Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2021/863 E. 2021/1063 K. 21.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/863
KARAR NO : 2021/1063
KARAR TARİHİ : 21.10.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, borçlunun maaşı üzerine konulan hacizde birinci sırada yer alan davalı alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı haczinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine (kapatılan 23.Hukuk Dairesi) 27.06.2016 tarih ve 2015/6656 E., 2016/3933 K. sayılı ilamıyla davacının vesayet altında olduğu, vesayet altında olduğu sırada vasisi …’nın kısıtlı davacı adına avukata verdiği vekâletname ile davacı vekilince dava açıldığı, ancak vasinin husumete izin kararının dosya kapsamında bulunmadığı husumete izin verilip verilmediğinin vasiden sorularak, varsa bu kararı sunmak üzere kesin süre verilmesi, husumete izin kararı sunulduğu zaman uyuşmazlığın esasının incelenmesi; verilen kesin süre içinde sunulmaması halinde ise, davanın her aşamasında, HMK’nın 114/1-d-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, kabule göre de maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralama İİK’nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde bulunmadığından ispat yükünün davalı alacaklı da olduğu kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı vekiline husumete izin alması için süre verilemeyeceği ve bu eksikliğin tamamlanamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir.
Bir davada dava ehliyeti olmayanlar, yasal temsilcileri eliyle temsil edilirler (HMK. m.52). Bu sebeple, küçük veya kısıtlı olan kişinin, kendisi dava açamaz; kanuni temsilcisi olan velisi, vasisi veya kayyımının onun adına dava açması ve bu tür kişinin davalı olarak gösterildiği bir davada, usul işlemlerini onun adına yasal temsilcisi yapması gerekir.
TMK’nın “Vesayet Makamından İzin Başlıklı” 462/8. maddesi ile, acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması işlemlerinin vesayet makamının iznine tabi olduğu hüküm altına alınmış olup anılan hüküm gereğince, kısıtlının temsilcisi tarafından, kısıtlı adına dava açılabilmesi ve davaya devam edilebilmesi için vesayet makamının vasiye dava açma yetkisi (izni) vermiş olması gerekir. (HMK. m. 54)
Vasinin izin almaksızın dava açması durumunda, mahkemece, vasiye bu yönde ilam alıp sunmak üzere uygun bir süre verilmesi gerekir. Bu husus yerine getirilmeden yargılama yapılarak davanın sonuçlandırılması kanuna aykırıdır.(HGK 2005/21-195 E. 2005/209 K. 30.03.2005 gün)
Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında mahkemece 10.09.2019 tarihli celse davacı vekiline husumete izin kararı sunması için iki haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin 19.09.2019 tarihinde anılan dosyaya ilişkin Sulh Hukuk Mahkemesinden alınmış husumete izin kararını sunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 114/1-d maddesi uyarınca, tarafların dava ehliyetine (HMK. m. 51) sahip olmaları dava şartlarından olup; mahkemece bu husus, HMK’nın 115/1 maddesi gereği re’sen araştırılmalıdır.
Bu durumda mahkemece, Dairemiz bozma ilamında belirtildiği üzere dava ehliyetine ilişkin bu eksiklik verilen süre içerisinde tamamlandığından işin esasına yönelik inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.