YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7517
KARAR NO : 2016/7471
KARAR TARİHİ : 14.12.2016
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar Dairemizin 10/03/2016 gün ve 2015/12821-2016/1888 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kiraya veren tarafından kiracı aleyhine açılan sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, kararın Dairemizin 10.03.2016 gün ve 2015/12821-2016/1888 sayılı ilamı ile onanması üzerine davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketin Rusya Federasyonunda kurulu olup Türkiye’de şubesi olduğunu, 10 adet villa inşa edilip davalı şirkete kiraya verildiğini, kira bedellerinin ödenmemesi üzerine sözleşmenin haklı nedenle feshedilip sözleşmenin 10/b-c maddeleri gereği kararlaştırılan cezai şartın tahsilini istemiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuş, Mahkemece kiracının… A.Ş. Türkiye Cumhuriyeti Şubesi olduğu dava dilekçesinde ise davalı olarak … A.Ş. ‘nin davalı olarak gösterildiği ve duruşmadaki beyanında da Rusya merkezli sözkonusu şirket aleyhine davayı açtıklarını bildirdiği,… A.Ş.’nin kira sözleşmesinin tarafı olmayıp,… A.Ş. Türkiye Cumhuriyeti Şubesi’nin kira sözleşmesinin tarafı olduğu ve husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerektiği belirtilerek davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davada dayanılan 01.05.2014 tarihli ve 9 yıl süreli kira sözleşmesi kiracı olarak… A.Ş. Türkiye Cumhuriyeti Şubesi yetkilisi imzalamıştır. Anonim şirketler tüzel kişiliğe sahip sermaye şirketlerindendir. Yürütülen ticari faaliyetlerin yaygınlaşması nedeniyle işlerin tek bir merkezden yönetiminin zorlaşması halinde kurulan ve şirketi temsil eden şubelerin ise ayrı bir tüzel kişiliği yoktur. Zira şubeler ticari işletmenin bir parçası olarak merkeze bağlıdır, şubenin kar ve zararı merkeze aittir; şube aracılığıyla elde edilen hakların, üstlenilen borçların sahibi de, şube değil işletmenin kendisidir. O halde, taraf ve dava ehliyeti şubenin bağlı bulunduğu gerçek veya tüzel kişiye aittir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davalı …Ş. Türkiye Cumhuriyeti Şubesi’nin TTK.nun md.40 f.4 hükmü uyarınca 04.10.2011 tarihinde şube olarak ticaret siciline tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda … Türkiye Cumhuriyeti Şubesi’nin… A.Ş.den ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliğe sahip olmadığı; aksine dava konusu kira sözleşmesinin… A.Ş. Türkiye Cumhuriyeti Şubesi tarafından, bağlı bulunduğu… A.Ş. adına ve hesabına imzalandığı; bu nedenle söz konusu davanın… A.Ş.ye yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı bu seferki incelemeden anlaşıldığından bu nedenle mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 10.03.2016 gün ve 2015/12821-2016/1888 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkemenin 24.03.2015 tarih 2015/33 E- 2015/361 K sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan karar düzeltme ve temyiz harcının düzeltme isteyene iadesine, 14/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.