Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2021/5867 E. 2021/2164 K. 09.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5867
KARAR NO : 2021/2164
KARAR TARİHİ : 09.12.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup bakiye iş bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Yargıtayın bozma kararı nedeniyle kazanılmış hak iki tür olup, birincisi mahkemenin Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile oluşan ve bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, ikincisi bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haktır. Bozma kararına uymuş olması halinde mahkeme, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmak zorundadır (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Ancak usuli kazanılmış hak ilkesinin de istisnaları bulunmaktadır. Geriye etkili kanun değişikliği, görev kuralına aykırılık, sonradan ortaya çıkan içtihadı birleştirme kararı, hak düşürücü süre, kamu düzeni gibi hususlar kazanılmış hak kuralının istisnalarındandır. Bu durumda usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.). Zira usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı).
Bu anlatım çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Davacı dava dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 13.09.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile talep 484.503,78 TL arttırılarak 494.503,78 TL’ye çıkarılmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile 494.503,78 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, kararın davalı iş sahibince temyiz edilmesi üzerine dairemizce, HMK’nın 26. maddesi gereği hakim taleple bağlı olduğundan ve ıslah ile arttırılan kısım için faiz talep edilmemesine rağmen faiz yürütülmesinin hatalı olduğundan bahisle de hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın 474.948,00 TL üzerinden kısmen kabulüne, bedelin 10.000,00 TL’sine dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine dairemizce önceki bozma ilamında belirtildiği üzere tespit edilecek bedelin 10.000,00 TL’sine dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği takrarlanmıştır. Mahkemece ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 24.05.2019 Tarih, 2017/8 E. 2019/3 K. Sayılı ilamı ile, bir miktar para alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep edildiği kısmî davada, dava konusu miktarın kısmî ıslahla faiz talebi belirtilmeksizin arttırılması hâlinde, arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedilmesi gerektiğine karar verildiği, bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma kararı verilmesinden sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararının ortaya çıktığı, bozmaya uyma ile usulî kazanılmış hakkın uygulanmayacağına yönelik, Yargıtay Büyük Genel Kurulun 09.05.1960 tarih 1960/21 E. 1960/9 K. sayılı kararı gereğince 400.846,56 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2017/8 esas 2019/3 karar sayılı ve 24.05.2019 tarihli İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere; kısmî dava dilekçesinde faiz istemi mevcut ise kısmî ıslah ile arttırılan alacak miktarı için de dava dilekçesindeki faiz istemi geçerliliğini koruduğundan HMK’nın 26’ncı maddesinde hükme bağlanan “Taleple bağlılık ilkesi”nin ve bu ilkenin bağlantılı olduğu “Tasarruf Teksif ve Taraflarca getirilme” ilkelerinin ihlal edilmesi söz konusu olmayacağı ve sonradan çıkan içtihadı birleştirme kararının usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil ettiği konularında uyuşmazlık bulunmasa da bu durumun temerrüt ve temerrüdün oluşma koşullarını değiştirmeyeceği, faiz talep edilebilmesi ile temerrüt hükümlerininin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla; dava dilekçesinde faiz talep edilip ıslah dilekçesinde talep edilmemesi halinde ıslah edilen kısma içtihadı birleştirme kararı gereği faiz işletilebilecek olsa da bu içtihadı birleştirme kararı ıslah edilen kısmın temerrüde ilişkin koşullarını değiştirmeyecektir.
Bu durumda; mahkemece usuli kazanılmış hakkın istisnası oluştuğundan ıslahta talep edilmese bile ıslah edilen kısım için faize hükmedilmesi doğru ise de ıslah edilen kısım için davalı, ıslah tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken tüm bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekse de yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmı 1. bendinin “a)” maddesininin karardan çıkartılarak yerine, “10.000,00 TL’nin dava tarihinden 390.846,56 TL’nin ıslah tarihi olan 13.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı Canlar Alüm. Paz.Ltd. Şti’ye verilmesine” cümlesinin yazılmasına ve kararın değiştirilen bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 09.12.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.