Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2021/1793 E. 2021/392 K. 27.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1793
KARAR NO : 2021/392
KARAR TARİHİ : 27.09.2021

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki müdahiller …., …, … Petrolleri A.Ş. ve … Uluslararası A.Ş. vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkili şirketlerin akaryakıt ve petrol ürünleri alanında faaliyet gösterdiğini, ancak ekonomik durumlarının bozularak borca batık hale geldiğini, iyileştirme projesi kapsamında erteleme kararı verilmesi halinde borca batıklıktan çıkabileceğini ileri sürerek, müvekkili şirketlerin iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahiller vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketlerden … Akaryakıt…Ltd. Şti. yönünden davacı şirketin borca batıklıktan çıktığından bahisle açılan davanın reddine, diğer davacı şirketler … Akaryakıt Ltd. Şti. ve … Petrol Ltd. Şti. yönünden ise davanın kabulü ile iflaslarının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiştir. Karara karşı bir kısım müdahillerin istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, süresinden sonra istinaf yoluna başvuran asli müdahiller yönünden başvurunun usulden reddine, diğer asli müdahiller yönünden ise istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asli müdahiller vekillerinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Dava, iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir.
İflas erteleme davaları, dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı şirketlerden … Akaryakıt Ltd. Şti. ve … Petrol Ltd. Şti’nin borca batık olduğu yönünde tespit yapılmış olmasına karşın dosyada mübrez olan ve güncel değerleri içeren kayyım raporlarında bu iki şirketin borca batıklıktan çıktığı belirtilmiştir. İflas erteleme davalarında şirketin borca batık olup olmadığının belirlenmesi en önemli koşul olup borca batıklık tespitinde kaydi değerler değil satış sırasında gerçekleşecek rayiç değerler esas alınmalı borca batıklık kesin bir şekilde tespit edilmelidir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporu ile kayyım raporlarının çelişkili olması karşısında borca batıklık yönünden tereddüt hasıl olmuştur. Bu durumda mahkemece hakkında iflas erteleme kararı verilen şirketler yönünden güncel durumu itibariyle rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda, iflas erteleme isteyen şirketler hakkında 07.04.2015 tarihinde iflas erteleme tedbirlerine ve sonrasında tedbirlerin devamına karar verildiği anlaşılmıştır. 28.02.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7101 Sayılı Yasanın 65.maddesi ile kaldırılan ancak geçici 14.madde ile derdest davalarda uygulanmasına devam edilen İİK’nın 179/b-7. maddesi uyarınca iflas erteleme tedbirleri 5 yıldan daha fazla olamayacağından mahkemece yapılacak inceleme sonunda şirketlerin borca batık olduğunun anlaşılması halinde inceleme tarihi itibariyle 5 yıllık erteleme süresi dolduğundan iflas kararı verilmesi, borca batık olmadığının tespiti halinde ise iflas erteleme talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte yazılan gerekçelerle asli müdahiller vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle bir kısım asli müdahiller vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden bir kısım müdahillere iadesine, dosyanın kararı bozulan İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesine, kararın bir suretinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 27.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.