YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1107
KARAR NO : 2023/2039
KARAR TARİHİ : 25.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/247 E., 2021/337 K.
DAVA TARİHİ : 10.12.2013
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı kurum arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, davacı tarafından çalıştırılan dava dışı işçilerce davalı kurum aleyhine açılan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacakları ile ilgili davaların işçiler lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda davalı kurum tarafından dava dışı işçilere icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalının sorumlu olmasına rağmen ihkakı hak vasfında müvekkilin hakedişlerinden haksız olarak kesinti yapıldığını ileri sürerek, 132.522,00-TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.04.2016 tarih ve 2013/382 E. 2016/244 K. sayılı kararı ile, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin, işçi çalıştırılması temelli olduğu, yüklenici açısından tek kalem giderin, işçilik maliyeti olduğu, bu nedenle davalı iş sahibi Bakanlık’ın hizmet sözleşmesi bedeline ilaveten yapılacak ödemelerden, sadece asgari ücret ve sigorta mevzuatından kaynaklanacak farklarla sınırlı sorumlu olduğunu söylemenin sözleşmenin karşılıklı menfaat dengesi açısından adil olmadığı, BK’nın 167.maddesindeki borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliği dikkate alınarak, bu çerçevede ortaya çıkan maliyet artışına her iki tarafın eşit oranda katlanmak zorunda olduğu, davacıdan yapılan kesintinin yukarıda anlatılan ilkeler çerçevesinde eşit oranlarda katlanılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 18.02.2021 tarih 2021/865 E., 2021/358 K. sayılı ilamı ile davalı tacir olmadığından mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek HMK’nın 114/1-c madde hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın Yasa’nın 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin, işçi çalıştırılması olduğundan yüklenici açısından tek kalem giderin, işçilik maliyeti olduğu. davalı iş sahibi Bakanlığın hizmet sözleşmesi bedeline ilaveten yapılacak ödemelerden, sadece asgari ücret ve sigorta mevzuatından kaynaklanacak farklarla sınırlı sorumlu olduğunu söylemenin, sözleşmenin karşılıklı menfaat dengesi açısından adil olmadığı, dolayısıyla BK’nun 167.maddesindeki borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliği dikkate alınarak, bu çerçevede ortaya çıkan maliyet artışına her iki tarafın eşit oranda katlanmak zorunda olduğu sonucuna varıldığı, bu sebeplerle davacıdan yapılan kesintinin yukarıda anlatılan ilkeler çerçevesinde eşit oranlarda katlanılması gerektiği vicdani kanısına varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarının davacı şirket tarafından ödenmesi gerektiğini. davacı şirket ile müvekkil Bakanlık arasında imzalanan sözleşmelerde dava dışı işçilere dönenen işçilik alacaklarından müvekkil bakanlık’ın sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığını, davacı tarafın usulünce hak edişe itirazda bulunmadığını, hak edişi olduğu gibi kabul ettiğini, bilirkişi heyeti tarafından davalı Bakanlığın hizmet sözleşmesi bedeline ilaveten yapılacak ödemelerden sadece asgari ücret ve sigorta mevzuatından kaynaklanacak farklarla sınırlı sorumlu olduğu vurgulanmasına rağmen BK md. 167 deki borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliği gereği denilerek sorumluluğun eşit dağıtıldığını, müvekkil tacir olmamasına rağmen ticari faize hükmedildiğini, kararda davacının talep ettiği toplam miktarın yarısının kabul edildiği belirtildiğini ancak hükmün yanlış miktar üzerinden kurulduğunu, hükme esas alınan miktar yanlış hesaplandığı için davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti de hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının bozularak davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 nci ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalılar harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Karara karşı karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.