Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2021/6264 E. 2023/1247 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6264
KARAR NO : 2023/1247
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat … ile davalı vekilleri Avukat … ve Avukat …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ile … Havalimanı İşletmesi A.Ş. arasında 19.11.2013 tarihinde İstanbul Yeni Havalimanı’nın 3996 sayılı Kanunda öngörülen Yap-İşlet-Devret Modeli çerçevesinde Yaptırılmasına İlişkin Uygulama Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin konusunun “İstanbul Yeni Havalimanı” (Tesis) Yapım, işletim ve devir işi olduğunu ve dört ayrı etapta yer alan tüm alt ve üst yapı yatırımları ile bunlara ilişkin elektronik, elektrik, mekanik, güvenlik, teçhizat, tesisat, tefrişat ve araçların dahil olduğunu, müvekkilinin idareye yazılı başvuruda bulunarak iş yerinin kendisine en geç 30 gün içerisinde teslimini istediğini, idarenin 39 gün içerisinde teslimini yapmakla yükümlü olduğunu, sözleşme kapsamında yer alan 020-06 Kontrol Kesim Numaralı (Saray-Çatalca) (020-05/569-01) DYA Hasdal Devlet Yolu (D-20 Karayolu) projesinin de İstanbul Yeni Havalimanı proje alanının tam ortasından geçtiğini, projenin en önemli yapısı olan ana terminal binasının bu yolun ortasında kalması nedeniyle havalimanı projesi yapımının aksama ve gecikmelere uğramadan tamamlanabilmesi için söz konusu D-20 Karayolunun deplase edilmesi gerektiğini, ancak idarenin bu deplase işini vaktinde yerine getirmediğini, ayrıca havalimanı alanında yapılması planlanan büyük bölümde kapalı alana sahip olan iki otelin, 8000 metrekare kapalı alan içeren bir caminin, 750 metrekare kapalı alanı bulunan bir hastanenin yapımı ile ana ulaşım hatlarının bağlanacağı yeni havalimanı giriş ve çıkış bağlantıları ile iç ulaşım yolları inşaatının da belirlenen sürede başlanmasına engel olduğunu, buna ilaveten D-20 Karayolunun mevcut durumu ve yaşanan heyelanların da projedeki iş akışını aksattığını, müvekkilinin yolun havalimanın tahsis alanı dışına alınmasını (deplase edilmesini) defalarca idareden yazılı olarak talep etmesine rağmen idarenin deplase işini yerine getirmekte geciktiğini, idarenin 01.05.2015 tarihinde yer teslimi yaptığını, bu durum karşısında müvekkilinin yer tesliminin D-20 Karayolunun deplase işini gerçekleştirmeden yapıldığını Yer Teslim Tutanağı Ek Kayıt Belgesine koyduğu ihtirazi kayıtta açıkça belirttiğini, böyle kritik bir durumda müvekkilinin deplase iş ve işlemini de üstlendiğini, hızlı bir şekilde yapılması gereken havalimanı projesini bitirebilmek için D-20 Karayolunu üç defa geçici olarak deplase ettiğini, üç geçici deplase işine ek olarak ayrıca D-20 Karayolunun kalıcı deplasesi için de idareye alternatif yol güzergahı gösterdiğini, yolun Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kesin olarak trafiğe kapatılıp havalimanı tahsis dışına alındığını, 13 aylık gecikme ile yol güzergahının da açıldığını, ne var ki yer tesliminin yapıldığı 01.05.2015 ile D-20 Karayolunun deplase sorununun kesin olarak çözüldüğü 03.06.2016 tarihi arasında geçirilen 13 aylık sürede müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığı halde üç defa deplase etmek zorunda kaldığını, sonuçta bu durumun projede belirli bir maliyet artışına ve gecikmeye neden olduğunu, müvekkili şirketin deplase nedeni ile geciken 13 aylık sürenin yatırım süresine ek olarak eklenmesini istediğini, ancak idare tarafından talebinin reddedildiğini, davacının projedeki aksamaları önlemek için yaptığı ve davalı idarenin hiçbir şekilde mani olmadığı, en azından örtülü olarak kabul ve tasvip ettiği 9300 metrelik deplase işi ve bununla ilgili diğer işlerin ek iş niteliğinde olduğunu, maliyet artışı dolayasıyla ek bedele hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek, müvekkili şirketin 13 aylık (veya mahkemece seçilecek bilirkişi heyeti marifeti ile tespit edilecek) gecikme süresinin yatırım süresine eklenerek