Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2021/6122 E. 2022/6152 K. 28.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6122
KARAR NO : 2022/6152
KARAR TARİHİ : 28.12.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında hizmet alımına ilişkin imzalanan sözleşmeye göre, tüm işçilik alacaklarından davalının sorumlu olduğu, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsili amacıyla İş Mahkemesinde açtığı davada verilen karar gereğince kurumun 51.293,18 TL ödeme yaptığını, yapılan ödemenin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tüm sorumluluğun davacıya ait olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile 3.858,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyulmasına karar verilmişse de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden söz edilemez. Oysa usulî kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapılması zorunludur. Nitekim 1086 sayılı HUMK’un yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş olması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de; bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak doğmuştur. Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “Usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir…” şeklinde tanımlanmaktadır. Usuli kazanılmış hakkın istisnaları ise dosya kapsamında bulunmamaktadır.
Yargıtay (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 01.06.2020 tarih, 2019/657 Esas, 2020/1834 Karar sayılı bozma ilamında, son yüklenici olan davalının işçiyi çalıştırdığı dönemde doğan yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretinin yarısından sorumlu tutulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiş olmasına rağmen, mahkemece bozma sonrası verilen kararda bozma ilamında belirtilen şekilde hesaplama yapılmaması ve bozma ilamına konu ilk kararın sadece davacı vekilince temyiz edildiği, davacı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin ilk kararda davalıdan tahsiline karar verilen 7.902,55 TL’den daha az bir miktarda 3.858,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bu durumda mahkemece Yargıtay (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 01.06.2020 tarih 2019/657 Esas, 2020/1834 Karar sayılı bozma ilamında belirlenen ilkeler çerçevesinde ve özellikle dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatından davalının işçiyi çalıştırdığı süreyle orantılı sorumlu olduğu hususu dikkate alınıp kazanılmış haklara da dikkat edilerek bir karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlara uyulmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.