Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2022/1003 E. 2023/968 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1003
KARAR NO : 2023/968
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … Wasser und Abwassertechnik firması ile müvekkili arasında 02.12.2011 tarihli sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşmeye istinaden davalı firmaya makine ve ekipmanların üretilip montajlarının yapıldığını, fakat davalı firmanın sözleşme bedeli olan KDV dahil 306.800 € borcuna karşılık 241.800 ödemede bulunduğunu, kalan 65.000 € bakiye alacağı ise ödemeden kaçındığını, bakiye alacağın davalıdan talep edildiğini, ayrıca yine davalı firmanın iş başlangıcında peşinen ödemiş olduğu 130.000 € avansa karşılık olarak müvekkili tarafından davalıya verilen 325.000,00 TL tutarında teminat çekinin de müvekkiline iade edilmediğini, sözleşmenin ifası süresince müvekkil firma tarafından karşılanması taahhüt olunan 2 adet boşaltma körüğü ile 2 adet filtresinin temininde sorunlar yaşandığından dolayı davalı firma ile varılan mutabakat çerçevesinde anılan emtiaların davalı tarafından temin edilmesi, bedellerinin ise müvekkil şirkete fatura edilerek müvekkili şirketin sözleşme ile belirlenen alacağından mahsup edilmesinin kararlaştırıldığını, fakat davalı tarafından temin edilen ekipmanlara ait faturaların müvekkili şirket ile paylaşılmadığını, bu yöndeki sözlü ve yazılı taleplerin karşılıksız kaldığını öne sürerek, müvekkili şirketin ödenmeyen alacaklarının tespiti ile şimdilik 10.000.00 € tutarındaki alacağın dayanağını teşkil eden faturanın ödeme tarihi olan 27.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve aynı sözleşme çerçevesinde davalıya tevdi ve teslim olunan teminat senedinin müvekkili şirkete iadesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı firmanın sözleşmede kararlaştırılan ekipmanları kusurlu olarak süresinde teslim etmediğini, zamanında teslim edilmeyen ekipmanların başkaca firmalardan karşılandığını, teslim edilmeyen bu ekipmanların bedellerinin ise; KDV hariç 49.800 € KDV dahil 58,764 £ olduğunu, resmi defterlerde görünen KDV dahil 65.000,00 € davacı alacağından sadece malzeme gideri olarak 58.764.00 € düşülürse 6,236.00 € kaldığını, bunun üstüne de gümrük ve ithalat masrafları, taşıma ücretleri, firmaları tarafından yaptırılan montaj hizmetleri, sigorta ve sözleşmeye göre belirtilen gecikme cezaları eklendiğinde müvekkilinin alacaklı hale geldiğini, müvekkili firmanın iyi niyeti neticesi cezai şart ve diğer yaptırım uygulamadığını, ancak gelinen noktada bunları saklı tuttuğunu, davacının tebliğ edildiğini iddia ettiği faturasının kabul edilmediğini ve 14.12.2011 tarihi itibariyle eksikliklerin davacı firmaya iletildiğini, davacı firmanın eksiklikleri gidermediğinden müvekkilinin zarara uğradığını beyanla, müvekkili firmanın yapılan isin karşılığını ödediğini öne sürerek kanuni ve akdi dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “davalı tarafın mahkememizce de benimsenen 15.600,00 Euro cezai şart alacağının takas mahsubu neticesinde davacı alacağı tespit edilemediğinden davacı tarafı alacak istemli davasının reddine, davacı tarafın teminat çekinin iadesine ilişkin davasının kabulü ile; Denizbank Uzunköprü Şubesine ait keşidecisi AR-İŞ Makine Kazan … Konstrüksiyon İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. olan 325.000,00 TL bedelli ve keşide tarihi bulunmayan çekin davalıdan alınarak davacıya iadesine” şeklinde karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalı yanca davalı aleyhine açılmış bir cezai şart alacağı davası mevcut olmadığı gibi davalının, davacıya yöneltebileceği bir takas mahsup talebinin de mevcut olmadığını, ek bilirkişi raporunun bilimsel gereklere, tekniğe ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, ek raporda davacı şirketin sözleşmedeki edimlerini eksik ifa ettiğinden söz edilmişse de dosya kapsamında bu tespiti haklı yahut makul kılacak bir delil ve veri bulunmadığını, davalının hiçbir zaman eksik ifa iddia ve itirazında bulunmadığını, yine davalı yanın davacıya gerek sözleşme sürecinde ve gerekse sözleşmenin tamamlanması aşamasında iletilmiş herhangi temerrüt ihtarının ve cezai şart talebinin