yatırım süresinin de bu süre kadar uzatılmasına, proje tahsis alanı içinde bulunan D-20 Karayolunun deplase işi ve sair ilave iş ve yatırım nedeni ile gerçekleşen maliyet artışından … alacağın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’sinin ticari faiz eklenerek davacı müvekkili şirketin davalı idareye olan borçlarından öncelikle o an itibari ile muaccel veya doğacak ilk alacaktan başlayarak mahsup edilmesini, kira ödemelerinin maliyet artışını karşılamaya yetmemesi halinde ilave işletme süresi verilmesini, taleplerinin kabulünü, ancak bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde, projedeki işlerin daha fazla geciktirilip aksatılmaması için yaptığı ilave iş niteliğindeki D-20 Karayolunun deplase işi ve bununla bağlantılı diğer ek iş ve işlemler için yaptığı harcamalar nedeni ile oluşan ek iş bedeline ilişkin alacaktan fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’sinin ticari faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça Nisan 2015, Haziran 2015 ve Ocak 2016 tarihlerinde dava konusu 9300 m uzunluğundaki yol deplase işini gerçekleştirdikleri bu tarihler ile dava tarihi dikkate alınarak bedel ve tazminata yönelik talepler yönünden zamanaşımı itirazında bulunduklarını, İstanbul Yeni Havalimanı Projesinin 01.05.2015 tarihinde yer teslimi yapıldığını, yer teslim tutanağına davacı şirket tarafından “İstanbul Yeni Havalimanı tahsis alanının içinden geçen 020-06 kontrol kesim numaralı (Saray-Çatalca) (020-05/569-01) DYA-Hasdal Devlet Yolunun deplasesi ile ilgili idarelerin yapım iş ve işlemlerinin henüz tamamlanmadığı ve söz konusu kamu yolunun deplasesinin tamamlanması ve trafiğin tahsis alanından çıkarılması sürecinde görevli şirketin faaliyetlerinin aksatılması halinde bu sürenin Karayolları Genel Müdürlüğü ve görevli şirket yetkililerince tespit edileceği, bu sürenin yatırım süresine ilave edileceği” hususunun şerh düşüldüğünü, D-20 yol kesimi için proje nedeniyle çalışmaların, 11.01.2013 tarihinde başlatıldığını, ancak havalimanı proje ve mania kotlarının belirlenememesi nedeniyle kesin proje çalışmalarında aksamaların meydana geldiğini, 18.12.2015 tarihinde …’nın katılımıyla TCK 1. Bölge Müdürlüklerinde yapılan toplantı neticesinde Terminal ve Kavşak kotlarının netleştirilip, projelerinin buna göre revize edildiğini, 18.08.2015 tarihinde yapılan İYH projesi 4. Koordinasyon toplantısında, yol hattının 2016 Haziran ayında çalışmalara engel teşkil edeceğinin … tarafından katılımcılara bildirildiğini, buna istinaden yapılan planlamaya uygun olarak da 12.05.2016 tarihli Ulaşım ve Trafik Düzenleme Komisyonu Kararınca Havalimanı bölgesinde kalan yol kesiminin tamamının 03.06.2016 tarihinde trafiğe kapatılarak, İBB’ye ait yol güzergahına yönlendirildiği belirtildiğini, İstanbul Yeni Havalimanı inşaatı işinde, yol hattının Havalimanı sahasında olmasının Havalimanı inşaatı çalışmalarım yavaşlatıcı veya engelleyici etkisinin, sürekli olarak devam eden saha çalışmaları neticesinde yapılan yakın takipler ile trafiğin akışı sağlanarak ortadan kaldırıldığı, projenin ulusal ve uluslararası önemi de göz önünde bulundurularak bütün tedbirlerin eksiksiz ve zamanında alındığı ve istenen süre uzatımı ile Karayolları Genel Müdürlüğünün doğrudan bir ilişkisinin olmadığının bildirildiğini, 18.08.2015 tarihinde yapılan İstanbul Yeni Havalimanı Projesi 4. Koordinasyon toplantısında, yol hattının 2016 Haziran ayında çalışmalara engel teşkil edebileceğinin … tarafından tüm taraflara bildirildiğini, bu doğrultuda havalimanı bölgesinde kalan yol kesiminin tamamının İstanbul Yeni Havalimanı Projesinin inşaat çalışmalarının etkilenmemesi adına 12.05.2016 tarihli UKOME kararınca 03.06.2016 tarihinde trafiğe kapatılarak İBB’ye ait yol güzergahına yönlendirildiğini, dolayısıyla bütün tedbirlerin eksiksiz ve zamanında alınması nedeniyle mevcut karayolunun inşai faaliyetlerde herhangi bir yavaşlatıcı veya engelleyici etkisi olmadığı, bu nedenle de