YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/109
KARAR NO : 2023/748
KARAR TARİHİ : 27.02.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalının asıl ve karşı davaya ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-karşı davacının karşı dava yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-karşı davacının asıl dava yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından duruşmasız, davacı-karşı davalı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmişse de; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya mekânı kiralamak suretiyle …’ün kuruluşunun 12. yıl dönümü nedeniyle etkinlik organize ettiğini, davalının mekânla ilgili üstüne düşen sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak temizlik hizmetlerinin gereği gibi ifa edilmemiş olması nedeniyle 3.530,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata, vestiyer hizmetlerinin gereği gibi ifa edilmemiş olması nedeniyle 3,000.00 TL manevi tazminata, girişleri keyfi olarak kapatması ve çıkan misafirlerin yerine yenilerinin girişlerini keyfî olarak engellemesi nedeniyle oluşan 58.150,00 TL maddi tazminata, itibarının zedelenmesine neden olması nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP- KARŞI DAVA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiş ayrıca karşı dava ile davacının sebebiyet verdiği hasar ve zarardan dolayı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 122.223,13 TL maddi tazminat ile davacı-karşı davalıya ait internet sitesinde yer alan açıklamalar nedeniyle 100.000,00 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden; davacının 11.043,54 TL kardan mahrum kaldığı, davacının temizlik hizmetleri için ayrıca ve açıkça bir bedel ödemediği, sözleşmede 25 kişilik temizlik ekibi verileceği konusunda madde bulunmadığı, temizlik hizmetinin de alınan hizmet içinde bulunduğu, eksik ve ayıplı yapılmış olması nedeniyle davacının ayrıca ödediği bir miktar bulunmadığından iade talebinin kabul edilemeyeceği, davacının üyelerine karşı ticari itibarının zedelendiği sabit görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. Karşı dava yönünden; maddi tazminata ilişkin olarak 11.086,00 TL haksız fiil hasar tazminatının karşı davalıdan tahsilinin gerektiğini, karşı davacının diğer talep ettiği tazminat kalemlerinin karşı davalıya tebliğ edilen fatura içeriğinde bulunmadığı, manevi tazminat talebi karşı davalının davete katılan üyelerinin internet ortamında yazdığı itibarı sarsıcı kötüleyici reklam yaratan yazıların varlığı, bu yazılara karşı davalının engel olmaması, yayınlanmasına izin vermek suretiyle eyleme katıldığı gerekçesiyle karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu, çelişkinin giderilmediğini, bilirkişi incelemesi sonucunda hesaplanan zarar tutarı hatalı olduğunu, etkinlik alanın kapasitesi dikkate alındığında etkinlik süresince yaşanacak sirkülasyon sonucu kiralanan alanda 8.000 kişinin ağırlanması mümkün olduğunu, davalı yaklaşık 5.000 kişinin katılımına engel olduğunu, bilirkişiler hesaplama yaparken kişi başı talep edilebilecek bedeli 9,18 TL olarak belirtmiş ise de KDV’nin müvekkil şirketin uğradığı gelir ve kâr kaybına hesaplanmasına dahil edilmesi gerektiğini, davalıya sözleşme kapsamında temizlik hizmeti için de ödeme yapmasına rağmen karşılığı
2
hizmeti alamadığını bu zararının da tazmin edilmesi gerektiğini, manevi tazminat miktarı müvekkili şirketin kişilik haklarının ihlalini bir nebze olsun giderebilecek tutarda olmadığını, karşı dava yönünden hasar tutanağında belirtilen 1.711,00 TL ‘lik ufak tadilat giderleri dışında, davalı-karşı davacı tarafından iddia olunan zararların müvekkil şirket ile doğrudan bağlantısı ve ilgisi tespit edilemediğini, davalı lehine manevi tazminata hükmedilmesi hatalı olduğunu, yazıların içeriğini kontrol etmekle de yükümlü olmadığını, kişilik haklarını ihlal ettiğini düşünenler tarafından şikayet gelmesi halinde şikayeti değerlendirmekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin bu sorumluluğunu yerine getirdiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kar mahrumiyeti talebine dair yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, etkinlik alanına saat 20.00 itibariyle 4000 kişinin alındığı dosyaya sunulmuş numaratör tutanağı ve bilirkişi raporu ile sabit olup 3.913 kişilik kapasitenin üzerinde kişinin etkinlik alanına girdiği sabit iken mahkemece giren kişi sayısının 2.713 olduğunun kabulünün hatalı olduğunu, etkinlikte sürekli sirkülasyon olduğunu giren ve çıkan davetlilerin bulunduğunu, içeriye giren veya girmeyi bekleyen her kişinin harcama yapacağını kabul etmek da hayatın olağan akışına uygun olmadığını, kapasitenin üzerinde daveti yapan ve izdiham yaratan taraf davacı şirket olduğunu, mahkemece hükmedilen 3 ayrı manevi tazminat hükmü yasal sebeplerden yoksun olduğu gibi mükerrerlik içerdiğini, ilk iki raporda müvekkili otelin sözleşmeye aykırılığı ve kusuru bulunmadığı halde son rapordaki çelişkili değerlendirmelere dayalı hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, karşı dava yönünden mahkemece hükmedilen maddi tazminat tutarının müvekkil şirketin gerçek zararının çok altında olduğunu, yargılama süreci içinde sunmuş oldukları beyan ve delillerden anlaşıldığı üzere müvekkil şirketin gerçek zararı 122.223,13 TL olduğunu, müvekkil şirketin tanınırlık ve bilinirliği dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat tutarı çok düşük kaldığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalının düzenlenecek etkinliğe toplam kapasitesinin iki katından