Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/1114 E. 2023/1659 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1114
KARAR NO : 2023/1659
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1749 E., 2021/1144 K.
DAVACI(TEMLİK ALAN) : … İnşaat Sanayi A.Ş. vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 02.01.2014
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/3 E., 2018/120 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı ile yaptığı sözleşme gereğince … Projesi kapsamında üstlendiği işleri yerine getirdiğini, iş bedeline ilişkin 31.08.2009 tarihli ve 508.580,00 TL tutarlı faturanın davalıya gönderildiğini, davalının ayrıca müvekkilinden konvektör dış sacı satın aldığını, malın teslim edildiğini, satış bedeline ilişkin 30.09.2009 tarihli ve 9.927,69 TL tutarlı faturanın da davalıya gönderildiğini, müvekkili tarafından 23.10.2013 tarihinde keşide edilen ihtarname ile belirtilen faturaların ödenmesinin talep edilmesi üzerine davalının cevabi ihtarnamesinde faturaların defterlerine kaydedildiğini kabul etmekle birlikte sehven işlendiğini belirterek iade faturası düzenlediğini, bunun üzerine faturalara dayanılarak 866.685,75 TL borç için Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/17429 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin haksız itiraz sonucu durduğunu öne sürerek icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 31.08.2009 tarihli faturaya ilişkin ticari bir ilişki bulunmadığını, faturanın yoğun iş akışı esnasında sehven kaydedildiğini, durumun davacının ihtarı üzerine fark edildiğini, faturada yazılı imalatların müvekkili tarafından dava dışı şirkete yaptırıldığını, müvekkilinin davacıdan sadece 30.09.2009 tarihli faturaya konu 9.927,69 TL tutarlı sacı satın aldığını, ancak 13.05.2010 tarihinde şirket yetkilileri arasında yapılan ibra ile söz konusu borcun sona erdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Taraflar arasında eser veya satım sözleşmesine ilişkin dosyaya sunulmuş herhangi bir yazılı sözleşme mevcut değildir. Eser ve satış sözleşmesinin geçerliliği için yazılı olması zorunlu değildir. Davacının iddiasının dayanağı; fatura, tarafların ticari kayıtları ile BA ve BS formları olup, celbedilen kayıtlar ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde; takibe konu faturaların 2009 yılında tanzim edilerek açık fatura olarak davacının defterine kayıtlı olduğu ve karşılığında 2010 yılında 5.381,00 TL tahsilat yapılmış olup, mahsuben 513.125,77 TL bakiye alacağın kaldığının kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde dava konusu her iki faturanın kayıtlı olduğu, BA ve BS formlarında dava konusu 508.580,00 TL’lik faturanın KDV hariç 431.000,00 TL olarak davalı tarafından vergi dairesine emtia alışı olarak bildirildiği, 2013 yılında davacının faturalara dayalı alacağını talep etmesi üzerine davalının iade faturası tanzim ederek davacıya gönderdiği ve borcunun bulunmadığını iddia ederek takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/7613 Esas 2016/190 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere borçlunun faturaları kendi defterine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK 222 (6762 sayılı TTK’nın 84 ve 85. Md) maddesi uyarınca alacağının ispatlandığının kabul edilmesi gerektiği, bu durumda dava konusu faturaları 2009 yılında kendi defterlerine kaydeden ve BA formuyla vergi dairesine bildiren davalının 4 yıl sonra 2013 yılında davacının bedelini istemesi üzerine, iade faturası tanzim ederek göndermesi dikkate alındığında dava konusu fatura içeriğinin davalı tarafından kabul edildiği ve davacının iddiasını ispatladığı, davalının bu durumda ödemeyi ispatlaması gerektiği, bu konuda da herhangi bir delil ve belge sunmadığı anlaşıldığından davacının defter kayıtlarındaki 5.381,00 TL tahsilat mahsup edilerek geriye kalan 513.125,77 TL asıl alacak ve ihtarnamede belirtilen süreden itibaren temerrüt başladığı varsayılarak takip tarihine kadar işlemiş faiz ve ihtarname masrafı yönünden davanın kabulünün gerektiği” gerekçesiyle “davanın kısmen kabulüne, davacı tarafından davalı aleyhine Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2013/17429 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının 513.125,77 TL asıl