davacının yatırım süresinin uzatılması talebinin yerinde olmadığı görüldüğünden talebinin reddedildiğini, davacının ihaleye katılmadan önce yer görme belgesini temin ettiğini ve bahse konu karayolunun proje sahasında kaldığım gördüğünü, ihale dokümanlarında müvekkilinin karayolunun deplase işini üstlendiğine dair hiçbir taahhüdü bulunmadığı gibi bahse konu karayolunun deplase işini üstleneceğini de kabul etmediğini ve herhangi bir taahhütte bulunmadığını, ihale öncesinde yaşanan bazı tereddütlere ilişkin müvekkilinden açıklama talep edilmiş ve zeyilnameler hazırlandığını, davacı şirketçe ihaleye katılmadan ve teklifini sunmadan önce dava konusu uyuşmazlığın temelini oluşturan proje sahasındaki yol deplasesi işinin öngörüldüğünü ve bu işlere bağlı olarak şayet yapım süreci olumsuz etkilenirse, ilave yatırım süresinin verilip verilmeyeceği yönünde bilgi talebinde bulunulduğunu, ancak müvekkili tarafından bu hususta davacı şirkete herhangi bir olumlu yanıt verilmediğini yatırım sürecinin uzatılacağı taahhüdünde bulunulmadığını, yatırım döneminde görevli şirket kusuru dışındaki bir sebeple iş programında bir gecikme yaşanması halinde sadece ve sadece gecikilen süre kadar yatırım dönemine ilave süre eklenmesinin öngörüldüğünü, herhangi bir bedele ilişkin düzenlemenin söz konusu olmayacağını, davacı tarafça dava dilekçesinde üç adet deplase tarihinden bahsedildiğini ve 1000 metre uzunluğundaki ilk deplasenin Nisan 2015 tarihinde yapıldığının ifade edildiğini, oysa yer tesliminin 01.05.2015 tarihinde gerçekleşmiş olup yer teslim tarihinden önce yapıldığı iddia edilen deplasenin mahiyetinin ve kuruluşları ile olan ilişkisinin anlaşılamadığından kabulünün mümkün olmayacağını, ayrıca geçici deplase edildiği iddia edilen yolların aktif bir şekilde davacı tarafından inşaat sahasında servis yolu olarak kullanıldığını, dolayısıyla servis yollarının her türlü giderinin davacı şirket sorumluluğunda olduğunu, davacı şirketin ilave yatırım süresi ve maliyet artışına ilişkin talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenle dava konusu talebine müteaddit defalar olumsuz cevap verildiğini, müvekkili kurum tarafından dava konusuna ilişkin olarak tesis edilen işlemler mevzuat ve sözleşme hükümlerine uyarlı olduğundan açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki ihtilafın, D-20 karayolunun proje tahsis alanı dışına tamamen 03.06.2016 tarihinde çıkartıldığı nazara alındığında yer teslim tarihi olan 01.05.2015 tarihinden 03.06.2016 tarihine kadar geçen süre içerisinde görevli şirketin (davacı) faaliyetlerini aksatıp aksatmadığı, gecikmeye neden olup olmadığı, gecikilen sürenin uygulama sözleşmesinin 9.a ve 13/7 maddeleri gereğince yatırım süresine ilave edilmesi gerekip gerekmediği, gerekiyor ise ilave edilmesi gereken süre, davacı şirket tarafından D-20 karayolunun proje alanı içerisinde kalan kısmı için yapmış olduğu deplase miktarı, deplase işinin maliyet artışına sebebiyet verip vermediği, vermiş ise uygulama sözleşmesinin 9.a. maddesi gereğince hesaplanacak maliyet artış miktarı, deplase işinin ilave iş olarak kabul edilip edilmeyeceği, edilecek ise davacının talep edebileceği alacak miktarı noktasında toplandığı, öncelikle taraflar arasında akdedilen Yapım Sözleşmesinin 4.1.2. maddesinde havalimanı sınırları içerisinde bulunan ve deplase edilmesi gereken tüm tesis/teçhizat ve altyapıların deplasesinin görevli şirket tarafından yapılacağının açıkça düzenlendiği, D-20 Karayolunun altyapı kapsamında kalıp deplasesinin başka bir ifade ile havaalanı proje sahası dışına çıkarılması işinin yüklenici şirket olan davacıların üzerinde bulunduğu, bu suretle D-20 Karayolunun proje sahası içerisinde kalması sebebi ile yıkım işleminin davacının mükellefiyetinde olmakla bu mükellefiyet sebebi ile davacının yatırım süresinin uzatılmasını isteyemeyeceği, yine her ne kadar davacı … Projesi Sahası içerisinde kalan D-20 Karayolunun trafiğe geç kapatılması sebebi