YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/695
KARAR NO : 2015/1635
KARAR TARİHİ : 19.02.2015
MAHKEMESİ : Elazığ 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/11/2014
NUMARASI : 2014/719-2014/1136
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik nedeni ile dava dilekçesinin reddine dair karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine, ya da re’sen gözetilmesi gerekir.
Olayımıza gelince; Davalı kiraya veren il özel idaresi tarafından yapılan ihale sonucunda devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kum-çakıl ocağı davalıya kiraya verilmiş olup, taraflar arasında 31/07/2012 başlangıç ve 31/07/2017 bitiş tarihli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı tarafından başlatılan icra takibinde “kum çakıl ocağına ait ihale bedeli” açıklamasıyla ödenmeyen 58.561,23 TL kira alacağının tahsili istenmiştir. Takip talebi ekinde kira sözleşmesinin mevcut olduğu görülmektedir. Davacı kiracı tarafından açılan eldeki davada kira bedelinin ilk taksidini ödediğini, ancak ekonomik sebeplerle diğer taksitlerini ödeyemediğini kum ocağını da işletemediğini, davalının kira taksidinin ödenmemesi üzerine sözleşmeyi feshetmesi gerekirken bunu yapmayarak icra takibi başlattığını, dava kira ilişkisinden kaynaklandığından görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece dava konusu kum ocağının idarenin ihale işlemleri neticesinde davacıya kiralandığı, takibin dayanağının ihale bedeli olduğu, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin davalı idare tarafından yapılan ihale sonucunda düzenlenmiş olması, sözleşmenin kira sözleşmesi niteliğini ortadan kaldırmaz. Davalı tarafından yapılan icra takibinde alacağın kaynağı olarak ihale bedeli belirtilmiş ise de ihalenin konusu kira sözleşmesi olup takipte istenen ihale bedeli de kira alacağıdır. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.