Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2016/2942 E. 2016/5460 K. 27.09.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2942
KARAR NO : 2016/5460
KARAR TARİHİ : 27.09.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av. … ile davacı vekili Av. B…. geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Asıl dava sözleşmenin aynen ifası, olmadığı takdirde tazminat istemine, birleşen dava tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davada, sözleşmenin aynen ifası talebinin reddine, tazminat isteminin kabulüne, birleşen davada tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Tokat otobüs terminali işletmeciliği için açılan ihaleyi kazandıklarını, ihale sonrası davalı ile 04.11.2010 tanzim, 01.01.2011 başlangıç tarihli, beş yıl süreli sözleşme imzaladıklarını, davalı belediyenin teslimden kaçındığı gibi 14.12.2010 tarihinde aldığı kararla sözleşmeyi tek yanlı olarak feshettiğini belirterek öncelikle sözleşmenin aynen ifasına, olmadığı takdirde yoksun kalınan kazanç kaybı olarak şimdilik 20.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Birleşen davada ise davacı vekili dava dilekçesinde, 1.207.454,65 TL kazanç kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
1-Davalının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece 08/11/2012 tarihli karar ile feshin haklı nedene dayanmadığı kabul edilerek, sözleşmenin aynen ifası talebinin reddine, dava tarihine kadar yoksun kalınan kar kapsamında müspet zarar olarak 8.867,61 TL alacağın tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekili ve davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 28/05/2013 tarihli ilamı ile ile kiraya verenin tek yanlı olarak akdi feshetmesi, sözleşmeye konu işyerini kiracıya teslim etmemesinin sözleşmenin ihlali niteliğinde olduğu, bu kapsamda davalının tazminat sorumluluğu bulunduğu, TBK’nun 114/2 maddesi uyarınca haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerin, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanacağı, bu nedenle davalının kira sözleşmesine aykırı davranmasıyla oluşan sorumlulukta tazminattan indirim yapılmasını düzenleyen TBK’nun 52.maddesi uygulama alanı bulacağı, bu kapsamda davacı kiracının da feshi müteakip kiracı olarak faaliyetini yürütebileceği yeni bir işyeri bulma konusunda gerekli çabayı göstermek zorunda olduğu, bunun bir sonucu olarak davacının aynı şart ve koşullarda kiracı olarak faaliyetini yürütebileceği başka bir terminal binasını yeniden kiralayabileceği sürenin belirlenmesi, davalı kiraya verenin de bu süreye ilişkin kazanç kaybından sorumlu tutulması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda alınan ek bilirkişi raporunda, dava konusu sözleşme ile otobüs terminali işletmecilik hakkının kiralandığını, terminal işletmeciliğinin davalının Yasadan kaynaklanan bir tasarrufu olduğunu, davacının aynı şart ve koşullarda yeni bir taşınmaz kiralayarak faaliyetine devam etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle TBK 52. maddesi uyarınca indirim yapılması gerekmediği belirtilmiştir. Mahkemece, asıl davada 20.000 TL, birleşen davada 1.187.454,65 TL olmak üzere, davacının, beş yıllık sözleşme süresinin sonu 31/12/2015 tarihine kadar olan 1.207.454,65 TL gelir kaybının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan 01/01/2011 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesi ile şehirlerarası otobüs terminali davalıya kiralanmış, kira sözleşmesi haksız olarak davalı tarafından feshedilmiştir. Bozma ilamında da belirtildiği üzere davalının tazminat sorumluluğu, davacı kiracının aynı şart ve koşullarda kiracı olarak faaliyetini yürütebileceği başka bir terminal binasını yeniden kiralayabileceği süre ile sınırlıdır. Bozmadan sonra yapılan araştırma sonucunda, aynı nitelikte başka bir yer bulunmadığı anlaşıldığına göre bu durumda zararın kapsamı nın belirlenebilir nitelikte olmadığının kabulü gerekir. Bu nedenle Mahkemece,TBK’nun 50/2. maddesi (BK 42/2) çerçevesinde hakkaniyet ölçüsünde ve olayın oluşuna uygun bir tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile sözleşme süresinin sonuna kadar olan gelir kaybına hükmedilmesi doğru değildir.
2- Davalının, birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Birleşen dava, asıl davada bozma kararı verildikten sonra 23/02/2015 tarihinde açılmış, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda birleştirme kararı verilmiş, yine birleştirme kararı da davalıya tebliğ edilmemiştir. Dosyaların bu şekilde birleştirilmesinden sonra da asıl dava dosyasında, birleşen dosyanın dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden, davalının savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca asıl ve birleşen davaya yönelik hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.350 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.