ile projenin aksatıldığı, projenin süresi içerisinde bitirilmesi için daha yüksek seviyede çalışma gerçekleştirildiği, bu suretle performans kriterine sahip sözleşme sebebi ile yatırım süresinin uzatılmasının gerektiğini, yatırım süresi uzatılmaz ise maliyet artışı sebebiyle alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de, öncelikle proje sahası içerisinde kalan D-20 Karayolunun ortadan kaldırılması için trafiğe kapatılmasına ilişkin görev ve sorumluluğun Karayolları Genel Müdürlüğü ve İBB’ de olup, yine yapım sözleşmesinin 4.1.2. maddesi uyarınca deplaseye yönelik olarak ilgili kurum ve kuruluşlar ile (somut olayda Karayolları Genel Müdürlüğü ve İBB ile) koordine kurarak gerekli izin ve projelendirmelerinin yapılma külfetinin görevli şirkette (somut olayda davacıda) olduğu, bu suretle Karayolları Genel Müdürlüğü ve İBB ile gerekli koordinasyonu sağlama ve deplase işi için izin alma külfeti üzerinde bulunan davacının D-20 Karayolunun yer teslim tarihinden itibaren 13 ay sonra trafiğe kapatılmasında davalıya kusur izafe edilemeyeceği, davacının koordinasyon işlemi için gerekli tüm belgeler ile eksiksiz olarak ilgili kurum/kuruluşlara başvurmuş, buna rağmen D-20 Karayolu trafiğe geç kapatılması ve bu suretle davacının maliyet artışına ilişkin zararı doğmuş ise zarardan davalının değil ilgili kurum/kuruluşların sorumlu tutulabileceğinin kabul edildiği, nitekim sözleşme akdinden önce 17.04.2013 tarihinde yapılan yer gösterme işlemi ile davacının D-20 Karayolunun bir kısmının havalimanı proje sahası içerisinde kaldığına vakıf olmasına rağmen sözleşmenin akdi sırasında ihtirazi kayıt koymadığı, akit tarihinden sonra 01.05.2015 tarihli yer teslim tutanağına davacılar tarafından konulan ihtirazi kaydın sözleşmeyi tadil etmeyeceği, bu suretle deplase ve koordinasyon ile izin yükümlülüğü davacı üzerinde bulunmakla, yer teslim tarihinden itibaren derhal ilgili kurum/kuruluşlar ile koordinasyona başlaması gereken davacının maliyet artışı iddiası subuta erse dahi davalı-idarenin kusurundan bahsedilemeyeceği ve davacının proje sahasında kalan karayolunun ortadan kaldırılması sebebi ile yatırım süresinin uygulama sözleşmesinin 9.a ve 13/7. maddeleri gereğince uzatılmasını isteyemeyeceği, ayrıca, taraflar arasında akdedilen sözleşmede havalimanı proje sahası içerisinde kalan D-20 Karayolunun ortadan kaldırılması sonrasında yeniden davacı-yüklenici tarafından D-20 Karayolunun yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bu suretle davacının proje sahası dışına çıkarılan D-20 karayolunun yeniden yapımı nedeni ile alacak talebinin ek iş alacak talebi kapsamında değerlendirilmesi gerekip, davacının davalı idareden ek iş bedelini talep edebilmesi için yapılan işin davalı yararına olması gerektiği, ancak bu hal ve şartta vekaletsiz iş görme hükümlerine göre işin yapıldığı yıl mahalli rayiçlerine göre iş bedelinin davalıdan istenebileceği, somut olayda ise 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri hakkındaki Kanun çerçevesinde D-20 Karayolunun yeniden yapım işinin Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olup yapılan işin davalı yararına olmadığı, bu suretle davacının D-20 Karayolu yapım işi sabit ise bedelini ilgili kurum/kuruluştan talep etmesi gerektiği, bu kabulden hareketle D-20 Karayolunun yeniden yapımı nedeni ile işin sözleşme kapsamında kalmadığından maliyet artışı sebebi ile davalıdan davacının talepte bulunamayacağı gibi işin davalı yararına olmaması nedeni ile ilave iş sebebi ile alacak isteminin haklı olmadığı kabul edilerek talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının zamanında deplase işlemini yapmaması nedeniyle inşaatta aksamalar olduğunu, davacının 23.01.2015 tarihli yazısı ile yer tesliminin deplase işleminden sonra yapılması gerektiğini belirttiğini, davacının sorumluluğunda olmamasına rağmen geçici deplase işlemlerinin yapılarak projenin gecikmesinin önüne geçildiğini, bu işlemler nedeni ile