YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/710
KARAR NO : 2015/1570
KARAR TARİHİ : 19.02.2015
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/06/2014
NUMARASI : 2013/363-2014/370
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, mesken ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkidir. Mahkemece davanın aktif husumet yönünden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili davalı A.. B.. aleyhine açtığı asıl dava dilekçesinde, davalının iki yıldır kiracısı olduğunu, sözleşme bitmeden davalıya ihtar tebliğ edilmesine rağmen sözleşme sonunda kiralananın tahliye edilmediğini belirterek, mesken ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili diğer kiracı F.. B.. hakkında açtığı birleşen dava dosyasındaki dilekçesi ile davalının sehven asıl davada davalı olarak gösterilmediğini belirterek dosyaların birleştirilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili davacının sözleşmede taraf olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6098 Sayılı TBK.’nun 350/1. maddesi uyarınca ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak davalarda dava hakkı kural olarak kiraya verene aittir. Ancak kiraya veren durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların davaya katılmaları sağlanamaz ise miras bırakanın terekesine temsilci atanması sağlanarak temsilci huzuruyla dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin olan bu hususların mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açılabileceği TBK.’nun 350. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Sözü edilen madde hükmüne göre kiraya veren veya kiraya veren durumunda olmayan malik ancak kendisinin, eşinin alt soyu ve üst soyunun veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut (veya işyeri) ihtiyacı için dava açabilir.
Olayımıza gelince; davanın dayanağı 15.04.2011 tarihli iki yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kiraya veren olarak Zihni Beyaz (Dava dışı), kiracı olarak A.. B.. ve F.. B.. (davalılar) gösterilmiştir. Mahkemece dosyaya getirtilen tapu kaydının incelenmesinden davacının 22.12.2009 tarihinde malik olduğu, davanın malik sıfatıyla açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece de davacının malik olduğu kabul edilmiştir.Bu durumda yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacı malikin tek başına dava açmakta aktif husumet ehliyeti bulunduğundan davanın bu nedenle reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, mahkemece, davacının aktif husumeti olmadığı kabul edilmesine rağmen davanın esası hakkında da yargılamaya devam edilerek karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.