bulunmadığını belirterek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “Davalı vekilinin vermiş olduğu 11/12/2018 tarihli dilekçe içeriğinde takas-mahsup def’inin ileri sürüldüğü, cevap dilekçesinde belirtilmese de takas-mahsup def’i yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği ve mahkemenin kendiliğinden dikkate alması gereken bir husus olduğu gözetilerek davacı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir. Davacı vekili diğer bir istinaf sebebi olarak bilirkişi raporunda eksik imalatlara ilişkin hesaplamanın piyasa rayiçleri üzerinden yapılmadığını belirtmiş ise de, bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve ek raporlarda davacı tarafından temin edilemeyen eksik malzemelerin değerinin piyasa rayiç değerleri üzerinden belirlendiği açıkça belirtilmektedir. Ayrıca eksik imalat ve cezai şart bedelinin davacının bakiye bedelinden mahsup edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Davacı vekili, eksik ifa olduğuna dair davalı tarafından bir bildirimde bulunulmadığını belirtmiş ise de, eksik ifayı talep edebilmek için herhangi bir bildirim yükümlülüğü bulunmadığı gözetilerek bu istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Ayrıca bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacının sözleşmeye göre işi teslim tarihinin 02/04/2021 olarak belirlendiği, davacı tarafından yapılan teslimatları gösteren irsaliyelerin tarih ve numaralarından anlaşılacağı üzere davacının sözleşmeye göre belirlenen teslim tarihinden sonra teslimatları gerçekleştirdiği, sözleşmeye göre işin süresinde teslim edilmemesi halinde davacı tarafından geciken her hafta için sözleşme bedeli üzerinden ( %2) maksimum %10 cezai şart bedelinin ödeneceği karalaştırıldığı, buna göre davacının geç teslimden kaynaklı cezai şart bedelinden sorumlu olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı görülmektedir. Davacı vekili diğer bir istinaf sebebi olarak istirdat davası yönünden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmediğini belirtmiş, istirdat yönünden dava değerinin teminat senedi değeri olduğu gözetilerek bu miktar baz alınarak davanın kabul ve reddedilen miktarına göre oran belirlenerek yargılama gideri ve vekalet ücreti hesaplanması gerekirken bu hususlarda belirtilen şekilde hüküm kurulmamış olması doğru olmamıştır. Bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülerek mahkeme kararının kaldırılmasına ve kabul edilen miktar üzerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri konusunda yeniden karar verilmiştir” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı tarafın alacak istemli davasının; davalı tarafın mahkememizce de benimsenen 15.600,00 Euro cezai şart alacağının takas mahsunu neticesinde davacı alacağı tespit edilemediğinden reddine, davacı tarafın teminat çekinin iadesine ilişkin davanın kabulü ile; Denizbank Uzunköprü Şubesine ait keşidecisi AR-İŞ Makine Kazan … Konstrüksiyon İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. olan 325.000,00 TL bedelli ve keşide tarihi bulunmayan çekin davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı vekilince istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2-Davalı vekili temyiz dilekçesinde, davada çek bedeli değil çekin iadesinin istendiğini, ortada çek bedeli hususunda bir alacak davası söz konusu olmayıp çekin iadesinin talep edildiğini, avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca çekin iadesinin konusu para ile ölçülemeyen ve maktu harç olarak açılan bir dava türü olup, çek bedeli hususunda bir alacak uyuşmazlığının söz konusu olmadığını, istinaf mahkemesince çekin iadesi yönündeki kararın değeri para olan ve para ile ölçülebilen hukuki dava olarak değerlendirilerek nispi vekalet ücreti verilmesinin yanlış olduğunu, çek bedeli üzerinden davalıya harç ve vekalet ücreti yükletilmesinin bozmayı gerektirdiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsili ve teminat senedinin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında tartışılarak usul ve yasaya uygun bir şekilde karşılanmış olmasına ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kapsamı ile temyiz nedenlerine göre tarafların temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.