Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/4350 E. 2015/5570 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4350
KARAR NO : 2015/5570
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2011/712-2014/146

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av. N. Ç.ve davalı vekili Av. B. D. A. ile şirket yetkilisi B.. Ş.. geldiler. Hazır bulunanların sözlü beyanları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava menfi tesbit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalının müvekkili ile asıl kiracı Ö. D. A.Ş. hakkında Bakırköy 7. İcra Müdürlüğünün 2009/12 esas sayılı dosyada 287.063,93 TL toplam kira alacağı için takip başlattığını, takibe itiraz edildiğini, icra hukuk mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda davacının itirazının kaldırılarak davacı aleyhine takibin kesinleştiğini, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/68 esas sayılı dosyasında davacı ve diğer şirket aleyhine itirazın iptal davası açıldığını, icra takibinin davacı yönünden derdest durumda olduğunu, ancak takibe dayanak yapılan kira sözleşmesinden dolayı davacının bir sorumluluğunun olmadığını, kefil olarak kefaletin ancak muteber bir borç ilişkisi olması halinde mümkün olduğunu asıl borçlu yönünden sözleşmenin geçerli olmadığını dolayısıyla davacının da borçtan sorumlu tutulamayacağı belirterek borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı vekili ise 20.10.2007 başlangıç tarihli sözleşmesini kiracı ve kefil sıfatıyla davacının imzaladığını, taşınmazın temiz ve eksiksiz olarak davacıya teslim edildiğini, kira sözleşmesinde kiracı Ö. U. Dershaneleri olarak belirtilmiş ise de villanın davacı tarafından kullanıldığını, bu nedenle fiilen kiracı sıfatını kazandığını, kira bedellerinden de sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Hükme esas alınan 20.10.2007 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli tripleks villaya ait kira sözleşmesinde kiraya veren B. D. ticaret A.Ş. ve kiracı Ö.U. Dershaneleri A.Ş. olarak düzenlenmiş davacı E.. Y.. sözleşmeyi kiracı şirketin temsilcisi ve kefil olarak imzalamıştır. Davalı kiraya veren Bakırköy 7. İcra Müdürlüğünün 2009/12 esas sayılı takip dosyasında kiracı şirket ve kefil hakkında takip yapmıştır .Ödeme tebliği üzerine kiracı şirket süresinde itiraz ederek takibi durdurmuş, kefil E.. Y.. süresinde takibe itiraz etmediğinden hakkında yapılan takip kesinleşmiştir. Dava dışı şirketin itirazı üzerine kiraya veren alacaklı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 2010/68 Esas sayılı itirazın iptal davası açmış yapılan yargılama sonucunda mahkemece kira sözleşmesinin davalılar adına aynı kişi tarafından imzalandığı, kiracı gözüken şirketin iki imza ile temsil edilmesi gerektiği, iki imzanın zorunlu olduğu, sözleşmede ise tek imzanın bulunduğu gerekçesiyle şirket yönünden davanın esastan, davacı E.. Y.. yönünden ise dava şartı yokluğundan red edilmiş bu karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 20.09.2012 tarih ve 2012/12957-12002 E.K sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Uyuşmazlık sözleşmedeki kiracının kim olduğu noktasında toplanmaktadır.Kesinleşen yukarda tarih ve numarası belirtilen karara göre sözleşmedeki imzanın davacı E.. Y..’e ait olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan davacı E.. Y.. 13.05.2014 tarihli oturumda kiralananın şirket adına kiralanması amacıyla evi bir kez gördüğünü ve tek imza ile sözleşmeyi imzaladığını, ancak çift imza ile temsil edildiğini, kiralanan üzerinde hacizler bulunduğundan kiralananın kiralanmasından vazgeçildiğini beyan etmiş ve kira sözleşmesini kiracı ve kefil olarak imzaladığını kabul etmiştir. Bu durumda sözleşmede imzası bulunan davacı E.. Y..’in imza sahibinin şahsi sorumluluğu gereğince kiracı olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle E.. Y..’in kiracı olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.