Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/1284 E. 2023/1081 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1284
KARAR NO : 2023/1081
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında “Van Tekstil Kent Alt Yapı İnşaatı Yapım İşi” için 12.11.2012 tarihli anahtar teslim götürü bedel sözleşme olduğunu, verilen süre uzatımına ve ihtara rağmen davalının işin ancak %20 sini yaptığını, çekilen ihtarla verilen süreye rağmen iş bitirilmediğinden sözleşmenin 22.11.2016 tarihinde feshedildiğini, tasfiye komisyonunca davalıya 1.731.156,12 TL yersiz ödeme yapıldığının tespit edildiğini, 25.11.2016 tarihli güncel tutar ile davalı teminatı arasında da fark olduğunu, fazla ödeme ile teminat farkının tahsili için Van 2. İcra Müdürlüğünün 2017/21668 esasından giriştiği takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tasfiye komisyonunun hesabının hatalı olduğunu, tutanakta belirtilen yarma ve dolgu miktarının gerçeği yansıtmadığını, işin durduğu süre içerisinde başka müteahhitler tarafından imalat yerlerinde değişiklikler yapıldığını, bazı imalatların ortadan kaldırıldığını, davacının bu işleri yok saydığını, projede öngörülmeyen zemin iyileştirme metotlarının 667 m ek yol yapıldığını, 14 no.lu yol sahada idarenin talimatlarına göre yapılan çevre iyileştirmelerinin hesaba katılmadığını, işin gerçekleştirilme oranının % 50 olduğunu, imalatını gerçekleştirdiği fakat daha sonra bozularak ortadan kaldırılan imalatları idarenin hesaba dahil etmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının sözleşme gereğince işi tamamlamadığı, idare tarafından davalıya 2.165.240,35TL ödeme yapıldığının sabit olduğu, uzman heyetten alınan rapora göre davalının sözleşmede belirlenen birim fiyatlara göre yaptığı toplam iş bedelinin 591.946,70TL olarak belirlendiği, KDV, damga vergisi gibi yasal kesintilerle iade edilmesi gerekli toplam bedelin 1.720.259,15TL olduğunun tespit edildiği, sözleşmenin davalı tarafından yerine getirilmediğinin sabit olduğundan davacının teminatı gelir kaydetme yetkisinin kanunen mevcut olduğu, sözleşme tarihi ile fesih tarihi arası teminat tutar farkının da 83.674,70TL olarak hesaplandığı ancak davacının 71.516,74TL talepte bulunduğu, idarenin ödeme ihtarının davalıya 01/06/2017 tarihinde yapıldığı ve ihtarda davalıya 30 gün süre verildiği, buna göre davacının takip öncesi 01/07/2017 tarihinden 21/12/2017 (takip tarihi) tarihi arası yasal faiz üzerinden 173 günlük faiz talep etme hakkı bulunduğu ve 173 günlük faiz toplamının 76.432,74TL olarak hesaplandığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile, itirazın 1.791.775,81TL asıl alacak 76.432,74TL takip öncesi faiz olmak üzere 1.868.208,63TL üzerinden iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı iş sahibi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının sözleşme hükümlerine göre edimlerini yerine getirmediğini ve bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, Tasfiye Komisyonunca 22.11.2016 tarihi itibariyle 1.731.156,12TL yersiz ödeme yapıldığının tespit edildiğini, 25.11.2016 tarihi itibariyle 71.516,74TL güncel tutar ile firma tarafından yatırılan teminat arasında fark olduğunun tespit edildiğini, firmaya fazladan ödeme yapıldığını ve bu ödeme ile teminat farkının 30 gün içinde geri ödemesinin yapılması için firmaya yazılı bildirim yapıldığını ancak firmanın geri ödeme yapmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın tamamen kabulüne ve icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 13.01.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, yersiz ödeme tutarı 1.720.259,15TL olarak belirlenmiş olup eki hakediş raporunda da detayı görüldüğünde ilk derece mahkemesinin işbu raporu hükme esas almasında hukuka aykırılık görülmediği, davacı vekilinin faize ilişkin itirazında; davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarın 01/06/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olması ve de ihtarda davalıya 30 gün süre verilmesi karşısında ilk derece mahkemesinin, davacının takip öncesi 01/07/2017 tarihinden takip tarihi arası yasal faiz üzerinden 173 günlük faiz talep etme hakkı bulunduğuna yönelik hesaplanmasında yanlışlık bulunmadığı ve taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesine ilişkin olup, alacağın likit olmadığı değerlendirilmekle ilk derece mahkemesinin icra inkar tazminatı talebini reddetmiş olmasında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı iş sahibi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisine dayalı fazla ödenen iş bedeli ile teminat mektubunun güncelleme farkının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali talebine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470. vd. maddeleri, İcra İflas Kanununun 67/2. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Mahkemece hükme esas alınan 13.01.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda mevzuata aykırı şekilde yükleniciye yapılan fazla ödeme tutarının 22.11.2016 tarihi itibariyle 1.720.259,15TL olduğu, kesin ve ek kesin teminatların güncel tutar farkının ise işin fesih tarihine göre yapılan güncelleme ile 25.11.2016 tarihi itibariyle 71.516,74TL olduğunun tespit edildiği, davacı yanın yersiz ödeme tutarının 1.720.259,15TL değil, 1.731.156,12TL olduğunu ileri sürerek rapora itiraz ettiği, bilirkişi raporu eki hakediş raporunda detayları belirtildiği üzere reddedilen kısım fiyat farkı hesabına ilişkin olup, sözleşmenin 14. Maddesinde belirtilen fiyat farkı katsayıları baz alınarak hesaplama yapılmış olup, mahkemece bu raporun hükme esas alınmasında isabetsizlik görülmemiştir.

3. Faize ilişkin yapılan değerlendirmede, davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarın 01/06/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olması ve de ihtarda davalıya 30 gün süre verilmesi karşısında ilk derece mahkemesinin, davacının takip öncesi 01/07/2017 tarihinden 21/12/2017 takip tarihi arası yasal faiz üzerinden 173 günlük faiz talep etme hakkı bulunduğu gözetilerek yapılan hesaplamada yanlışlık bulunmadığı, İİK 67/2. Maddesine göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit ve belirlenebilir olması koşulunun dava konusunda sübut bulmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine ilişkin kararda da usul ve yasaya aykırı yön bulunmamıştır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.