YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1054
KARAR NO : 2023/1600
KARAR TARİHİ : 03.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/675 E., 2021/1139 K.
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 17.03.2015
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kısmen Kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının kooperatifin üyesi olduğunu, genel kurul kararları doğrultusunda ödenmesi gereken parasal yükümlülükleri yerine getirmediğini,bu nedenle aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak takibe kötü niyetle haksız olarak itiraz ettiğini ve takibinin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ortaklıktan çıkma serbestisi kapsamında 15.12.2011 tarihinde borçsuz bir şekilde istifa ettiğini , istifa ettikten sonra kendinden hiçbir şekilde aidat talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin 05/05/2016 tarihli 2015/407 Esas, 2016/425 Karar sayılı kararıyla; davacı kooperatifin davalıdan 12.160,00TL ana para ile 1.320,26TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.462,26TL alacaklı olduğu, takibin bu rakam üzerinden devamının gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesi’nin 05/05/2016 tarihli 2015/407 Esas, 2016/425 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay Kapatılan 23. Hukuk Dairesi’nin 13.11.2019 tarih ve 2016/6738 Esas,2019/4723 Karar sayılı kararıyla; istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın davalının inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumlu olduğu, bu nedenle inşaat maaliyeti olan miktarın hesaplanması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunda, davalının cari hesap borcunun 14.813,35 TL olduğu tespit edilmiş ise de hükmün davalı yararına bozulduğu gerekçesiyle aleyhe hüküm verme yasağı dikkate alınarak 13.462,26TL üzerinden takibin devamının gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takip konusu alacağın hesap edilebilir nitelikte olduğu gerekçesiyle de %20’si oranında belirlenen 2.692,45 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortaklıktan çıkma serbestisi kapsamında 15.12.2011 tarihinde borçsuz bir şekilde istifa ettiğini , istifa ettikten sonra kendinden hiçbir şekilde aidat talep edilemeyeceğini, bilirkişi raporlarının hükme elverişli olmadığın, eksik inceleme yapıldığını, inşaat maaliyeti kapsamının geniş tutulduğunu, davanın reddi gerektiğini temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ncı ve devamı maddeleri, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 10., 23. maddeleri, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 66., 67., 68. maddeleri
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 427 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.