Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2021/6648 E. 2022/4036 K. 12.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6648
KARAR NO : 2022/4036
KARAR TARİHİ : 12.09.2022

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İLK DRC. MHK. : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
MÜDAHİLLER : Akbank T.A.Ş. Vek. Av. … ve diğer 20 müdahil

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin lastik sektöründe faaliyet gösterdiğini, ancak zaman içinde ekonomik durumlarının bozulduğunu ileri sürerek, geçici mühlet kararı ve sonrasında kesin mühlet kararı verilmesini ve konkordato projesinin tasdikini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince, alacaklıların davacı şirketin sunduğu projeyi kabul etmediği, davacı şirkete ait konkordato projesinin kaynaklarıyla uyumlu olmadığı, davacı şirketin borca batık olduğu doğrudan doğruya iflas koşullarının bulunduğu gerekçesiyle davacının iflasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince, davacı şirketin geçici mühletten itibaren borçlarını ödeyecek ve kâr yapacak seviyeye ulaşmadığı, borçlarını ödemesinin ve konkordato projesinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, kaynaklarıyla orantılı olmadığı, İİK’nın 292/1-b kapsamında borca batıklık şartı aranmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-İİK’nın 308.maddesi uyarınca borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkeme, borçlunun iflasına resen karar verir. Doğrudan doğruya iflas İİK’nın 177.maddesinde düzenlemiştir. Kanunun 177/3. fıkrasında ise İİK’nın 308. maddesindeki koşulların varlığı doğrudan doğruya iflas hali olarak sayılmıştır. Bu durumda 308. madde gereğince iflas kararı verilebilmesi 177. maddenin şartlarına tabi kılınmıştır. 177/4. maddesi uyarınca iflas kararı verilmeden önce Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlunun dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağrılacağı düzenlenmiştir. 308. madde uyarınca iflas kararı verilmesi 177. madde şartlarına tabi kılındığına göre 308. maddesi uyarınca iflas kararı verilmeden önce İİK’nın 177/4. maddesi gereğince borçlunun dinlenilmesi gerektiği sonucuna varmak gerekir.
Somut olayda, konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin yargılama sırasında mahkemeye çağrılarak dinlenmediği, İİK 177/4 madde hükmünün yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu durumda konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebebine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1585 Esas, 2021/400 Karar sayılı ve 06.04.2021 günlü kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün resen BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle, bozma sebebine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 12.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.