Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2021/4119 E. 2023/1737 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4119
KARAR NO : 2023/1737
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/310 E., 2020/105 K.
Birleşen Erzurum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/745 Esas Sayılı Dosyasında
Mahkemezin Birleşen 2019/141 Esas-2019/239 Karar Sayılı Dosyasında;
DAVALILAR : 1-Erzurum Aziziye Vergi Dairesi vekili Avukat …
2- … A.Ş. vekili Avukat …
3-… 4-… 5-…
6-… 7-… 8-…
DAVA TARİHİ : 20.01.2014
HÜKÜM/KARAR : Kabul-Ret

Taraflar arasındaki asıl davada mülkiyet, birleşen davalarda tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince birleşen 2014/745 Esas sayılı davanın kabulüne, birleşen 2019/141 esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı … tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde asıl ve birleşen davada davacı … vasisi … ile birleşen davada davacı … geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı kooperatif arasında yapılan 04.02.2007 tarihli sözleşme gereğince, A Blok 5. katta herhangi bir daire teslim edileceğini, Kasım 2011 yılında teslim edilmesi gereken dairenin halen teslim edilmediğini, kooperatife borcunun olmadığını ileri sürerek, … ada 3 no.lu parsel üzerinde bulunan vaziyet planına göre Kuzeye bakan cephe A Blok 5. kat 23 no.lu dairenin mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine ve dairenin teslimine, Kasım 2011 tarihinden itibaren fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Birleşen 2014/745 Esas sayılı dosyada davacı vekili, davalı kooperatiften alacaklarına karşılık 12.12.2013 tarihinde 21 no.lu dairenin kendisine satışının yapıldığını, ihtiyati tedbir ve hacizlerin kaldırılarak davalı kooperatif adına olan tapunun iptali ile adına kayıt ve tescilini talep etmiştir.
3.Birleşen 2019/141 Esas sayılı davada davacı vekili, asıl dava konusu 21 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydındaki kamu haczi ve icrai hacizlerin tüm fer’ileriyle birlikte kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalı kooperatif, davacıların yükümlülüklerini yerine getirmediğinden sözleşme ile kendilerine satılan dairenin satışının gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.04.2016 tarihli ve 2016/76 Esas, 2016/284 Karar sayılı ilamıyla birleşen dava dosyasında, davacı …’ın 21 no’lu dairenin hacizlerden ari olarak tescilini talep ettiği, ancak 21 no’lu bağımsız bölüm üzerinde çok sayıda haciz olduğu, haciz alacaklıları yönünden herhangi bir dava açmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine, asıl davada … ile kooperatif arasında 04.02.2007 tarihinde düzenlenen sözleşme gereği 5. katta herhangi bir dairenin içi yapılmamış halde satışının öngörüldüğü, davacı 21 no’lu bağımsız bölüme yönelik talebinde hacizli şekilde yani mevcut hukuki ayıba rağmen adına kaydını talep ettiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı ile birleşen davada davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 15.03.2017 tarih ve 2016/5420 Esas, 2017/828 Karar sayılı ilamı ile her iki davacının da kooperatif ortağı olduğu, bir ortağın, kooperatiften tapu talep edebilmesi için tüm edimlerini yerine getirmesi gerektiğini, davalı kooperatif tarafından, asıl dava davacısının peşinatı ödediği, ancak ödeme yerine verdiği senetleri ödemediği iddiası üzerinde durulmadığı, bu durumda mahkemece öncelikle tarafların hacizlerden ari şekilde tescil talep etmeleri halinde, haciz lehtarlarının davalı olarak davaya katılması gerektiği gözetilip, bu eksiklik tamamlandıktan sonra, tapunun iptalini talep eden tarafın, edimlerini yerine getirip getirmediği belirlenip, davacılardan …’ın edimlerini yerine getirdiği kanaatine varılması halinde, tahsis önceliğinin …’a ait olduğunun göz önünde bulundurulması, …’ın edimlerini yerine getirmemiş olması halinde, kooperatiften taşınmaz talep edemeyeceğinin gözetilmesi, bu durumda …’ın ödemelerinin tam olması halinde tahsis sonradan olmasına rağmen, tapu iptali ve tescil talep edebileceğinin gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1.1.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davacı tarafça her ne kadar sözkonusu 10.000,00 TL’lik üç senedin araç satışından kaynaklandığı ve kooperatif borcu ile ilgisinin bulunmadığı iddia edilmiş ise de senetlerin araç satışına istinaden verildiğine dair bir delil sunulmadığı gibi bu iddianın kabul edilmesi halinde de 14.155,00 TL’nin dışında ödeme yaptığını, davacının kanıtlaması gerektiği, davacı vekilinin davacı … tarafından 20.000,00 TL’lik senet verildiği ve ödenerek iade alınıp yırtıldığı iddiasının senetle ispat kuralı gereğince kabulüne imkan bulunmadığı, davacının eşinin kooperatif borcu için vermiş olduğu senetlerin ödenmemiş olması nedeniyle davacının kooperatife halen borcunun devam ettiği, birleşen 2019/141 Esas sayılı dava yönünden ise haciz alacaklarının gerçek alacaklar olmadığı yönünde bir iddia ve delil sunmadığı, takiplerin muvazaalı yapıldıkları ya da hacizlerin terkin edilmeleri gerektiğine yönelikte bir delil sunmadığı gerekçesiyle asıl dava ve birleşen 2019/141 Esas sayılı davanın reddine,
1.2. Birleşen 2014/745 Esas sayılı dava yönünden ise davacının davalı kooperatife vermiş olduğu borç nedeniyle alacaklı olduğu ve bu alacağına istinaden kooperatife ait dairenin davacıya verilmesi konusunda tarafların anlaştıkları hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, davalı kooperatif yetkilileri tarafından da davacının borcunun bulunmadığı ve dairenin teslimi konusunda hak sahibi olduklarını beyan ettikleri ve davacının da dava konusu dairenin üzerindeki takyidatlar ile birlikte adına tescilini talep ettiği gerekçesiyle birleşen 2014/745 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen 2019/141 Esas sayılı davada davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen 2019/141 Esasa sayılı davada davacı temyiz dilekçesinde, toplam 83.500,00 TL ödeme yaptığını, 17.11.2011 tarihli ibraname aldığını, kooperatif başkanın 17.10.2014 tarihinden önce bizzat anahtarı teslim ettiğini, dairede ikamet ettiğini, davalının süresinden sonra delil ibraz ettiğini, bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, kooperatifçe resmi kayıtların sunulmamasına rağmen mahkemece sunulmuş gibi gösterildiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünün tüm kayıtları göndermediğini, raporun eksik ve yanlış olduğunu yeni rapor aldırılmadığını, kooperatifçe verilen süreye rağmen davacının kooperatife verdiği bonoların sunulmadığını, birleşen davanın davacısı adına düzenlenen yönetim kurulu kararının tek imzalı olduğunu, muvazaalı karar olup defterlerin usulsüz olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, tapu iptal ve tescil ile ecrimisil, birleşen 2019/141 Esas sayılı dava taşınmaz tapu kaydındaki hacizlerin kaldırılması, birleşen 2014/745 Esas sayılı dava da tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3/2. maddesi atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428, 438/7,8,9. maddeleri ile 439/2. maddesi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesinin atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428. maddesi ile 439/2. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı tarafça temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleşen 2019/141 Esas sayılı davada davacı tarafın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığında,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.