Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2015/3822 E. 2015/7528 K. 28.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3822
KARAR NO : 2015/7528
KARAR TARİHİ : 28.09.2015

MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2014
NUMARASI : 2013/545-2014/1136

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 01.03.2013 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin brüt 4.050 TL olarak belirlenmesi üzerine hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının 1990 yılında sözlü sözleşmeyle davaya konu taşınmazı kiraladığını, 01.03.2003 tarihinde yazılı sözleşme yapıldığını, aylık kira bedelinin 158,60 TL olarak belirlendiğini, davalının bir önceki dönem 360 TL kira parası ödediğini belirterek 13.05.2013 tarihinde açtığı dava ile kira parasının 01.03.2010 tarihinden itibaren 4.000 TL olarak belirlenmesini istemiş, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 30.09.2015 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek aylık kira parasının 4.500 TL olarak tespitini istemiştir. Davalı vekili kiralanan tapuda bağımsız bölüm olarak gözüküyorsa da bağımsız bölümlerin fiili olarak birleştirildiğini ve binanın hastane olarak kullanıldığını, diğer bağımsız bölüm maliklerinin de birden fazla bağımsız bölümü birlikte kiraya verdiğini bu bağımsız bölümlere ilişkin sözleşmelerin emsal olarak dikkate alınması gerektiğini, istenen bedelin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ikinci keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda davalı tarafça emsal olarak gösterilen yerlerin kiralananın da içinde bulunduğu hastahanenin içinde yer alan bağımsız bölümlerin ara bölme duvarları kaldırılmak suretiyle birleştirilmiş ve bu haliyle kullanılmakta olan yerler olduğunu, müstakil bağımsız bölüm olarak gerek mahallinde ve gerekse dosyaya sunulan kira sözleşmesi fotokopilerinde birden fazla bağımsız bölümün bir arada kiraya verilmiş olması ve hali hazırda bağımsız bölüm özelliğini kaybetmiş ve hastahanenin faaliyet amacı doğrultusunda farklı dizayn edilmiş olması nedeniyle kiralanana emsal olamayacağı, dava konusu kiralananın bulunduğu yerin giriş kat olması, kiralananın iki cephesinin yola cepheli olması, davalı emsallerinin ise kiralananın konumuyla hiçbir biçimde benzerlik göstermemesi nedeniyle davalı tarafça emsal yer olarak gösterilen yerlerin kiralanana emsal olamayacağı, davacı emsalinin ise kiralananla yüzölçümü dışında diğer özellikler yönünden aynı olması nedeniyle kiralanana emsal olabileceği, davalı tarafça emsal olarak gösterilen yerlerin ise kiralananla aynı binada bulunmaları nedeniyle inşaat kalitesinin kiralananla benzer özellikte olduğu ancak konum itibarıyla farklı durumda olmalarının yanında birden fazla bağımsız bölümün fiilen birleştirilerek ve bağımsız bölüm özelliği fiilen sonlandırılarak kiraya verilmiş olduğu hususları birlikte gözetildiğinde davalı emsallerinin kiralanana emsal olamayacağı belirtilmiştir.
Davada, kira bedelinin hak ve nesafet esaslarına göre belirlenmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davacı hastane olarak kullanılan ve kat irtifakı kurulan taşınmazın bir adet bağımsız bölümünü kiraya vermiş olup bu bağımsız bölümün keşif ile saptandığı üzere binanın girişinde bekleme salonu olarak dizayn edilmiş, bölme duvarları kaldırılarak ortak alan haline getirilmiş ve diğer bağımsız bölümlerle birleştirilmiş haliyle kullanılmaktadır. Dosya kapsamından diğer maliklerin de kendilerine ait bağımsız bölümler için kira sözleşmeleri yaptıkları anlaşılmaktadır. Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda diğer bağımsız bölümlerin emsal olamayacağı belirtilmiş ise de; Taşınmaz birden fazla malikten kiralanan bağımsız bölümlerden oluştuğuna göre diğer malikler ile yapılan kira sözleşmeleri ve bağımsız bölümlerin durumu, miktarı ve arsa paylarının da değerlendirilmesi gerekir.Mahkemece bu hususlar üzerinde durulup yeniden alınacak bilirkişi raporu ile kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de kira bedelinin tespiti davalarında ıslah yolu ile artış istenemeyeceği de dikkate alınmaksızın karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine 28/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KISMİ MUHALEFET ŞERHİ:
6100 sayılı HMK 176 ve devamına göre ıslah, taraflardan birinin yargılama sırasında yaptığı usul işlemini düzeltmesi veya değiştirmesidir.
Bu yüzden çoğunluğun bozma ilamının son paragrafında yer alan “kira bedelinin tespiti davalarında ıslah yolu ile artış istenemeyeceği …” yönündeki görüşüne katılmıyorum.