Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/4707 E. 2015/5762 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4707
KARAR NO : 2015/5762
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ : Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2015
NUMARASI : 2014/645-2015/166

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın kaldırılması davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve takibin devamı isteminde bulunmuştur. Mahkemece kararda davanın kabulüne, itirazın 70.371,10 TL lik kısmı itibariyle kaldırılmasına, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla talep edilen 17,26 TL lik miktar yönünden takibin iptaline karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388.maddesi ile bunun karşılığı olarak düzenlenen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2 maddesinde belirtilmiştir. Buna göre karar (hüküm), tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca,davanın kabulüne karar verildikten sonra hükmün kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde, sanki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş gibi karar verilmesi de doğru değildir.
Olayımıza gelince; dava, 2014 yılı Temmuz ve Ağustos aylarına ait toplam 70.000,00 TL kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkin olup, davalı 08.07.2014 tarihli ihtarname ile 10.08.2014 tarihinde taşınmazın boşaltılacağının davacıya bildirildiğini bu tarihe kadarki kira bedellerinin ödendiğini, bu tarihten sonraki kira bedelinden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kararın gerekçesinde dosyayla ilgisi olmayan takip dosyası ve gerekçelere dayanılmış, ayrıca davanın kabulüne karar verildiği halde davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur. Bu durumda hüküm fıkrası çelişkili, infazda tereddüt oluşturacak nitelikte olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA ve davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.