YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6284
KARAR NO : 2023/60
KARAR TARİHİ : 17.01.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM : Asıl Dava Yönünden Karar verilmesine Yer Olmadığına, Birleşen Dava Yönünden Kısmen Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl dava bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı birleşen davada davacı yüklenici tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davacı yüklenici vekili asıl dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin hastalarının nükleer tıp sintigrafi tetkiklerinin davacı tarafından yapımını konu alan 12.10.2012 tarihli hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan ve faturaya bağlanan işbedeli alacağının tahsili için davalı aleyhinde başlattığı İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2013/5162 sayılı icra dosyasında davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen davacı yüklenici vekili birleşen dava dilekçesinde özetle, aynı sözleşmeye dayanan ve faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlattığı İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2013/9225 sayılı icra dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davalı iş sahibi vekili her iki davadaki cevap dilekçelerinde özetle; sözleşme gereğince alınan sintigrafi bedellerinin %20’sinin davacıya ödendiğini, sözleşmede hizmet bedelleri hususunda herhangi bir ücretlendirme yapılmadığını, Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen fiyatlandırmaların müvekkili ile SGK arasındaki hizmet sözleşmesi fiyatlandırması olduğunu, davacının bu bedelin tamamını müvekkilinden talep edemeyeceğini belirterek, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine ve davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.01.2016 tarihli ve 2014/489 Esas, 2016/35 Karar sayılı kararıyla;
Asıl davanın kabulü ile, davalının 2013/5162 sayılı dosyaya yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takip ve dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce nazara alınmasına ;
Birleşen davanın kısmen kabulü ile, davalının 2013/9225 sayılı dosyaya yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 181.609,72- TL asıl alacak ile asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte devamına, takip ve dava tarihinden sonra yapılan ödemenin icra müdürlüğünce nazara alınmasına, icra inkar tazminatı isteğinin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davalı iş sahibi vekili ile birleşen davada davacı yüklenici vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 04.11.2019 tarihli, 2016/8482 Esas ve 2019/4489 Karar sayılı ilamı ile davalı yüklenici vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile asıl davada hükmün onanmasına ; birleşen davada taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile, takip konusu edilen 31.01.2013 tarihli 37.890,72 TL ve 28.02.2013 tarihli 32.259,60 TL bedelli 2 adet fatura alacağı asıl davada karar altına alınmasına rağmen, birleşen davada da işbu iki adet fatura bedelinin mahsubu yapılmaksızın mükerrer şekilde tekrar hüküm altına alınmasının hatalı olduğu ve birleşen davada davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek birleşen davada taraflar yararına hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile, 12/10/2012 tarihli hizmet alım sözleşmesi gereğince davalı şirketin hastalarının nükleer tıp sintigrafi tetkiklerinin davacı tarafından yapıldığı, tetkikler için davalı yanca SGK’dan tahsil edilen görüntüleme bedellerinin fiyatlandırılması konusunda sözleşmede bir hüküm bulunmadığı, 2013/5162 sayılı takibe dayanak toplam 5 adet faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının toplam 185.921,03 TL bedelli 5 adet faturadan kaynaklanan bakiye 160.921,03 TL alacağının tahsili için 2013/5162 sayılı dosyada başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali istemi ile açılan asıl dava kapsamında verilen 21/01/2016 tarihli kararın bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiği anlaşıldığından asıl davada karar verilmesine yer olmadığına; birleşen dava yönünden ise asıl davada takibe konu 31/01/2013 tarihli 31.890,72 TL ve 28/02/2013 tarihli 32.259,60 TL bedelli 2 adet fatura alacağının asıl davada karar altına alındığı, iki adet fatura bedeli değerlendirilmeksizin yapılan hesaplamada davacının 2013/9225 sayılı takip dosyasında takip tarihi itibariyle 111.459,40 TL alacaklı olduğu, davalının 345.555,79 TL asıl alacağa yaptığı itirazın 111.459,40 TL bakımından yerinde olmadığı, bu miktar üzerinden itiraz haksız ve takip konusu alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleşen davada davacı yüklenici temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Birleşen davada davacı yüklenici vekili, davalı vekille temsil edilmediğinden birleşen davada davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmeyeceğini, mükerrer fatura olmadığını, davalının eksik yapmış olduğu ödemeler baz alınarak oranlama yöntemiyle hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, öncelikle, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca bulunacak bedel üzerinden bu mümkün olmadığında emsal sözleşmelere göre hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bakiye işbedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takiplerine vaki itirazların ayrı ayrı iptali ve icra inkar tazminatlarına hükmedilmesi istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 nci ve devamı maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 427 nci maddesi ile 439 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, birleşen davacı tarafça ileri sürülen temyiz nedenlerinin daha önceki bozma kapsamı dışında kaldığı ve kesinleştiği anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleşen davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.