fazla katılımcıyı davet ederek yığılmaya ve karmaşıklığa neden olduğu, bomba ihbarı ve güvenlik gerekçesiyle sirkülasyonun gerçekleşmemesinde davalı- karşı davacının bir kusurunun bulunmadığı, mahkemece etkinlik alanına 2.710 kişi katıldığı tespiti yapılmış ise de etkinliğe katılım için kart satın alma zorunluluğu bulunmadığı, etkinliğe katılıp da kart satın almayan herhangi bir alış veriş yapmayan davetlilerin de bulunabileceği gözetildiğinde davalı şirketin güvenlik çalışanların beyanları ve güvenlik görevlilerince giriş kapısında tutulmuş tutanağa göre etkinliğe 4.000 üzerinde katılımcının katıldığı yönündeki tespiti olaya uygun düştüğü ve sirkülasyonun gerçekleşmemesinde davalı -karşı davacının bir kusurunun bulunmadığı gözetilerek davacının bu yöndeki maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacı-karşı davalının da düzenlenecek etkinliğe toplam kapasitesinin çok üzerinde katılımcıyı davet ederek yığılmaya ve organizasyonda karmaşıklığa neden olduğu dikkate alındığında mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarı yüksek olduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacı vekilinin asıl dava yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, diğer yönlerden kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı vekilinin asıl ve karşı dava yönünden tüm istinaf başvurusunun reddine, davalı-karşı davacı vekilinin karşı dava yönünden istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
3
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla sirkülasyonun gerçekleşmemesine dair davalının kusuru olmadığı yönündeki tespitin hukuka aykırı olduğunu, mahrum kalınan karın ödenmesi gerektiğini, etkinlik alanının kapasitesinin istinaf kararında belirtildiği gibi 3.913 kişi değil 4827 kişi olduğunu, etkinlik süresince kiralanan alanda 8.000 kişi ağırlanmasının mümkün olduğunu, etkinlik alanına 2.710 davetlinin girebildiğini, kart satımı gibi somut verilere göre etkinliğe kaç kişinin katıldığı ortadayken Bölge Adliye Mahkemesinin güvenlik görevlilerinin farazi tahminlerine göre etkinliğe 4.000 kişinin katıldığı yönündeki tespitinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili şirketin içeri giremeyen her kişi başına zararı 11,63 TL den toplam 58.150,00 TL olduğunu, yapılan alım satım işleri KDV dahil yapıldığından KDV farkı yönünden de müvekkili şirketin gelir kaybının oluştuğunu, davalıya sözleşme kapsamında temizlik hizmeti için de ödeme yapmasına rağmen karşılığı hizmeti alamadığını bu zararının da tazmin edilmesi gerektiğini, davalı karşı davacı adına hükmedilen 11.086,11 TL maddi tazminat yönünden; sözleşmeye aykırı eylemi olmadığını, maddi tazminatın reddine karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat tutarı oldukça cüzi miktardayken bu tazminatın daha da düşürülerek belirlenmesi hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı adına manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, üçüncü raporla aynı olduğu belirtilen ilk raporda davalının müvekkili şirketten 1.711,00 TL alacağı bulunduğu belirtildiğini, çelişkinin giderilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı -karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, karşı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla asıl dava yönünden kurulan hüküm ile müvekkili otele hiçbir kusur atfı yapılmamışken davacı tarafın manevi tazminat talebinin kabulü hukuka aykırı olduğunu, karşı dava yönünden lehine kurulan manevi tazminat tutarının davacı-karşı davalının eylemi göz önünde bulundurulduğunda düşük kaldığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl dava ve karşı davada taraflar arasında düzenlenen Organizasyon Sözleşmesi’nden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin, yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisi hakkında verdikleri kararlar ile yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üç numaralı alt bendi uyarınca kesin olup aynı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz edilemez.
2.Davacı -karşı davalı vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde; dava dilekçesinde 61.680,00 TL maddi tazminat, 33.000 TL manevi tazminat talep edilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince maddi tazminat talepleri reddedilmiş manevi tazminat talebi kısmen kabul edilerek 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Yine karşı davada aleyhine 11.086,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu halde davacı -karşı davalının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü asıl ve karşı davaya ilişkin hususlar temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
4
3.Davalı -karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz istemi yönünden; asıl davada davalı -karşı davacı aleyhine 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu durumda aleyhine hükmedilen miktar kesin nitelikte olup temyiz itirazlarının bu yönden reddine karar vermek gerekir.
4.Davalı-karşı davacının karşı davaya yönelik temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı -karşı davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı-karşı davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Davalı-karşı davacının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının miktardan REDDİNE,
Davalı-karşı davacının karşı davaya yönelik temyiz istemi yönünden; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Fazla alınan harcın istek halinde temyiz eden Asıl davada davalı-karşı davada davacıya iadesine,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
5