Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/5453 E. 2015/7233 K. 15.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5453
KARAR NO : 2015/7233
KARAR TARİHİ : 15.09.2015

MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira ve aidat alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.10.2013 tarihli kararı ile kiralananın anahtarının teslim edildiğine dair Beyoğlu 31. Noterliğine ait 15.07.2009 tarih ve 2.yevmiye nolu emanet tespit tutanağının tebliğ şerhli onaylı suretinin ilgili noterlikten getirtilerek evraka eklenmesi için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiş ise de mahkemece hükmü temyiz edenin davacı taraf olarak kabulü ile davacı vekiline geri çevirme kararının gereğinin yerine getirilmesi için 7 gün süreli muhtıra çıkarılmış ve verilen sürede eksikliğin giderilmemesi üzerine 16.01.2014 tarihli ek kararla davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilerek 11.09.2014 tarihinde hükmün kesinleştiğine ilişkin kesinleştirme şerhi düzenlenmiştir. Mahkemenin hükmü kesinleştirme işleminin yukarıda açıklanan nedenle hatalı olduğu anlaşılmakla kesinleştirme şerhinin kaldırılmasına karar verildi. Dosya ve ekleri incelendi, temyiz incelemesine geçildi.
Davacı vekili, dava dilekçesinde; 01.05.2006 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli sözleşme ile kiracı olan davalının sözleşmedeki fesih süresine aykırı olarak 29.05.2009 tarihinde gönderdiği ihtar ile kiralananı 30.06.2009 tarihinde tahliye edeceğini belirtmesine rağmen bu tarihte tahliye etmediğini, 24.07.2009 tarihinde apartman görevlisinin davacıyı arayarak kiralananın anahtarının kendilerine bırakıldığını, Temmuz aidatının ödenmediğini bildirdiğini ve bunun üzerine davacının İstanbul’a giderek aynı gün anahtarı teslim aldığını, aylık kira bedelinin 2035 TL olmasına rağmen Mayıs ve Haziran 2009 kira bedellerinin 1850 TL olarak eksik ödendiği, Temmuz ayı kira ve aidat bedelleri ile 62 TL elektrik tüketim bedellerinin ise hiç ödenmedğinden bahisle toplam 2792 TL’nin tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise; davalının taşınmazı fiilen 08.07.2009 tarihinde boşalttığını ve Temmuz ayına ilişkin kira borcu bulunmadığını, kira sözleşmesi imzalanırken verilen depozito bedelinin mahsubunu ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece bilirkişi tarafından sözleşmedeki artış şartı doğrultusunda belirlenen aylık 1905,13 TL kira miktarı esas alınarak Haziran ayından bakiye 240 TL, Temmuz ayı kira bedeli 1905,13 TL, Temmuz aidat bedeli 325 TL olmak üzere toplam 2470,13 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir.
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.05.2006 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira bedeli 1500 TL olarak kararlaştırılmış ve sözleşmenin hususi şartlar bölümünün 6. Maddesinde kiracının kontrat bitiminde kira rayiç bedelini yıllık TEFE-TÜFE ortalaması oranında artışını kabul ve taahhüt ettiği belirtilmiştir. Bu şart geçerli olup, tarafları bağlar. Kural olarak davalı kiracı kiralananın tahliye tarihine kadar olan kira ve aidat bedellerinden sorumludur. Davalı kiracı tarafından kiralananın anahtarı 15.07.2009 tarihli emanet tespit tutanağı ile .. 31.Noterliğine teslim edildiğine göre mahkemece bu emanet tespit tutanağının davacı kiralayana tebliğ tarihinin belirlenerek Temmuz ayı kira ve aidat bedellerinin bu tarihe kadar olan kısmına hükmedilmesi aksi halde davacının bildirdiği tahliye tarihi esas alınarak karar verilmesi gerekirken davalının Temmuz ayı kira ve aidat bedellerinin tamamından sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi davalının takas ve mahsup talebi ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmesi de doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.