inşaata ayırması gereken zamana ek olarak mesai ve kaynak harcadığını, sözleşme süresi olan 42 aydan daha kısa sürede işin tamamlanacağı açıkken zaman kaybı oluştuğunu, deplase işlemlerinden davalının sorumlu olduğunu, müvekkilinin özel hukuk tüzel kişisi olduğu için deplase işleminin müvekkilinin tasarrufunda olmayan işlerden olduğunu, ÇED raporu 30.04.2015 toplantı tutanağı dikkate alındığında deplase işleminden Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunu ve bu nedenle yer tesliminin 01.05.2015’te yapılmasının uygun olduğunun belirtildiğini, sözleşmenin 4.1 maddesindeki idarenin uygun görüşü kurum onaylarına ilişkin hükümlerin gözardı edildiğini, deplase işlemlerine ilişkin onayların idare tarafından verileceğinin sözleşmede düzenlendiğini, davalının dava konusu yeri inşaata hazır halde teslim etmediğini, uygulama sözleşmesinin 11.maddesine göre, yer tesliminden müvekkilinin kaçınma hakkının bulunmadığını, bu nedenle yer teslimi sırasında ihtirazı kayıt konulduğunu, davalının 02.05.2016 tarihli yazısında deplasenin aksaklıklara neden olduğunu kabul ettiğini, deplase işlerinin davalının yararına olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu, dosyaya sundukları belge ve sözleşmelerin hiçbirisinin değerlendirilmediğini, yer teslimini istemeye ve yeri teslim alıp işe başlamaya mecbur olduklarını, deplase işini bahane ederek işi teslim almamalarının mümkün olmadığını, sözleşmelerde deplase yükümlülüğünün münhasıran müvekkilin kontrolünde, takdirinde, tasarruf ve sorumluluğunda olduğuna yönelik bir hüküm de mevcut olmadığını, yatırım süresinin uzamasında davalının kusurunun olup olmamasının önemli olduğunu, davacının kusuru bulunmaması gerektiğinin hüküm altına alındığını, bu nedenle mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, gerçekte davalı tarafın yeri inşaat yapmaya uygun halde teslim etme yükümlülüğünü deplasenin tamamlanmış olduğu tarih olarak kabul edilmesinde ve deplase işlemlerinin maliyetinin davalı idare tarafından karşılanmasının yanında özellikle bu sebeple kaybedilen zamanın işletme süresine eklenmesinde zaruret bulunduğunu, D-20 Karayolunun deplase işleminin geç gerçekleştirildiği ve bu gecikme nedeniyle projede aksaklıklara yol açıldığı gerek DHMİ gerekse KGM tarafından kabul edildiğini, işin davalı yararına olmadığı kabulünün hatalı olduğunu, işin davalının yararına olduğunu ve bedelinin vekaletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine ödenmesi gerektiğini bildirerek istinaf mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Yap-İşlet-Devret Sözleşmesinden kaynaklanan sözleşme dışı yapılan işin işletme süresine eklenmesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuku
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 inci vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle taraflar arasında imzalanan yapım sözleşmesinin 4.1.2. maddesinde altyapı deplase işlerinin davacının yükümlülüğünde olduğunun hüküm altına alınmış olması, sözleşme yapılmadan önce yapılan yer gösterme işlemi sırasında yolun mevcut olması, uygulama sözleşmesinin eki olan 17.04.2013 tarihli “Açıklamalar ve Zeyilnamenin” 10. sorusu ve soruya verilen cevaptan dava konusu yolun sorumluluğunun davacıda olduğu ve imalatların Karayolları Genel Müdürlüğünce gerçekleştirileceğinin davacıya bildirilmesine rağmen sözleşmenin imzalanmış olması, bu nedenle yer teslimindeki itirazi kayıdın durumu etkilemeyeceği, bu kapsamda deplase işinin yapılması nedeni ile uzatılan sürede davacının kusurlu olması ve dava konusu yolun yapımının davalı yararına olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler bozmayı gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;

1.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

2. Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliden alınmasına,

3.8.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine,

4.Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.