YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1195
KARAR NO : 2023/1430
KARAR TARİHİ : 13.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/648 E., 2021/803 K.
DAVALILAR : 1- … vekili Avukat …
2- … vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 22.04.2014
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı … vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Antalya 1. İcra Müdürlüğünün 2011/5080 Esas sayılı dosyasından tanzim edilen bila tarihli sıra cetvelinde davacı haczinin 1. sırada yer alması gerekirken, davacıya 2. sırada yer verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, satış evrakları önceden taraflarına tebliğ edilmeyen satış işleminin iptali gerektiğini ve cetvelde 1. sırada yer alan davalı …’ın takibinin muvazaalı şekilde oluşturulduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin düzeltilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili, takiplerine dayanak bononun alacaklarının tahsili amacıyla düzenlendiğini, davacı taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davalı …’ın takibine dayanak bononun muvazaalı şekilde oluşturulduğunu kabul etmiştir.
III. YEREL MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.12.2016 tarihli ve 2015/368 Esas, 2016/402 Karar sayılı kararı ile, satışın kesinleşmiş icra takibi üzerine yapılan ilanlar neticesinde yapılmış olması nedeniyle usulüne uygun olduğu, muvazaa iddiasına ilişkin olarak dosyada herhangi bir kayıt ve belge bulunmadığı, davacının takibine dayanak davayı açma tarihi davalı haczinden önce olduğundan davacı ile davalı takipleri arasında satış bedelinin garameten paylaştırılması gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz İncelemesi
Yargıtay Kapatılan Yüksek 23. Hukuk Dairesinin 14.10.2020 tarihli ve 2017/1395 Esas, 2020/3035 Karar sayılı kararı ile, davacı takibinin dayanağı olan ilamın dava tarihinin davalı takibinden önce olduğu hususu dikkate alınarak, muvazaanın olmadığına dair davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağının gerçek olup olmadığının tartışılması ve özellikle davalı borçlu Banu’nun muvazaanın varlığına ilişkin kabul beyanı da dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, davalı … üzerinde olan ispat yükünün, davacıda olduğu anlamına gelecek şekilde muvazaanın ispatlanamadığı gerekçesiyle ve alacağın gerçek alacak olduğunu gösteren delillerin ne olduğu belirtilip, tartışılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu belirtilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
V. BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Yerel Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Yerel Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalılar arasındaki icra takibine konu alacağın doğumunun boşanma davasından sonraki bir döneme denk geldiği, davalı …’ın diğer davalı borçlu … ‘dan olan alacağının kaynağını tereddüte el vermeyecek şekilde usulüne uygun bir biçimde açıklayamadığı gibi alacağın varlığını da ispatlayamadığı, davalı …’nun da muvazaalı olarak işlem yapıldığını kabul etmiş olduğu belirtilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; satış öncesi işlemlere ilişkin tebligat yapılmamış olduğundan ve tedbire rağmen işlemlerin gerçekleştirilmesi nedeniyle satışın iptali gerektiği, davacının alacağının tahsilini geciktirme amacıyla kötüniyetli şekilde yapılan temyiz nedeniyle davalının HMK’nın 329 maddesi uyarınca cezalandırılmasını istedikleri nedenleriyle, yerel mahkeme kararının gerekçesi itibariyle bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
Davalı … vekili; davalı alacağının muvazaalı olmadığı, borçludan olan alacağa karşılık senet alındığı, takip dosyasında tüm aşamaların usulüne uygun tamamlandığı, dava dosyasından konulan tedbirin hacze iştirakinin mümkün olmadığı, kaldı ki mahkemece kaldırılmış olduğu, muvazaayı ispatlar delil bulunmadığı, borçlunun bu iddiayı borçtan kurtulma amacıyla ileri sürdüğü ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muvazaa hukuki nedenine dayalı haciz sıra cetveline itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 140 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekili ve davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.