Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/4419 E. 2015/5379 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4419
KARAR NO : 2015/5379
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2014
NUMARASI : 2014/480-2014/942

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın kaldırılması ve tahliye davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve taşınmazın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkeme kararında davanın kısmen kabulü ile 2.590,43 TL ye yönelik itirazın kaldırılmasına davalının tahliyesine karar vermiş, karar davalı borçlular vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388.maddesi ile bunun karşılığı olarak düzenlenen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2 maddesinde belirtilmiştir. Buna göre karar (hüküm), tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca,davanın kabulüne karar verildikten sonra hükmün kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde, sanki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş gibi karar verilmesi de doğru değildir.
Olayımıza gelince; dava, 2014 yılı Ocak, Şubat, Mart aylarına ait toplam 4.705,00 TL kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve davalı kiracı şirketin tahliyesi istemine ilişkin olup, davalı olarak kiracı Şirket, müteselsil kefil B. ve sözleşmeyi şirket adına imzalayan Şükran gösterilmiştir. Mahkemece her bir davalı hakkında yukarıda yapılan açıklamalar gözetilerek ayrı ayrı hüküm kurulup , infazda tereddüt yaratmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken 2.590,43 TL ye yönelik itirazın kaldırılmasına, davalının … tahliyesine şeklinde karar verilmesi doğru değildir.
Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 03/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.