Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2021/2406 E. 2022/1247 K. 08.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2406
KARAR NO : 2022/1247
KARAR TARİHİ : 08.03.2022

Şanlıurfa 1. İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen ek kararın temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Şikayetçi vekili, müvekkilinin ipotek alacaklısı olduğunu, müflis şirkete ait ipotekli taşınmazın satışı üzerine düzenlenen pay cetvelinde, işçi alacaklarına, güncel alacak tutarları hesaplanmadan fazladan pay ayrıldığını, öte yandan, ipotek kapsamında olması gereken, fabrikaya ait taşınır mallarının bedellerinin dağıtıma dahil edilmediğini, adi alacaklıların alacaklarının hatalı hesaplandığını, müvekkilinin sıra cetvelinde en üst sırada olması gerektiğini ileri sürerek, iflas tarihi itibariyle hangi işçinin ne kadar kıdem ve ihbar tazminatı alacağı olduğunun ve müvekkilinin bakiye alacağının tespiti ile müvekkilinin birici sıraya alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İcra mahkemesince, şikayetçinin gerek kendi sırasına ve gerekse diğer alacaklıların alacak miktarlarına itiraz ettiği, alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların dava yoluyla genel mahkemede ileri sürülmesi gerektiği, şikayeti incelemenin icra mahkemesinin görevine girmediği gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın talep halinde yetkili ve görevli Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, bu karara karşı, şikayetçi vekilinin istinaf başvurusu, … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 02.07.2020 tarih ve 2020/664 Esas, 2020/930 Karar sayılı kararıyla esastan reddedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.09.2020 tarih ve 2020/664 Esas, 2020/930 Karar sayılı ek kararıyla, 6100 sayılı HMK’nın temyiz edilebilen kararlar yan başlıklı 361. maddesinin 1. fıkrasında “Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde temyiz yoluna başvurulabilir…” şeklindeki hükmün süreye ilişkin kısmının 7035 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile 2 hafta olarak değiştirildiği, değişikliğin 05.08.2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu tarihten sonra verilen kararlar karşı temyiz süresinin 2 hafta olacağı, kararın şikayetçi tarafa 27.7.2020 tarihinde tebliği edildiği, temyiz dilekçesinin ise 02.09.2020 tarihinde verildiği, bu haliyle iki haftalık temyiz süresi geçirilmiş olduğundan, temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Ek kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
HMK’nın 353/1-a/3. maddesinde; mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması halinde bölge adliye mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği, 362/1-c maddede ise; yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararların temyiz edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, bölge adliye mahkemesine kendi yargı çevresinde bulunan mahkemeler arasındaki görev ve yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarını kesin olarak giderme yetkisi tanındığı, bu uyuşmazlıkların en geç bölge adliye mahkemesi kararıyla çözümlenmesi sisteminin benimsendiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesinin görev ve yetkiye ilişkin kararını istinaf başvurusu üzerine inceleyen bölge adliye mahkemesi karar kesin nitelikte olup, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, şikayetçi vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, şikayetçi vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde şikayetçiye iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 08.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.