YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6138
KARAR NO : 2015/9647
KARAR TARİHİ : 09.11.2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2015
NUMARASI : 2015/39-2015/308
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece davalıların itirazının kaldırılmasına, davalı-kiracı Ö.. T..’ın dava konusu taşınmazdan tahliyesine, davacının davalı-kefil K.. K..li’nin tahliyeye ilişkin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı-kiracının alacağa yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı-kiracı Ö.. T..’ın tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.01.2014 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 31.10.2014 tarihinde tahliye istemli olarak başlattığı icra takibi ile 2014 yılı Ağustos, Eylül ve Ekim ayları kira bedeli toplamı 39.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir. İcra takibinde düzenlenen 13 örnek no’lu ödeme emri kiracı Ö.. T..’a tebliğ edilememiştir. İ.İ.K’nun 269.maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının, merciinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. İİK.nun 269.maddesi gereği ödeme süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacağından, ancak davalı borçlu kiracıya ödeme emri tebliğ edilemediğinden otuz günlük ödeme süresi de başlamaz. Borçlunun haricen icra takibini öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili değildir. Bu durumda davalı borçluya usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmediği için tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi doğru değildir.
3-Davalılardan kefil K… A… K..’nin temyiz itirazlarına gelince;
Davalı K… A… K.. sözleşmeyi TBK’nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra 01.01.2014 tarihinde imzalamıştır. TBK’nın kefalet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583.maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Takibe konu kira sözleşmesinde TBK’nun 583.maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir. Bu durumda mahkemece davalılardan müteselsil kefil hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.