğu; somut uyuşmazlıkta, davacının yaptığı iş bedelini ve teminat mektubunu aldığı, böylelikle aşırı yararlanmanın objektif unsurunun gerçekleşmediği anlaşıldığı gibi davacı yüklenici zor durumda kaldığını ve davalının sömürme kastıyla hareket ettiğini de somut delillerle ispatlayamadığından davacının temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.

2.2. Taraflar arasında imzalanan 14.05.2013 tarihli sözleşme ile, davacı yüklenici … İlçesinin kanalizasyon inşaat işlerinin yapımını üstlenmiştir. Söz konusu işe dair taraflar arasında 01.04.2015 tarihinde tasfiye geçici kabulünün, 23.12.2015 tarihinde ise tasfiye kesin kabulünün yapıldığı, davacıya ait teminat mektubunun iade edildiği, yaptığı işe dair hakediş ödemelerinin yapıldığı, ayrıca davacı yüklenicinin 29.01.2015 tarihli taahhüdü ile sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 21.05 maddesi uyarınca, sözleşme bedelinin %80’i kadar iş yaptırılması durumunda sözleşme bedelinin %80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yapılan iş tutarı arasındaki bedel farkının %5’i talep etmeyeceğine dair de taahhüt verdiği, özetle tarafların ortak iradeleri ile sözleşmenin tasfiyesine ilişkin hususlarda anlaştıkları ve işin tasfiyesinin gerçekleştirildiği anlaşıldığından, mahkemece, sözleşmenin haksız feshi durumunda kusuru olan taraftan talep edilebilecek müspet ve menfi zarar değerlendirmesi yapılması ve sözleşmenin davalı idarece kusursuz feshinden dolayı davacının müspet ve menfi zararlarını talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de; sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin 6100 sayılı Yasanın 370/son maddesi uyarınca düzeltilerek değişik bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Yukarıda “Değerlendirme” bölümünün “2.1” bendinde açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, “2.2” bentte açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.