Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2021/610 E. 2021/451 K. 28.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/610
KARAR NO : 2021/451
KARAR TARİHİ : 28.09.2021

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki şikayet olunanlar Yozgat SGK İl Müdürlüğü, …, … vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Şikayetçi vekili, Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2014/11065 Esas sayılı takip dosyasından tanzim edilen 15.09.2017 tarihli sıra cetvelinde şikayet dışı amme borçlusu şirket lehine teminat veren şirket müdürü …’ın alacaklısı olduğu takip dosyasına giren bedelden şikayetçiye pay ayrılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir.
Şikayet olunanlar vekilleri, şikayetin reddini istemişlerdir.
İlk derece mahkemesince, İİK’nın 206. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle vergi alacaklarının imtiyazı kalmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, şikayetçi vekilinin istinaf başvurusu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince, 6183 sayılı Yasanın 9 ve 10. maddeleri uyarınca şikayetçi haczinin geçerli olduğu, bu durumda aynı yasanın 35. ve VUK’nun 10. maddesindeki şartların aranmayacağı ve şikayetçi haczinin şikayet olunanlar … ve SGK hacizlerine iştiraki gerektiği belirtilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, şikayet olunanlar …, … Tic. A.Ş. ve SGK vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre, şikayet olunanlar … ve SGK vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Şikayet olunan … Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarına gelince:
Anayasa’nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. HMK’nın 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nın 428. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delillerinin açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen Hukuk Devleti ilkesini, HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlâl edecektir.
YHGK’nın 07.12.2011 tarih 15-708 E, 737 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar (Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usûl Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (A.g.e., s. 472).
Somut olayda, şikayet olunan alacaklı … Tic. A.Ş.’nin ilama dayalı alacağı hakkında başlattığı takip dosyasından konulan haczin, İİK’nın 100. maddesine uygun şekilde, önceki hacizlere iştiraki doğru olduğu halde istinaf mahkemesince, hükmün gerekçesinde bu hususta tartışma ve değerlendirme yapılmaksızın, garame dışı bırakılmış olması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden şikayet olunan alacaklı … Tic. A.Ş. yararına BOZULMASINA, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.09.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.