alacak, 1.982,21 TL işlemiş faiz, 190,10 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 515.298,08 TL yönünden iptali ile bu miktar yönünden takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesi ve aşamalarda sunduğu dilekçelerindeki beyanları tekrarla taraflar arasında 508.580,00 TL tutarlı faturaya ilişkin sözleşme bulunmadığını, faturada yazılı imalatların müvekkili tarafından dava dışı şirketlere yaptırıldığını, bunlara ilişkin fatura ve dekontların dosyaya ibraz edildiğini, davacının dayandığı faturanın kendisinden alınan teklife ilişkin proformo fatura olduğunu, bilirkişi rapor ve ek raporlarında faturaya konu işlerin yapılmamış olduğunun belirlendiğini, fatura ve BA formunun iş yoğunluğu sonucu sehven kaydedildiğini, bu davada müvekkili şirketin faturanın deftere işlenmediğine dair bir iddiası bulunmadığını, müvekkili şirketin esas iddiasının yanlışlıkla deftere işlenen faturadaki işlerin davacı tarafından yapılmadığı noktasında toplandığını, mahkemece eksik inceleme sonucu karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “davacı … …Şirketi tarafından 31.08.2009 ve 30.09.2009 tarihli faturalara dayalı olarak davalı … …Şirketi hakkında başlatılan 2013/17429 sayılı ilamsız icra takibinde 508.580,00 TL fatura alacağı ve 341.476, 63 TL işlemiş faizi, 9.927,69 TL fatura alacağı ve 6.510,72 TL işlemiş faizi ile 190,10 TL ihtarname masrafı ve 0,61 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 866.685, 75 TL toplam alacağın tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun İİK 62 maddede öngörülen süre içerisinde borca itirazı sonucu takibin durduğu, itirazın iptali talepli bu davanın İİK 67/1 madde gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu, takibin dayanağı 31.08.2009 tarihli 508.580,00 TL tutarlı faturanın yazılı imalatlar için düzenlendiği, 30.09.2009 tarihli 9.927, 69 TL tutarlı faturanın ise konvektör dış sacı satışı nedeniyle düzenlenmiş olduğu, satış akdi nedeniyle düzenlenen 30.09.2009 tarihli faturanın ve faturaya konu malın teslim edildiğinin çekişmesiz olduğu, davalının bu fatura bedelinin ibra sonucu ödendiğini savunduğu, ancak savunmasını kanıtlar kesin kanıt sunamadığı, uyuşmazlığın 31.08.2009 tarihli 508.580 TL tutarlı faturaya ilişkin olduğu, taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalının eser sözleşmesi ilişkisini inkar ettiği, ancak 31.08.2009 tarihli 508.580,00 TL tutarlı bu faturanın davalı tarafa gönderildiği, davalı tarafından 2009 yılında ticari defterlerine kaydedildiği ve davalı tarafça Ağustos 2019 dönemine ilişkin olarak düzenlenip 03.10.2009 tarihinde onaylanan Form BA ile vergi dairesine bildirildiği, fatura ticari defterlere kaydedilmekle eser sözleşmesi ve BA formu vergi dairesine bildirilmekle faturaya konu eserin teslim alındığı belirli olduğundan mahkemece takibe dayanak her iki fatura tutarı toplamından davalı tarafça yapılan 5.381,00 TL ödemenin mahsubuyla 513.125, 77 TL asıl alacak, 190,10 TL ihtarname masrafı ve 1.982,21 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verilmiş olması dosya kapsamına usul ve yasaya uygun olmakla birlikte işlemiş faizi de içeren toplam 515.298,08 TL alacağa takip tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmek suretiyle 3095 sayılı Kanunun 3. madde hükmündeki mürekkep faiz yasağına aykırı olarak işlemiş faize faiz yürütülmesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle “Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.03.2018 tarih ve 2014/3 E-2018/120 K sayılı kararının 6100 sayılı HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2013/17429 sayılı takibine vaki davalı itirazının kısmen iptaliyle, takibin 513.125,77 TL asıl alacak, 1.982,21 TL işlemiş faiz ve 190,10 TL ihtarname masrafı üzerinden devamına, asıl alacak ve ihtarname masrafına takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirtilen gerekçelerle kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davalı iş sahibi tarafından verilen karar, istinaf dilekçesinde de belirtilen gerekçelerle temyiz edilmiş ise de; istinaf mahkemesince yukarıda belirtilen değerlendirmeler usul ve yasaya uygun olduğundan davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci
fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.