Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2016/282 E. 2016/7483 K. 14.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/282
KARAR NO : 2016/7483
KARAR TARİHİ : 14.12.2016

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davalıların itirazlarının kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı …’in temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı alacaklının, 25/07/2014 tarihinde İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü’nde tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle, İcra Müdürlüğü’nce düzenlenen Örnek 13 ödeme emri davalı borçlu Selin Şengün’e tebliğ edilmeden, takibi kendiliğinden öğrenmesi neticesinde takibe itiraz edilmiştir. İcra İflas Kanununun 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini, İİK. nun 62. maddesi hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. İcra takip dosyasında davalı borçlu …’e ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yukarıda anılan maddedeki, davalı borçluya verilen süreler işlemez. Davalı borçluya usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeden, ödeme ve itiraz süreleri de başlamayacağından davacı alacaklı İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez. Bu durumda mahkemece henüz sonuçlanan icra takibi bulunmadığından, davacının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması kararı verilmesi doğru değildir.
2- Davalı kefil …’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davada dayanılan ve karara esas alınan 01/08/2013 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalılardan … sözleşmeyi kiracı olarak, davalı … kefil olarak imzalamışlardır. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 01/08/2013 tarihli olup, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra imzalanmıştır. Bu nedenle kefaletin şartlarının 6098 Sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. TBK.nun kefalet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583.maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmamaktadır. Bu durumda TBK.nun 583.maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan, mahkemece davalı kefil … hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, ..2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.