Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/4112 E. 2015/5779 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4112
KARAR NO : 2015/5779
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ : Şereflikoçhisar Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2014
NUMARASI : 2012/217-2014/158

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalıların, müvekkili şirketin maliki bulunduğu ana taşınmazın 15 iş yerinde kiracı sıfatı ile oturduklarını, 2005 yılından bu yana kira ilişkisinin devam ettiğini,dava açılmadan kısa bir süre önce davalılarca mecurda yıkım yapılmakta olduğunu iş yerlerinin aralarının tamamen açılarak ortak kullanım alanı haline getirildiğini, elektrik tesisatı ve sayaçların söküldüğünü,imar planında bulunmayan bir girişin ihdas edildiğini tespit ettiklerini, tüm bu hususların akde aykırılık niteliğinde olmakla birlikte BK’nun 256/2 maddesindeki açıktan fena kullanım halini de teşkil ettiğinden taraflar arasındaki kira sözleşmesinin müvekkili tarafından feshedildiğini beyanla dava konusu mecurdan davalıların tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili,dava konusu yeri imara aykırı hale getirenin davacının kendisi olduğunu, müvekkilinin depoyu ilk kiraladığında şu anki yerden giriş verildiğini,davacının iddia ettiği hususların BK’nun 256/2 ile alakası olmadığını , bir an için bu kapsamda düşünülse bile aktin feshedilmesi için eski hale iade ihtarı çekilip buna göre haraket edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece duvarların kiracı tarafından yıkıldığı ve yıkılan duvarların binanın statik yapısını bozduğu,bu durumda yapılan değişiklik açıktan fena kullanma niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten ağır bir zarar vermesi, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından çekilmez olması durumlarında kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir.
Akde aykırılık nedenine dayanılarak açılan davada tahliye kararı verilebilmesi için akde aykırı davranışın önemli ve doğrudan doğruya kiralananın bizzat kullanılması ile ilgili olması gerekir. Bunun dışında sözleşme ile konulan yükümlülüklerin kiracı tarafından yerine getirilmemesi akde aykırılık nedeni ile tahliye sonucunu doğurmaz.
Olayımıza gelince;Taraflar arasında geçerli olan 1.1.1995 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi gereğince kiralanan 15 adet bağımsız bölümün mobilya deposu olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.Yargılama sırasında inşaat bilirkişisi tarafından tanzim edilen 18/03/2014 tarihli raporda ara duvarların kaldırılmadan önce konunun uzmanı inşaat mühendislerince beton laboratuarı kanalıyla kolonlardan karot numunesi alınıp kolonlarda demir taraması yapılmak suretiyle incelenerek yapının sağlamlığı yönünde rapor düzenlenmesi durumunda büyük tadilata başlanabileceği bildirilmiştir.O halde mahkemece yapılması gereken iş, gerçeğin ortaya çıkması için (HMK.281 mad.) bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde usulüne uygun numune aldırılıp konusunda uzman üniversiteler aracılığı ile dava konusu taşınmazlara ait ara duvarların yıkılmasının binanın statiğine zarar verip vermediği bu itibarla iddia olunduğu gibi açıktan fena kullanım olgusunun oluşup oluşmadığı hususlarında Yargıtay denetimine elverişli, tarafların iddia ve itirazlarını cevaplandıran rapor alınarak, sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.