Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/6415 E. 2015/8376 K. 13.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6415
KARAR NO : 2015/8376
KARAR TARİHİ : 13.10.2015

MAHKEMESİ : Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2013
NUMARASI : 2010/386-2013/593

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar Dairemizin 07/05/2014 gün ve 2013/16552-2014/5875 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Antalya ili K. ilçesi 1.ada 2. parsel sayılı taşınmaz üzerinde K. O. Ve Turizm A,Ş’adına 49 yıllığına irtifak hakkı tescil edilmiştir. Bu şirketin 04.03.2003 tarihinde iflasına karar verilmesi üzerine parsel üzerindeki irtifak hakkı ve üzerindeki villalar ihale ile 15.5.2009 tarihinde davalı M. Turizm A.Ş ye satılarak bu şirket adına 11/03/2010 tarihinde 49 yıllığına irtifak hakkı tescil edilmiştir.Davalı şirket M.T. A.Ş. taşınmazın irtifak hakkını satın aldıktan sonra villalarda oturan davacı M.. M.. hakkında İİK.nun 135/2. maddesine göre tahliye emri gönderilmesini sağlamıştır. Tahliye emri gönderilmesi üzerine, davacı vekili 26.7.2010 tarihli dava dilekçesinde ihale ile satılan 115 ada 20 parsel üzerinde bulunan “ A-1-2 ve 3 nolu Hydros villaları konusunda önceki malik K.O.ve Turizm A.Ş. ile müvekkili arasında 10.7.1997 tarihli mülk kullanım sözleşmesi imzalandığını, o tarihlerden beri villaları kesintisiz kullandığını,9.3.2009 tarihli açık artırma şartnamesinde açıkça 44 villanın eşyalı olarak kullanıldığının tesbit edildiğini,davalı şirketin açık artırma ilanını görerek ihaleye o şekilde girip aldığını, davalı şirketin tek yetkilisi H.G.’nun da aynı yerde villası olup komşu olduklarını, H. G.’nun başından beri müvekkilinin burada hak sahibi olduğunu bildiğini, davacının kiracılığının iflastan ve satıştan öncesine dayandığını,davacının tahliyesinin istenmesinin mümkün olmadığını belirterek taşınmazda müvekkilinin fuzuli şagil olmadığının ve tüm tesislerde kullanma hakkının bulunduğunun ve tahliye etmek zorunda bulunmadığının tespitini istemiştir.Davacı delil olarak 2002 tarihli, önceki intifa hakkı sahibi ile yapılan 99 yıllık mülk kullanma sözleşmesine dayanmıştır. Taşınmazın satılması halinde taşınmazda oturan kiracı hacizden önceki bir tarihte kiracı olduğunu iddia ediyorsa bu iddiasını İİK.nun 135/2. maddesinde belirtildiği şekilde resmi belgelerle ispat etmesi gerekir.Ancak taşınmaz alıcısının başından beri kiracı olduğunu bildiğini ve kiracılığını kabul ettiğini iddia ediyorsa bu iddiasını genel mahkemede açacağı menfi tesbit davasında tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Davacı dava dilekçesinde davalı şirket sahibi ve yetkilisi olan H. G.’nun da aynı yerde villası olduğunu ve komşuluk
yaptıklarını başından beri kiracı olduğunu bildiğini
belirtmiş bu konuda tanık dinletmiştir. Dinlenilen tüm davacı tanıkları şirket yetkilisinin aynı yerde villasının bulunduğunu, başından beri komşuluk yaptığını ve davacının kiracı olarak oturduğunu bildiğini beyan etmişlerdir. Öte yandan 9.3.2009 tarihli açık artırma suretiyle gayrimenkul ve irtifak hakkının satış ilanında 2.sayılı parsel üzerinde bulunan 4. adet villanın tamamına yakınının yabancılar tarafından irtifak hakkı süresince kiralandığı ve fiilen eşyalı olarak kullanıldıkları tespit edilmiştir. Davalı şirketin temsilcisinin H.G. olup aynı yerde 2.8.1999 düzenleme tarihli 99 yıllık mülk kullanma sözleşmesinin bulunduğu ve davalı şirket adına ihaleye şirket temsilcisi olarak H. G.’nun girdiği anlaşılmaktadır.Uzun süre kiracılarla komşuluk yapan şirket temsilcisi H.G. ihale şartnamesinde yabancı kişilerin kiracı olduğunu bilerek ihaleye girip satın aldığına göre hacizden önce davalı şirketin burada davacının kiracı olarak oturduğunu bildiğinin kabulü gerekir. Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonunda davacının, hacizden ve satıştan önce dava konusu taşınmazda kiracı olduğu ve bu durumun davalı tarafça bilindiği kanıtlanmış olmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ,bu defa ki incelemeden anlaşılmakla davacının karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 7.5.2014 gün ve 2013/16552-5875 sayılı onama ilamının kaldırılarak yukarda açıklanan nedenle mahalli mahkeme kararının BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene iadesine 13/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.