Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/1013 E. 2023/803 K. 01.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1013
KARAR NO : 2023/803
KARAR TARİHİ : 01.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 23. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun usülen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların T.C. … 39. Noterliği 18/07/2013 tarihli 9873 yevmiye no.lu gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesini akdettiğini, söz konusu sözleşmeye göre davalılar … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … … Sokak, 3258 ada, 10 parsel (yeni 5661 ada, 4 parsel) sayılı taşınmaz üzerinde … Belediyesinin kentsel dönüşüm uygulamaları çerçevesinde davacı şirkete satmayı vaat ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin akdedilmesinden sonra müvekkili şirketin sözleşmeden … borçlarını yerine getirmek üzere deral çalışmalara başladığını, davacı müvekkili şirket çalışmalarını sürdürürken davalıların başka bir müteahhit ile de ayrıca gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı duyumlarını aldıklarını, davalılara 11/10/2013 tarihinde ihtar çekildiğini, davalılara yazılı açıklama yapmaları için 3 gün süre verildiğini, ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiğini, ancak davalıların yazılı açıklamada bulunmadıklarını, bu nedenle davalıların söz konusu gayrimenkul satış vaadi ve kat karşlığı inşaat sözleşmesini kusurlu olarak, haksız ve eylemli bir şekilde sona erdirdiklerini, davalılar tarafından başka bir müteahhit ile anlaşılarak sözleşme eylemli bir biçimde haksız bir şekilde sonlandırıldığını, bu sebeple davalılardan uğradıkları kâr yoksunluğu zararını talep ettiklerini, davalıların sözleşmeyi keyfi olarak feshettiklerini, bu nedenle davalıların müvekkili şirketin olumlu ve olumsuz zararları karşılamak zorunda olduklarını beyan ederek belirsiz alacak olarak 1.000,00-TL’lik kâr kaybı zararı ile 4.254,79-TL zarar olmak üzere toplam 5.754,79-TL’lik alacak ile birlikte bu alacağa davalıların fesih iradelerinin taraflarına bildirilmesinden itibaren işleyecek avans faizinin de eklenmesiyle birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılara usulünce tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…. İncelenen tapu kaydına göre dava konusu taşınmazın … Belediyesi adına kayıtlı olduğu, taşınmazda davalıların malik ve hak sahibi olmadıkları anlaşılmaktadır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, ileride taşınmaz mülkiyetinin tapuda devrini yapmayı taahhüt eden bir ön sözleşmedir. Somut olayda davalıların adlarına kayıtlı olmayan dava konusu taşınmazın mülkiyetini devretmeye yönelik sözleşme geçerli olsa bile ortada ifa imkansızlığı bulunmaktadır. TBK. m.136; “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce … hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır” hükmünü içermektedir. Somut olayda tarafların sorumlulukları sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri verme sorumluluğu kapsamında olup, sözleşmeye göre davacıya geri vermekle yükümlü bulundukları bir şey bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır” denilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Mahkemenin delil olarak bildirilmeyen hususlar üzerinden araştırma yaparak karar verdiğini, taleple bağlı olarak karar vermesi gerektiğini, davalı tarafın bilirkişi deliline dayanmadığını, bilirkişilerin hukuki yorum yapamayacağını, davalının dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı davrandığını, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bir taşınmazda, kat karşılığında inşaat yapılabilmesi için kural olarak tüm hissedarların sözleşmede taraf olarak yer alması gerektiği, aksi halde sözleşmenin geçersiz olacağı, sözleşmenin 4. maddesine göre dava dışı … … … ile … …’in de yıkılıp yeniden yapılan binada daire sahibi oldukları anlaşıldığı halde adı geçen kişilerin sözleşmede taraf olmadıkları, bu nedenle davaya konu sözleşmenin geçerli olmadığı, o halde geçersiz sözleşmeye dayalı talepte bulunulmayacağı gibi bu sözleşmenin feshedilmiş olduğunun da iddia edilemeyeceği, davacı yüklenici geçerli olmayan sözleşmenin davalılar tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek zarar talebinde bulunmuş ise de ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre varsa davalı yararına ve onun tarafından kullanılan zorunlu masrafları isteyebileceği, dosya kapsamına göre davacı tarafından talep edilen masrafların belirtilen koşulları taşımadığı, davanın bu gerekçelerle reddine karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden (gerekçe) kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak açıklanan gerekçeye göre yeniden esas hakkında karar verildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Yerel mahkeme kararı yönünden itiraz ve beyanlar; davalıların davaya cevap vermediğini, ifa imkansızlığını ileri sürmediğini, savunma için delil de sunmadığını, ancak mahkemenin delil olarak bildirilmeyen hususlar üzerinden araştırma yaparak karar verdiğini, ifa imkansızlığının resen araştırılacak bir husus olmadığını, taleple bağlı olarak karar vermesi gerektiğini, taşınmaz üzerindeki binanın sahibi olan davalıların zilyet olarak taşınmazı satın alabileceklerini, davalı tarafın bilirkişi deliline dayanmadığını, bilirkişilerin hukuki yorum yapamayacağını, davalıların duruşmadaki beyanlarında başka bir müteahhit ile anlaşma yaptıklarını ikrar ettiklerini, bu ikrarların kararda tartışılmadığını, davalıların dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı davrandığını, kararın hukuka aykırı olduğunu,

2.İstinaf mahkemesi kararı yönünden itiraz ve beyanlar: sözleşmedeki dava dışı şahısların arsada hissedar ya da paydaş olmadıklarını, sözleşmede şahıslara kira verileceğine dair kayıtın dava dışı şahısların arsada hissedar olduğu anlamına gelmediğini, böyle bir kesin delil de bulunmadığını, sebepsiz zenginleşmeye ilişkin değerlendirmelere katılmadıklarını davacının zarara uğradığını, belirtilen nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin haksız feshinden … zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369, 370 ve 371. maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri,

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.